Türkiye’yi çökertebilecek en büyük yanlış...
- GİRİŞ12.07.2012 09:32
- GÜNCELLEME12.07.2012 09:32
İnsanların topluluklar oluşturup iktidara talip olmalarının, Allah’la ilişkilerine göre, hedef, çerçeve ve muhteva kazandığı da bir gerçek: Allah’ın güzel isimlerinden ikisinin, hidayete erdiren, yol gösteren, rehberlik yapan anlamında ‘el Hadi’ (c.c.) ve esirgemeyip dalalete düşmelerine izin vermesi anlamında ‘el Mudil’ (c.c.) sıfatlarının tecellisi olarak, insanlar iyiliğe hizmet edip akın akın cennet yoluna da girerler, kötülüğe çalışıp cehennem yoluna da.
Dolayısıyla insanlar, yürüdükleri yolun kendilerini nereye götürdüğünü görmek ve Allah’la ilişkilerini gözden geçirmek zorundadırlar. Yaşanan hayat, Allah’ın ‘el Hadi’ (c.c.) sıfatının mı tecellisi? Yoksa ‘el Mudil’ (c.c.) sıfatının tecellisi bir hayat mı yaşanıyor?
‘El Hadi’ (c.c.) sıfatının tecellisi, milyarlarca melekle, sonsuz ilim, irade ve kudretle Allah’ın destek ve hayırlı eş, kardeş, anne ve babalar, faziletli alim ve veliler, cömert işadamları, adaletli, merhametli ve şefkatli yöneticilerle yardımı demektir; Müslümanca yaşamak, Allah’a boyun eğip yasaklarından sakınarak rahmet alanında kalmak, evi, şehri ve ülkeyi cennet yapar.
El Mudil (c.c.) sıfatının tecellisinde, ilahi destek ve yardım çekilip esirgeme ve bağışlamadan mahrum kalınacağı için, nefse ve şeytana terk ediliş, rahmet alanından sürülüş vardır. El Mudil (c.c.) sıfatının tecellisi, hayırsız eş, kardeş, anne ve babalar, aymazlığa düşmüş, faziletsiz, hakikatten kopuk ilim adamları, cimri zenginler ve zalim, gafil ve fasık yöneticilerle baş başa kalmak demektir, El Mudil (c.c.) sıfatının tecellisi, inançsız, cahil, ahlaksız ve zalim bir şekilde yaşamak, Allah’a isyan olacak, tuğyan ve ilahi gazap da evi, işyerini, şehri ve ülkeyi cehennem yapar.
Allah’ın el Mudil (c.c.) sıfatından el Hadi (c.c.) sıfatına sığınmalıyız. El Mudil (c.c.) sıfatına kalırsak, evimizi, işyerimizi, şehrimizi ve ülkemizi çökertecek en büyük yanlışa düşmüşüz demektir.
EL HADİ SIFATINA SIĞINMAK
Hangi nasipli kimse, bu el Hadi (c.c.) sıfatıyla hidayete kavuşmuş ve Allah aşkıyla dirilmişse, o Emr-i Maruf arzusuyla yanıp tutuşur; insanların hidayeti için, hakka, hakikate ve hayır hasenata hizmet için çalışır. Cennet yoluna koyulanlar, mazhar oldukları el Hadi (c.c.) sıfatından aldıkları güçle insanlara hayra çağırırken, onları kimse durduramaz. Çünkü artık o karanlıktan aydınlığa çıkarak Allah dostu olmuş, büyük nimetlere, el Hadi (c.c.) ve el Vedud (c.c.) sıfatlarına kavuşmuştur. Onlar, evlerinden belli olur, bulundukları şehirlerde, çevresindeki cemaatten belli olur; hayatları, ilme, irfana dayalı, takvadır.
Allah’ın el Hadi (c.c.) sıfatının tecellisine kavuşup hidayete eren, Kur’an-ı Kerim’e ve sünnete sarılmış, Allah sevgisiyle bilinci temizlenmiş bir Müslüman, mutlaka başkalarının da bu nimete kavuşması için çalışır. İlim, irfan ve hizmet toplulukları oluşturma görevinin bilicine varmıştır o artık. Ailesinden cemmate ve oradan da ülkeye, insanlığa açılırlar. Çalışmazsa ne olur? Allah korusun, bu el Hadi (c.c.) sıfatı nimetini, Cenab-ı Hak, ondan alır.
Bu büyük hidayete nail olma nimetinin elden gitmemesi için herkes, maddî ve manevî imkanı nispetinde, Ehl-i Sünnet çizgisinde hizmet etmeye çalışır. Çünkü kıyamet gününde, kesinlikle insanın dünyadaki malını, mülkünü, rütbesini, makamını ve şöhretini hesaba katmazlar; her Müslümanın dine yaptığı hizmete ve hizmetteki ihlasına bakarlar.
Dolayısıyla tarih boyunca Müslümanlar Allah rızası için toplanıp cemaatler oluştururlar, aile, cemaat, şehir, devlet ve medeniyet gibi ‘kulluk alanları’ oluştururlar, insanın Allah’la arasının aydınlık ve temiz olduğu bu alanların güvenliğini sağlarlar, başka Müslümanlara hizmet ederler. Bu nedenle, el Hadi (c.c.) sıfatının saf tecellisi olan cennet yolculuğunun, ahret işleri, ilim, irfan, hayır, hasenat ve hizmet olduğu söylenir.
EL MUDİL SIFATINDAN SAKINMAK
Her insan, yaşantısına bakıp, ahiret işlerine mi, yoksa dünya işlerine mi düşkün olduğunu, cennet ya da cehennem yolcusu mu olduğunu görebilir, el Hadi (c.c.) ve el Mudil (c.c.) sıfatlarından hangisinin hayatında tecelli ettiğini anlayabilir..
Allah’ın el Hadi (c.c.) sıfatı olduğu gibi, dalalete götüren anlamında EL Mudil sıfatının da olması, Cenab-ı Hakk’ın pek çok kulunu, çeşitli nedenlerden ötürü hak ettikleri dalalete terk etmesi anlamına gelmektedir. El Mudil (c.c.) sıfatının bir hikmeti var mıdır? Allah her şeyin öncesini, sonrasını, sonucunu bilen ve yaratandır. Hidayete layık olmayanlar, kendini delalete atmış olurlar. Hidayete erip erememek bir imtihandır ve başaramayanların delalete düşmeleri de bu zıt iki gerçekten kaybetmenin bir tezahürü olmalıdır.
Hak yolu bırakıp dalalete gidenler ne yapar? Onlar da, hidayete erenlerin yaptıklarının tersini yapmaya, herkesi kötü yola sürüklemeye uğraşırlar, hepsini bozmaya, hepsini birer İslam düşmanı yapmaya çalışırlar: Bir kumarbaz, başka kumarbazlarla buluşup bu gayri meşru işi meşru hâle getirmeye çalışır, herkesin kumar oynamasını ister. Alkol ve uyuşturucu kullananlar da, kendilerine böyle arkadaş ararlar. Tefeciler, mafya, kiralık katiller, kadın ticareti yapanlar ve hırsızlar, el birliğiyle bir piyasa kurarlar, bir ortam oluştururlar ve işlerini geliştirme mücadelesi verirler. Rüşvetçiler, adam kayırmacılar ve ihale çeteleri de dayanışma halinde mücadele verirler.
Kötülüğe, körü körüne destek vermenin arka planında, dünya ehlinden olma, cehaletle heva heves peşinde koşmanın yanında, bir topluluğa kendini kabul ettirme, yanlış yoldan saygı uyandırma düşüncesinden tutun da, kolay, hızlı ve büyük kazanç peşinde koşmaya varan geniş bir yelpazede düşünceler vardır. Sahtekarlar, tamahkarlar, rahata düşkünler, lüks yaşamaya özenenler, kendilerini beğenenler, büyüklenenler ve gösteriş düşkünleri, aynı manevi hastalık yüzünden muzdarip olduklarından, hemen birbirlerini bulma, kara günü düğün bayram haline getirme uğraşına girerler. Bütün bunlar, el Mudil (c.c.) sıfatının tecellileridir..
Hayat, Allah’ın(c.c.), dirilten, can veren anlamında ‘el Hayy’ (c.c.) ve düzene koyan, ayakta tutan ve düzgün bir şekilde geliştirerek sürdüren anlamında ‘el Kayyum’ (c.c.) sıfatlarının tecellisidir. Kitap gönderdiği peygamberler, güzel isimlerinde somutlaşan değerleri insanlara öğretir. İlam, ilmi, anlayışı, anlaşmayı, yardımlaşmayı, hoşgörüyü, hizmeti, adaleti, merhamet ve şefkati, birleşip el birliği yapmayı öğütleyerek hayatı güzelleştirir.. Müslümanlar kardeştir ve birbirlerine emanettirler; Allah’ın rızası ve cennet verecekleri hizmettedir.
Allah’a (c.c.) isyan eden şeytan, el Mudil (c.c.) sıfatının tecellisi olarak, hayatın diğer bir ucundaki yardımcıları Nemrutların, Firavunların ve Ebu Leheplerin öncülüğünde cehaleti hakim kılar, bozgunculuk çıkarır, küçük farklılıkları büyük ayrılığa dönüşür, çatışmayı, savaşı körüklerlerr.
Hayatın el hadi (c.c.) sıfatının tecelli ettiği ucundaysa Hz.İbrahim (a.s.), Hz.Musa (a.s.) ve Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yürüdükleri Sırat-ı müstekim,cennet yolu vardır.
Aslında insan hayatı, bu iki kutup arasındaki çatışmada şekillenir; insanlar birbiriyle çatışan el Hadi ve el Mudil sıfatlarından birisini seçmek ve mücadele etmek zorundadır. İmtihanı hangi odaklanmada yer alacağıyla ilgilidir..
Her insan, yaptığı seçimlerle cennet yolcusu olabileceği gibi cehennem yolcusu da olabilir. İnsan, hayrı şerri ayırt edecek akılla ve iradeyle donatılmıştır; tabi tutulduğu imtihan, ebedi hayatını belirleyeceği için sonucu bakımdan önemlidir ve bu imtihandan kaçış olmadığı gibi, erteleme ya da iptal de sözkonusu değildir. El Mudil (c.c.) sıfatından sakınmak ve el Hadi (c.c.) sıfatına sığınmaktır yapması gereken..
İKİ DÜNYAYI TAHRİP EDEN BÜYÜK YANLIŞ..
Burada, Allah’ın bir ezeli takdirini dikkat çekmek istiyorum: Hidayete erecek olan kullarına, hidayete erdirici bir aile, salih alimlerle dolu bir toplum, hayırlı bir cemaat, çağın kutbu Mürşid-i Kamil lütuflarında bulunur. Allahu Teala, Kur’an-ı Kerim’le Hz.Peygember’i (s.a.v.) göndererek el Hadi (c.c.) sıfatını tecelli ettirdiği gibi, büyük İslam alimleri, büyük Mürşid-i Kamiller, Allah’ın adına kurulmuş ve O’nun şanını yücelten bir devlet ve salih yöneticiler de nasip eder. İslam dininin amacı budur; dünyayı cennete dönüştürmek ve insanlara iki dünya saadetini yaşatmak.
Allahu Teala (c.c.) el Hadi sıfatıyla Müslümanları bizzat cennet yoluna çeker; salih kulları, bizzat; kitapları, talebeleri ve yetişmiş kadrolarıyla hayra çeker, doğru yolu gösterir; her dönemde, Sırat-ı Müstakim’e, Ehli Sünnet ve’l Cemaat yoluna çekmek için gerekli rehberler mutlaka gönderilir. Hidayete kavuşup Ehl-i Sünnet olan Müslümanlara, salih kullara, müjdeler çoktur. Dönemin rehberi alimleri, velileri ve Müslüman liderleri, ümmetin büyüklerini tanıyan, seven, kesinlikle şaki olmaz, yani mürtet olup cehenneme gitmez.
İslam akaidine eğer şeklen, sözde, yani görüntüde inanır da, bunun kıymetini bilmezse, Allah korusun, el Mudil (c.c.) sıfatı tecelli eder ve o kişi mürtet olur. Evliya olduğu zannedilen zatlardan, mürtet olarak gidenler vardır. Mürtet olmak, İslam’dan koparak şeytanın kölesi olmaksa, iki dünyada da bedbahlıktır.
El Mudil (c.c.) sıfatının tecellisi olarak, salih alimlerden, cömert ve faziletli zenginlerden, adaletli, merhametli ve şefkatli, hizmet ehli yöneticilerden mahrum kalmak, ailenin, şehirlerin ve yurtların bozulması, ebedi hayatı da tahrip eden çok büyük bir yanlıştır.
Allah’ı, ahret gününü ve hakikatleri hatırlatan rehberlerden mahrum, Tevhit inancından habersiz, imansız, cahil, ahlaksız, Müslümanca yaşamayan, yönetmeyen ve yönetilmeyenler, Allah’ın rızası ve sevgisinden mahrum olmak gibi bir büyük felakete maruz kalırlar. Allah’a saygısızlık, hadini bilmemek, rahmetinden kovulmak, ailenin, işyerlerinin, şehirlerin ve yurtların bozulması, iki dünyada da çok büyük bir zillet, çok büyük bir rezalet ve çok büyük bir utançtır.
mustafayurekli@gmail.com
Yorumlar3