Kürt İnönü'nün Dersim 'başarısı'
- GİRİŞ26.11.2009 08:12
- GÜNCELLEME26.11.2009 08:12
İsmet İnönü, Kürt kökenli politikacılarımızdandır. 1884 yılında İzmir'de Reşit Efendi ile Cevriye Temelli Hanım'ın ikinci oğulları olarak doğmuştur. Reşit aslen Bitlis'in tanınmış Kürtailelerinden Kürümoğulları ailesindendir. (Burhan Kocadağ, Doğu'da Aşiretler, Kürtler, Aleviler, İkinci Basım, Can Yayınları, ISBN 975-7812-70-6, s. 209.)
Reşit'in babası Abdülfettah Efendi Malatya'ya yerleşmiştir. Annesi Cevriye ise aslen Razgrad (Bulgaristan)'lı olup babası Razgrad ulemesindan Müderris Hasan Efendi 1870'li yıllarda İstanbul'a göç etmiştir. Cevriye ile Reşit 1880'de İstanbul'da evlenmişlerdir. İlk çocukları Ahmet Mithat ve ikincisi İsmet'in dışında Hasan Rıza ve Hayri (Temelli) adlı iki oğulları ve Semiha (Okatan) adlı bir kız çocukları olmuştur. (Şerafettin Turan, İsmet İnönü - Yaşamı, Dönemi ve Kişiliği, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2000, ISBN 975-71-2506-2 s. 1.)
İsmet, İlk ve orta öğrenimini Sivas'ta tamamladı. Bir yıl Sivas'ta Mülkiye İdadisi'nde okuduktan sonra, 1897 yılında İstanbul'daki Mühendishane İdadisi'ne gitti. 14 Şubat 1901'de Mühendishane-i Berrî-i Hümayun'a (Topçu Okulu) girip 1 Eylül 1903'te topçu teğmeni olarak bitirdi ve Osmanlı Ordusuna katıldı.
Atatürk, Kürt “problemi”ni, bir Kürt olan İsmet İnönü’ye çözdürmüştür. İsmet İnönü, uzun siyasi hayatını “Kürt müşkilesi”ni hallederek sağlamıştır.
Cumhuriyet’in kurucu kadrolarının Kürt politikasını anlatmadan önce Osmanlı’daki Kürt politikasına bir göz atmakta fayda var: Kürdistan, Şah İsmail’e karşı Yavuz Sultan Selim’in idaresini tercih ederek kendi arzusuyla Osmanlı topraklarına katılmıştı. Dersim de bu süreçte fethedildi. Osmanlı âdetine göre mahallî Kürt beylerince bir nevi otonomi ile idare olunuyordu.
OSMANLI’NIN DERSİM’İ
Dersim, “der” yani kapı, memleket ve “sim” yani gümüş) kelimelerinden oluşmuş Farsça bir kelimedir. Gümüş memleketi, gümüşhane demektir. Osmanlı’nın Gümüşhane dediği Dersim’de nasıl gümüş yoksa, Cumhuriyet’in Tunceli’sinde de Tunç yoktur. Bu isimler, mecaz olarak verilmiştir.
Dersimliler, ekseriya batıda Kırmanc, doğuda Zaza’dır. Bu ikisine Anadolu’da Kürt denir. Zazalar, eski İran kavimlerinden Partlar’ın; Kırmanclar ise Medler’in soyundandır.
2500 sene önce İran’da iktidarı ele geçirmişlerdi. Fakat İran kavimlerinden olan Persler saltanatlarına son verince, İran’dan kaçarak Kürdistan denilen Türkiye, İran ve Irak hududundaki dağlık mıntıkaya yerleşmişlerdi. Farklı lehçe konuşup kendilerini ayrı millet kabul ederler.
Kürtlerin içinde hayli Türk ve Arap aşireti erimiştir. Kürtlerin bu kısmı Sünnî ve Şâfiî’dir.
Dersim’de Sünnî ve Türk çok azdır. Dersim Kürtleri Alevî’dir.
Sultan II. Mahmud, merkezî idareyi güçlendirmek amacıyla Kürt beylerinin otonomisini kaldırdı. Dersim Sancağı kurularak önce Erzurum’a, sonra Elaziz’e bağlandı. Ancak asker ve vergi nâmına fazla istifade edilemedi.
93 mağlubiyeti ardından imzalanan Berlin Anlaşması’nda Kürd ve Ermenilere muhtariyet verilmesi deklare edildiği için, Sultan Abdülhamid, mıntıkanın hassasiyetini gözetir; muhtariyet iddialarını da savsaklardı.
Sultan Abdülhamid, Kürt meselesini mutemed adamlar edinip şeyh çocuklarını İstanbul Aşiret Mektebi’nde okutarak çözüyordu. Mezun olan Kürt gençlerini Hamidiye Alayları’nda istihdam etti. Bülent Ecevit’in dedesi Dersimli Mustafa Efendi, bu vesileyle yetişip Daday’a yerleşen ve Sünnîleşen bir ilim adamıdır.
CUMHURİYET’İN TUNCELİSİ
1926’da Dersim vilâyeti kaldırılıp, batısı Elazığ’a, doğusu Erzincan’a bağlandı. Cumhuriyet devrinde çıkan Koçgiri, Şeyh Said ve Ağrı ayaklanmaları sert biçimde bastırılmıştı. Bunlar, dikkatleri Dersim üzerine çevirtti.
Başbakan İsmet İnönü tarafından hazırlanan resmî raporda, burası “abluka altına alınıp, ahalisi tazyik edilecek” bir “çıban başı” olarak vasıflandırıldı.
Başbakan İsmet İnönü 1934’te çıkarttığı iskân kanunuyla Türk ırkından olmayanların nüfus kesafetinin dağıtılmasını planlandı ve uyguladı.
Yine İsmet İnönü tarafından 1935’te Tunceli Kanunu çıkarıldı. Yasak bölge ilan edilen Dersim’in adı Tunceli olarak değiştirildi. Giriş çıkışlar, köylülerin alış verişleri tahdit edildi. Gençler askere çağrıldı. Bir yandan da köprü, yol, okul, kışla yapılarak buraların çağdaşlaştırılması, ağalık ve şeyhliğin kaldırılarak mallarına el konulması, problemli kimselerin başka yerlere göçürülmesi, küçük kızların ailelerinden alınarak Türk mıntıkalarında yatılı okullarda eğitilmesi ön görülüyordu. Böylece “Kürtler medenîleşip, aslî Türk benliklerine” kavuşacaktı.
O zamana kadar tam bir serbestliğe alışkın ahali bundan tedirgin oldu. Dersim’in bir kısmı boyun eğdi. Buradaki 52 aşiret birbiriyle iyi münasebet içinde değildi. Ustaca bir siyaset takip eden İsmet İnönü hükûmeti, aşiretlerinin bir kısmını kendisine bağlayıp bir kısmını tarafsız kılarak birliği bozdu. Batı Dersim, tehdit yuvası olarak tespit edildi.
1937’de Batı Dersim’in en büyük aşiretlerinden Hasenanlıların reisi ve manevî rehberi Seyyid Rıza riyâsetinde akraba aşiretler toplanıp ne yapacaklarını görüştüler. Seyyid Rıza, Alevî ve İmam Zeynelabidin soyundan olduğu iddia edilen bir ailedendi.
Koçgiri isyanından kaçan bin kadar silahlı Kürt, mıntıkaya bir isyan havası getirmişti. Hasenan düşmanı aşiretler, öteden beri Seyyid Rıza’ya karşı resmî makamlarla iş birliği içinde idi. Böylece hükûmetin tuttuğu Seyyid Rıza, bir anda devlet düşmanı pozisyonuna itilip isyan lideri oldu.
TUNCELİ KATLİAM YAPAN CHP’NİN KALESİ
Seyyid Rıza, Tunceli kanununun tatbik olunmaması ve halkın sürülmemesi için askerî vali Alpdoğan’a müracaat etti. Gazeteler bu toplantıyı büyük bir isyan olarak lanse etti.
Bütçeye 1 milyon tahsisat konularak harekâta girişildi. Seyyid Rıza’nın harekatın durdurulması için Hozat’a giden oğlu pusuya düşürülüp öldürülünce, Seyyid Rıza silaha davrandı.
Bu arada Diyarbakır’dan kalkan üç filo mıntıkayı bombardıman etti. Bunlardan birini ülkenin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen kullanıyordu. Binlerce kişi öldürüldü. Kutu deresindeki köyler haritadan silindi. Zehirli gaz kullanıldı.
Seyyid Rıza, teslim olmaya giderken tutuklandı. Harekatın ideoloğu Nuri Dersimi kaçtı. Alelusul muhakeme olunan Seyyid Rıza’nın yaşı 75’ten 57’ye indirilip, oğlunun yaşı da 17’den 21’e çıkarılarak diğer zanlılarla beraber Elaziz’de asıldı.
Zamanın Diyarbekir emniyet müdürü İhsan Sabri Çağlayangil’e göre son sözleri “Evlâdı Kerbelâyıh. Bîhatayıh. Ayıptır. Zulümdür. Cinâyettir” oldu. Ölüsü bilinmeyen bir yere gömüldü veya yakıldı.
Tedbirlerde gevşek bulunan İnönü başbakanlıktan alınıp, Celal Bayar getirildi.
Usta politikacı İnönü, sonradan Dersim tenkiline karşı çıktığı için başbakanlıktan alındığı propagandasını yaparak Tuncelilileri CHP’ye ısındırmayı bilmiştir.
1938 başlarında Dersim’i boşaltmak üzere geniş bir askerî harekat daha yapıldı. Dağa çıkan asilerle, mağaralara sığınan halktan resmî kayıtlara göre 13-14 bin kişi öldürüldü; köyleri yakıldı. Kalanlardan ileri gelen 350 kadar aile Edirne, Manisa, Balıkesir gibi Batı mıntıkalarına sürüldü. Eski içişleri bakanlarından İsmet Sezgin böyle bir ailedendir. Hayli çocuk da ailelerinden alınarak yetiştirilmek üzere memur ailelerine dağıtıldı. İsmet İnönü’nün, “Dersim müşkilesinden kurtulduk” sözü, neticedeki başarıyı ifade eder.
Osmanlıların son ve Cumhuriyetin ilk zamanlarında çıkan ve her biri farklı sosyal, ekonomik veya şahsî sebeplere dayanan Kürt isyanlarını, önceki hükümetlerin çoğu istiklâl hareketi olarak görmek yanlışlığına düştü. Problemin sebeplerini bulup akılcı ve gerçekçi yollarla çözecek yerde, sertliği tercih etti. Bu da Kürt milliyetçilerinin ekmeğine yağ sürdü.
İsmet İnönü, katliam uyguladığı Tunceli’yi, 1946’dan sonra, DP’yi kuran Celal Bayar ve Adnan Menderes karşısında, CHP’nin kalesi yapmak için kolları sıvadı. 1946’da muhaliflere af çıkardı. Tunceli, 1948’e kadar yasak bölge olarak kaldı.
Ne kadar gariptir ki Tuncelililer, İnönü’nün oyununa gelip sürekli CHP’yi desteklediler. Tuncelililer cellata aşık olan kadın gibiler..
Mustafa Yürekli - Haber 7
mustafayurekli@gmail.com
Yorumlar36