Anlamanın o yürek serinleten ferahlığı

  • GİRİŞ04.04.2024 09:13
  • GÜNCELLEME05.04.2024 08:08

Sokak siyasetinden medet umuyorlar.

Şiddeti meşru, ayaklanmayı hak görüyorlar..

Dünya güçlerinin ve maşalarının işleri güçleri fitne fesat!

Seçimlerde bile ortalığı karıştırmaya..

Şehirlerimizi terörize etmeye çalışıyorlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan;

"Her kim şiddeti, kaosu, eşkıyalığı..

Vandallığı bir hak arama yolu olarak görürse..

devletimizin çelikten yumruğunu,,

Karşısında bulacaktır" dedi.

Aktüel siyasetin paslı kırık dökük çarklarından,

Bitmeyen devlet hayhuylarından;

Üniversitelerin uykulu homurdanmasından;

Gazete gıcırtılarından, televizyon gürültüsünden,

İnternetin haber bombardımanından..

Muhalefetin iktidar açlıklarından..

İktisadi dertlerden ötürü.. Düşünceler bulanık,

Duygular balçıklaşmış vaziyette.

KORUMA KALKANLARI

Dünya güçleri, insanımızın gövdesine,

Zihnine çullanmak üzere kurulu sanki.

Aklı, yoldan çıkaran; duyguları, kaosa sürükleyen..

Çapraşık ilişkiler ağı hâkim modern hayata..

Umut mu, korku mu, sevinç mi, öfke mi, acı mı?

Suçluluk mu, keder mi, mağduriyet mi savunmamı?

Hepsi de birbirine dolanmış hurda düşünceler..

Kirli duygular, karmakarışık psikoloji.

Televizyon dizileri korku filmi gibi..

Futbol maçlarında bile şiddet sahneleniyor.. 

Belki de bu çılgınca olan bitenler karşısında..

Yapılacak başlıca şey; sükûneti korumaktan,

Olayların etkisini savuşturmak için

Kimi koruma kalkanları icat etmekten ibaret.

Abdest, Kuran okuma, namaz ve  ibadetler..

İşte o can simidi koruma kalkanları, çelik zırhlar.

KÜRESEL İNSAN

İnsan, bu can yakan hengamede yapayalnız.

Dünya labirentinde, yolunu kendisi bulmak zorunda üstelik..

Kimse kimsenin çıkışı yahut kurtuluşu değil.

Herkes problemini kendi çözecek..

İnsanın önünde herhangi bir “hedef” de yok artık;

Kanla lanetlense, gözyaşlarıyla ıslansa da,,

Bütün hedeflere ulaşıldı ya da ülküler dağın ardına gönderildi..

Arzular nesnelerine karışıp çoktan çözüldü.

Akıl ve ruh hastası çağdaş insan!

Sona gelindi, “en” sona hatta.

Bu kasvetli, hatta dehşetli son karşısında..

Gazze’den bakınca bu kıyamet gününde..

İnsan, taze bir arzu için, yeni bir aşk için..

Varını yoğunu vermeye hazır görünse de,

Yeni bir sevda, yeni bir düş, yeni bir söz,

Yeni bir ideal ve eylem, ufukta görünmüyor..

İnsan iyi kötü demedi her şeyi yaptı son yüzyılda..

Ve nihayet yüklerinden boşaldı,

Sorumluluk duygusunu yitirdi bir kere..

Şimdilerde külfetsiz, başıboş, amaçsız ve anlamsız.

Yeni yükler kuşanamayacak kadar da mecalsiz..

Hatıralarla avunuyor yalnızca..

RAMAZANDA ŞİFA ARAMAK

Hayatın herhangi bir noktasında bir köşe bulmak..

Gerçeklikten firar etmek amacıyla değil.

Ölüm büyüteciyle hayatı taramak için;

Dövülmüş sinirleri azıcık onarmak için..

Manen toparlanmak, aklı ve iradeyi güçlendirmek için..

Bir ağaç gibi susmak için bir toprağa yerleşmek.

Toprak, saksı ve vazo farkını düşünmek..

Ramazanda; Kuran’da, oruçta, namazda ve zekatta şifa aramak,

Olaylara söz yetiştirmeye çalışmadan yaşamak..

Zuhurata uyup olup bitenleri sessizce anlamaya çalışmak..

Dünyanın kendisini açması için sabırla beklemek.

Anlamanın o yürek serinleten ferahlığını,

Farkında olmanın sancısına kaptırmamak için..

Ana yolu bulmak... 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat