Dünya güçleri ve küresel ahmaklık
- GİRİŞ03.12.2025 10:32
- GÜNCELLEME03.12.2025 10:32
Tarihte bilgi üretimi ve bilgiye ulaşım açısından ileri bir dönemi yaşadığını iddia eden çağdaş insana, içinde bulunduğu küresel kültür ortamın cahiliye olduğunu anlatmak çok zordur.
İnsanlığın küresel düzeyde yaşadığı en büyük sorun, hayatı sorgulamayan, uyarıları duymayan ve problemlerini çözemeyen, kararları başkasına bırakmış ahmak bir güruha dönüştürülmesidir,.
Batılılaşma/modernleşme sonucu küresel çapta ahmaklık sorunuyla yüz yüze bulunuyoruz: İletişim ağlarıyla algı yönetimi yapıldığından başa gelen olayların / sorunların algılanamaması; iklim değişikliği ve küresel ısınma; çılgınca yapılan silahlanma yarışı; gücü yeten yetene yaşanan bir hayat.. İnsanlığı tümüyle ortadan kaldırabilecek tehlileşer.. Üstelik duyarsızlık gösterilen bu tehditler, uzun bir liste oluşturuyor.
Doğayı talan ederek, insanları ezerek ve sömürerek servet ve iktidarı ele geçiren Batılı küresel seçkinlere, aptallaştırılmış kitleler kolayca teslim oluyor. Ülkeler işgal edilior.. Şehirler bombalanıp viraneye, enkaza dönüştürülüyor.
İnsan akıl, irade ve özgürlük imkanlarına sahip olduğunu unutmuş görünüyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde bulunan dünya güçleri, gelişmiş iletişim teknolojisiyle beyinleri yıkayarak, algı yönetimiyle ve yapay korkularla insanları kontrol etmek istiyor.
Hakikate bağlanmış ve sadık kalma mücadelesine girmiş, aklını kullanmaya cesaret eden, eleştirel düşünmeyi başaran bireyler etkisizleştiriliyor.
Dünya güçleri için günümüzde kitleleri korkularla, kurgularla ve kuruntularla idare etmek, manipüle etmek ve kontrol etmek çok kolaydır.
Daha fazla güç ve para uğruna insanlık bilinçli bir şekilde ahmak haline getirilmektedir. Küresel düzeyde, teknolojik imkanlar kullanılarak aptallık yeniden üretilmekte ve idraklere giydirilmektedir.
Aptallaştırılan topluluklar, doğanın ve insanlığın yok olması gibi en varoluşsal bir tehdit karşısında bile cinsiyetçi, ırksal, mezhepsel, militarist, otoriter ve ideolojik nitelikteki yapay mağaralardan çıkıp teşkilatlanamamaktadır.
Eleştirel düşünmek, problem çözmek, yanlış seçenekleri elemek ve doğru çözümü uygulamaktır.
İnsanın düşünmesi yetmemektedir; insanın esas yeteneği ve kapasitesi, bir ideal uğruna birleşme, birlikte hareket edebilme, yardımlaşma, devlet çapında teşkilatlanma düzeyidir. Eleştirel düşünmenin yok olmasının ve zayıflamasının kaçınılmaz sonucu, aydın yetiştirememe ve ahmaklaşmadır; problemleri tanımlayamayan, çözüm bulamayan güruh haline gelmedir.
Felsefeyi, bilimi ve sanatı arka plana atan, ön yargıları yaygınlaştıran, düşünce kalıplarını, donmuş duyguları, yapay kimlikleri esas alan siyasal-sosyal güç odakları, kitleleri itaat etmeye ve teslim olmaya şartlandırmaktadır.
İnsanlık, artık ilim ve akıl çağında yaşamamaktadır; cahiliye çağında yaşamaktadır. Yaşadığımız çağ, küresel ahmaklaştırma dönemidir. Eleştirel düşünme yeteneği ve kapasitesi geliştirilmediği takdirde, teknolojiyle, kültür endüstrisiyle, yapay kimliklerle, eğitimle, korkularla insanlığın ahmaklaştırılması insanlığın ve dünyanın sonunu getirecek boyutlara ulaşacaktır.
Toplumlar için en önemli şey, karlarıdır. Teslim olmak demek, karar verme süreci dışına düşmek ve başkasına bırakmaktır.
Dünya güçleri için insanların ve doğanın hiçbir anlamı ve değeri yoktur; daha fazla kar elde etmek için kullanılacak, istismar edilecek ve sömürülecek nesnelerdir. Doğanın talan edildiği ve insanlığın yok edildiği yerlerde güç sahiplerinin katı ve kaskatı duruşları ve geri adım atmayışları ibretliktir.
Kadın ve çocuk cinayetleri veya orman yangınları karşısında talancı ve yağmacı dünya güçlerinin hiçbir duyarlılığı ve düşüncesi yoktur, çünkü bunlarının hiçbir değeri ve önemi yoktur.
Kolektif aptallık, insanlığı ve doğayı, somut ve işe yarar gerçeklikler olarak görmemektedir. Kolektif aptallık, çıkarı ve karı, uğruna her şeyin feda edileceği değer olarak görmektedir.
Kar ve menfaat merkezli yaklaşımı sorgulamak, insan ve doğa merkezli yeni bir anlaışın oluşturulması için küresel ahmaklığa karşı etkili bir adın seferberliği başlatmaya ihtiyaç vardır.
Aptallaştırılan kitleler, sahici sorunların farkına varana kadar, içine düşürüldükleri karanlıkta her şey için artık çok geçtir. Cahiliye toplumunda aptallık, gerçek tehlikenin veya tehdidin veya sorunun ne olduğunu anlayamayacak kadar körleşmek demektir.
Kitleleri, kolektif olarak aptallaştırmak mümkündür ve kolaydır; ortak karar alma mekanizmasından vaz geçmeye eğilimlidirler, kendilerini oralara layık görmezler zaten. Cahiliye bu yüzden yaygındır ve süreklilik göstermektedir.
Ancak kitleleri makul, verimli ve etkili bir şekilde teşkilatlandırmak ve birlikte harekete geçirmek zor olsa da imkansız değildir.
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol