Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu Sempozyumu
- GİRİŞ12.06.2025 08:39
- GÜNCELLEME13.06.2025 08:44
Atatürk Üniversitesinin 11. Rektörü olarak görev yapan, merhum Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu’nun (1924 – 1986) doğumunun 100. yılı anısına “Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu Sempozyumu: Liderlik, Bilim ve Miras”(6 Aralık 2024 ) düzenlendi..
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Reyhan Keleş, sempozyumun hazırlık safahatını; Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu pek çok alanda ilklere imza atan Bıyıkoğlu’nun çok yönlü kişiliği üzerinde durdu. Prof. Dr. Beşir Atalay, zor dönemde kendilerine üniversite kapılarını açan Bıyıkoğlu’nun ilim adamı taraflarını anlattı.
Prof. Dr. Ömer Dinçer, Bıyıkoğlu’nun lider kişiliğini tanıttı. Prof. Dr. Mustafa İsen ise, vizyonunu, misyonunu ve mirasını; Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu da çalışkan kişiliği ve halktan biri kimliği ile Bıyıkoğlu’na duydukları tarifsiz sevgiyi anlattı.
Sempozyumla ilgili yayınları, birkaç siteyle birlikte ağırlıkla olarak Maarifin Sesi sitesinden aldık.. Emeği geçenlere teşekkür ederim.
ÖRNEK REKTÖR
Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu, 1924 yılında, Ankara’nın Polatlı ilçesinde dünyaya geldi. İlkokulu Sivrihisar ve Polatlı’da, ortaokulu ve liseyi Eskişehir’de tamamladı. 1948’de Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden mezun oldu.
1948-1950 yılları arasında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ziraat Mücadele Enstitüsünde Fitopatoloji Bölümünde asistan olarak çalıştı. Vatani görevinin ardından, 1950-1951 yılları arasında Konya’nın Sarayönü ilçesinde Konuklar Teknik Ziraat Okulunda öğretmen olarak çalıştı. Daha sonra da 1953-1958 yıllarında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinin Zootekni Bölümünde asistan olarak çalıştı ve 1957 yılında doktorasını tamamladı. 1962’de doçentliğe yükselen Prof. Dr. Bıyıkoğlu, 1965-1966 tarihleri arasında Batı Almanya Hariensce Max Planck Enstitüsünde araştırmalarda bulundu ve profesörlük tezini hazırladı; 1966 yılında profesör oldu.
Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu, ABD’de yaptığı ihtisastan sonra Erzurum Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne atanmış bir ilim adamıdır. 1962’den 1971 yılına kadar Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Bölüm Başkanlığı, Ocak 1969’dan Aralık 1970’e kadar da İşletme Fakültesi Dekanlığı yaptı.
Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu’nun asıl hizmeti ve tanınması, Erzurum Üniversitesi Rektörü olduktan sonra başlamaktadır. 16 Ekim 1969’dan 3 Şubat 1970’e kadar da Erzurum Üniversitesi Rektör Vekilliği görevini yürüttü. 1970’den Bakanlar Kurulu Kararı ile Erzurum Üniversitesi Rektörlüğü’ne asaleten atandı ve bu görevi 1976’da son buldu. Erzurum’da rektörlüğü esnasında son derece önemli başarılara imza atmıştır. Başta Erzurum olmak üzere Doğu Anadolu’da gelişmiş ırk hayvancılığının yerleşmesini sağladı.
Sözkonusu hizmetleri, benim hayatımı da etkilediğinden; bu yazıyı kaleme almayı, bir vefa borcu olarak görüyorum..
AVRUPA MERKEZLİ BİLİM ANLAYIŞIYLA MÜCADELE
Avrupa’da 1789 Fransız İhtilali’nden sonra eğitim bir yaratıcıyı devreden çıkaran pozitivist felsefe üzerine bina edilmiştir. Osmanlı Devleti’nin 1800’lü yılların ortalarından itibaren eğitim için Avrupa’ya gönderdiği öğrenciler orada bir yaratıcının varlığının sorgulandığı, ahiretin varlığının inkâr edildiği pozitivist felsefenin etkisinde kalmışlar, yurda dönünce bu sorularının cevabını İslamiyet adına medreselerden istemişlerdi. Medreseler onları dinsizlikle itham ederek kapılarını onlara kapatmıştı. Bu yıllarda kurulan İstanbul Üniversitesi’nin Tıp, Veterinerlik gibi fakülteleri, pozitivist felsefenin etkisinde yetişmiş yerli ve yabancı eğitimciler tarafından yürütülmüştür.
Cumhuriyet döneminde medreseler kapatılıp Batı felsefesine göre yeniden şekillendirilmeye çalışılan yükseköğretimin imdadına Almanya’dan sınır dışı edilen Yahudi asıllı eğitimciler yetişmiştir. Bu yıllarda Anadolu’da “Allah” demenin yasak edildiği yıllardır. Eğitim tamamen pozitivist felsefenin temelleri üzerine oturtulmuştur.1945 yılında Türkiye’de tek İstanbul Üniversitesi vardır. İkinci Dünya Harbi sonrası 1945 yılında Almanya’dan sınır dışı edilen Yahudi asıllı üniversite profesörleri, o zaman Türkiye tarafından kabul edildi. Bunlar İstanbul Üniversitesi’ne yerleştirildi. Bunların bazıları Ankara Üniversitesini kurmak üzere görevlendirildi ve 1946 yılında Ankara Üniversitesi kuruldu. Daha sonraki yıllarda kurulan üniversiteler de bu pozitivist ruhla şekillendirildi.
Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu, Erzurum Üniversitesi’ne rektör olarak atanınca, sözkonusu Avrupa merkezli, pozitivist, ateist, materyalist bilim anlayışıyla mücadele etti.
1917 yılında Rusya krallığı yıkılmış yerine komünist idare gelmişti. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuş, Asya’daki bütün Türkî Cumhuriyetleri ve Kuzey Avrupa’yı Bulgaristan ve Arnavutluk da dâhil içine almıştı. En büyük hedef Türkiye’yi komünist yapmaktı. 1970’li yıllarda Rusya’nın bu iş için Türkiye’nin bütçesi kadar para harcadığı dilden dile dolaşıyordu. Türkiye’de 27 Mayıs 1960’tan sonra sol hareketin önü açılmıştı. Üniversiteler, ideolojik savaş alanıydı; sağ sol çatışmalarıyla kan gölüne dönmüştü.. Kemal Bıyıkoğlu hoca, üniversitede teröre mesafe koyup eğitimi önceledi, o zamanın tâbiriyle sağ görüşlü olan her fikirden, başarılı ve kabiliyetli Anadolu çocuğuna akademik kapıları açtı.
Gladyonun tahrik ettiği bazı öğrenci görünümlü unsurlarca rektörlük makam koltuğu yaktırıldı. Erzurum Üniversitesi’nde solcu öğrenciler rektörün koltuğunu yakınca, Erzurum halkı da üniversite ve yurtları basmış, solcu öğrencileri buralardan kovmuştu. Rektörlüğe de bir koltuk hediye etmişti.
ERZURUM ÜNİVERSİTESİ’NDE AÇILAN ÇIĞIR
Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu, Erzurum Üniversitesi’nde Avrupa merkezli ilim anlayışıyla mücadele etti. Akademik hayatı medeniyetimizle temellendirmeye çalıştı. Bugünü geçmişle yarın arasına köprü haline getiren anlayışla ve tarih bilinciyle; üniversitede oluşturduğu yerli sistemle, ilim hayatına, Anadolu'nun enerjik insanlarını dinamizm yüklü kadrolar olarak yetiştirdi. Rektörlüğü döneminde(1969-1976) oluşturduğu kadrolarla Erzurum Üniversitesini, Türkiye’de üniversiteler kuran üniversite haline getirdi.
İmam hatipliler ve meslek liselerinde yetişen gençlere üniversite kapısını açtı; böylece ülkenin ilmî sinerjisine güç kattı. Bir imam hatip mezunu olarak (1981) Erzurum Üniversitesi’nde 1982-1987 yılları arasında İslami İlimler Fakültesi’nde okuma imkanı buldum.
Erzurum Üniversitesi bünyesinde İslami İlimler Fakültesi’ni açtı, ilk dekan olarak Prof. Dr. Kaya Bilgegil’i atadı.. Bıyıkoğlu ile Bilgegil Hoca, birlikte, İslami İlimler’in müfredatını kaynakları orjinalinden okutma amacıyla Arapça temelli hazırladı ve yurt dışında doktora yapmış Şerefattin Gölcük, İhsan Süreyya Sırma ve İbrahim Canan gibi ilahiyatçıları buraya topladı. Dünyanın şöhretli ilim adamlarını Erzurum’a davet etmiştir. Prof. Dr. Muhammmed Hamidullah ve Prof. Dr. Tayip Okiç gibi hocaların o dönemdeki İslami İlimlerdeki hizmetleri nasıl unutulabilir?
İslam Enstitüsü mezunlarını, akademik çalışma yapma, yüksek lisans ve doktora eğitimi alma imkanı sağlayarak ilim hayatına, akademik dünyaya dahil etti.
1960-1970’li yıllarda mevcut üniversitelere Anadolu insanın akademisyen olarak girmesi pek kolay değildi. Bu iş için mason localarından referans almak gerekirdi. Erzurum üniversitesi bu bakımdan Anadolu gençlerinin akademisyenlik hayatına atılmalarında çok önemli bir kapı olmuş, böyle bir kapıyı açmayı da Allah Kemal Bıyıkoğlu’na lütuf etmişti.
Bugünkü akademik hayata yön veren pek çok hoca ve akademisyenin yetişmesi için üniversitesinin kapılarını açtı. Bütün Türkiye'ye; çalışmayı, çalışkanlığı ve vizyon sahibi hoca olarak zorlukları aşabilmeyi miras olarak bıraktı.
Erzurum'dan onun akademik yollarla yetiştirdiği kadrolar İslam dünyasının batıyla üçüncü büyük karşılaşması olan modernleşme dönemi akademik hayatına ivme kattı. Bugünkü Türk Üniversite sisteminin gelişip ilerlemesinde çok büyük emek sahibi. Prof.Dr. Erol Güngör, Konya Selçuk Üniversitesi’ne rektör olunca aynı yoldan yürüdü.. Yetiştirdiği talebeleri Van , Kırıkkale, Karabük Üniversiteleri başta olmak üzere pek çok üniversiteye kurucu rektör, rektör, hoca, İlim adamı ve idareci olarak hizmet etti.
İLK ÜNİVERSİTE CAMİİNİ YAPTI
Türkiye eğitim tarihinin önemli bir ilkini de Bıyıkoğlu, Erzurum’daki üniversite kampüsünde bir cami yapımını hayata geçirerek gerçekleştirmiştir.
Cami yapımı ile ilgili olarak merhum Hasan Celal Güzel, bir anısını şöyle anlatmaktadır:
“CHP, ‘Kemal Bıyıkoğlu’ deyince kırmızı görmüş boğaya dönerdi ve aynen o boğa tavrıyla bütçe komisyonunda ona saldırırlardı.
Bütçe komisyonunda aslında söz vermeden teknisyenlerin ve bürokratların konuşması mümkün değildi. Genç olmama rağmen DPT yatırımlarından sorumlu olduğum için yükseköğretimin eğitim müzakerelerine ben de giderdim. Son derece ilgi çekici müzakereler olurdu. Bir tarafta iktidar, bir tarafta muhalefet oturur, çok sayıda dinleyici gelirdi. Bu arada çok geniş Mâliye Bakanlığı ve Devlet Plânlama Teşkilâtı grubu olurdu.
Bir gün bütçe komisyonundaydık. Atatürk Üniversitesi bütçesi görüşülürken CHP’li üyeler Kemal Bey’i bombardımana tutmaya başladılar. Konu, Atatürk Üniversitesi’ne yapılan cami meselesiydi.
CHP’liler, Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin kampüsüne yapılan o camiyi çok büyük bir problem hâline getirmişlerdi.
Kemal Bıyıkoğlu, bu müzakerelerde çok mazeret beyan edebilir, birçok yabancı üniversitedeki ibadethanelerden bahsedebilirdi. Veya hiç sesini çıkarmaz, sanki suçluymuş gibi bunu kabul edebilirdi.
Ama bunlardan hiçbirini yapmadı!
Hiç unutmuyorum, önündeki masayı yumruklayarak, hiç de yetkisinde olmamasına rağmen, ‘Cami yaptırdım ve bununla iftihar ediyorum. Var mı başka diyeceğiniz?’ diye haykırdı.
Bir an sessizlik oldu…” (Polatlılı Bir İlim Adamı Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu; S: 191)
Bu çalışmalarını Türkiye’nin en istikrarsız döneminde, muhtıralar ve siyasi çalkantılar arasında gerçekleştirdi. 12 Mart müdahalesinin ertesinde iki bakanlık tarafında bizatihi teftiş ve tahakküme uğratıldı. Süleyman Demirel maliye bakanını gönderip cami projesinden vazgeçirmeye icbar etti.
Tarihin facr-i sadığına giden yolun Büyük Türkiye’si için akademik alt yapının yetiştirilmesi yolunda var gücüyle çalıştı. Tarihi Hatuniye Medresesi ve Yakutiye Medresesi geleneğini yüklenip geleceğe taşıma azim ve çabasıyla yüklü bir üniversite anlayışını geriye miras bıraktı.. Yakın geçmişi ile Türkiye’nin ilim ve idare hayatına ekol olmuş Erzurum Üniversitesi, Türkiye’ye hizmet etmeye devam ediyor. Merhum Bıyıkoğlu’nun ruhu şad olsun.
Mustafa Yürekli / Haber7
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol