Necip Fazıl üzerinden Erdoğan'a göz dağı...

  • GİRİŞ08.01.2013 09:38
  • GÜNCELLEME08.01.2013 09:38

Abdullah Kılıç'ın Habertürk'teki ‘Necip Fazıl'dan Menderes'e yalvaran mektuplar!'[1] başlıklı haberi, Necip Fazıl'ın Menderes'e örtülü ödenekten para karşılığı muhalefet matbuatını çürütücü muazzam mecmua çıkarmayı” vaat eden mektuplarını yayınladı.

Haber, Menderes'in Yassıada'da yargılanması sırasında delil kabul edilen “kahverengi bavul”dan çıkan mektupları gün ışığına çıkarıyordu. Menderes, kendisinden maddi talepte bulunan gazeteci ve yazarların mektuplarının saklanmasını istemiş, müsteşarı Ahmet Salih Korur'dan; o da “kahverengi bavul”da saklamış.

Kimler yok ki mektup yazanlar arasında. Necip Fazıl'dan başlayıp Peyami Safa, Yahya Kemal Beyatlı, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Cemal Kutay, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mesut Cemil Bey, Yusuf Ziya Ortaç ve ressam İbrahim Çallı'ya kadar uzanıyor liste.

Necip Fazıl'ın “kahverengi bavul”dan çıkan mektupları yüzünden Yassıada'da yargılanışını ve üstadın savunmasını anlattım son üç yazıda.

DERİN DEVLETİ YIKMAK

Haberi havada kapanlar oldu, ‘besleme basın', ‘yandaş medya' teranesini sürdürme imkanı verdiğinden. Ama Necip Fazıl'ın Menderes'e mektuplarının gündeme getirilmesinin bir arka planı, kısaca bir mesajı var..

Fırsat buldukça ‘Büyük Doğu' ekolünden olduklarını söyleyen ve Necip Fazıl'dan şiirler okuyan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, Ergenekon derin devletinin dışarıdaki uzantıları, Necip Fazıl'ın üzerinden mesaj veriyor. Nedir bu mesaj? Bunu anlamak için fotoğrafları üst üste koymak gerekiyor..

Necip Fazıl'ın Menderes'e mektuplarıyla bir mahkeme, bir hesaplaşma gündeme getiriliyor aslında. Dün, 27 Mayıs cuntası, Yassıada'da bir mahkeme kurmuştu. Bugün de milli iradeyi temsilen Silivri'de bir mahkeme var. Dün yargılayanlar, bugün yargılanıyor. Bu süreci doğru okuyup algılayan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ın “Ergenekon Davası 100 yıllık bir hesaplaşmadır.” sözü, gerçeğin ta kendisidir. Milletimiz, bin yıllık devletine demokratik yoldan el koymuştur ve derin devlet yıkılmaktadır.

Bir asır önce Selanik'te kurulan Mason İttihat Terakki kadroları, 1912'de Abdülhamit'i tahttan indirip devletin içine çöreklendi ve dünya güçleri adına ülkeyi bugünlere kadar getirdi. Ne var ki milletimiz, evlatlarını yetiştirip kendi kadrosunu kurdu ve demokratik yoldan devlette iktidarı ele geçirdi. Silivri'de millet adına kurulan mahkeme, derin devleti yargılıyor bugün. Devlete çöreklenen İttihatçı Masonik yapı, tamamen deşifre oluyor.. Artık siyasetteki, iş dünyasındaki, üniversitelerdeki ve medyadaki uzantıları da yargının önüne çıkarılacak inşallah. Adalet, yerini bulacak.

İKTİDARA BOŞ GÖZ DAĞI

Necip Fazıl'ın Menderes'e mektuplarını gündeme getirenler, Silivri'deki gelişmelerden rahatsız olan derin devletin dışarıdaki uzantılarıdır. Sıranın kendilerine geldiğini bildiklerinden panikle bir şeyler yapmaya çalışmaktadır: Dün milletin ve Necip Fazıl'ın yanında yer alan ve milli iradeyi temsil eden Başbakan Adnan Menderes nasıl dar ağacını boyladıysa, bugün aynı pozisyonda olan Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan'ın da dar ağacını boylayacağı ima edilmekte, iktidara göz dağı verilmektedir..

Milli irade ile derin devlet arasındaki iktidar mücadelesinde, Ergenekon derin devleti yenilgiye uğrayıp umduğu dış destek ve sahiplenmeden de mahrum kalmıştır. Millî iradenin iktidarında devlet, yürürlükteki mevcut yasaları işletip Ergenekon derin devletini soruşturarak mensuplarını yargılamaya tabi tutmuş, mahkûmiyet kararlarını almıştır.

Millî iradenin iktidarında devlet, Ergenekon derin devletinin gizli yasalarını uyguladığı Kırmızı Kitabı değiştirerek, yeni yasalar koyup uygulamaya sokmuştur. Bu yüzden Türkiye'nin ekseni kaymış, yönü, vizyonu değişmiştir. İslam potansiyel tehlike ve tehdit olmaktan çıkartılmış; İsrail ve Siyonizm tehdit olarak algılanır hale getirilmiştir.

Dolayısıyla milletimiz ve devletimiz, yeni sivil ve demokratik bir anayasayla, Selçuklu-Osmanlı İslam Medeniyetinin devamı olan Büyük Türkiye doğrultusunda, iç ve dış politikalarını yeniden düzenleyip, kalkınma ve demokratikleşme projelerini 2023'te tamamlayarak, tarihi kırılmayı tamamıyla onarmayı ve sonlandırmayı hedefine koymuş bulunmaktadır.

Ergenekon derin devletinin Necip Fazıl'ın Menderes'e mektupları üzerinden iktidara göz dağı vermesi boş bir çabadır.  Ergenekon derin devletinin dışarıdaki kolları da yargı önüne çıkıp milletimize yaptıklarının hesabını verecektir.. Ergenekon derin devletinin uzantısı siyasetçiler de, iş adamları da, üniversite hocaları da, medya patronları ve yazarlar da yargının önüne çıkıp hesap vereceklerdir.. Ne diktatörlük teranesi, ne de göz dağı vermeler onları yargının huzuruna çıkmaktan kurtarabilir..


[1] Abdullah Kılıç, Habertürk Gazetesi, 2 Ocak 2013.


Mustafa Yürekli - Haber 7

mustafayurekli@gmail.com

Yorumlar2

  • FzlFzl 11 yıl önce Şikayet Et
    yürekli bir yazı. tebrik ederim mustafa bey, önemli bir değerlendirmeyi önemli bir zamanda yaptınız. üstadımıza saldırmaya çalışan kendini bilmezlere tokat mahiyetinde bir yazı bu. kutlarım...
    Cevapla
  • hakan tamokur 11 yıl önce Şikayet Et
    1912 mi?. sultan abdülhamid 1912'de değil, 1909'da tahttan indirildi. sayın yazarımız lütfen dikkatli olsun.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat