İRON DOME ve STEEL DOME- Hava Savunma Sistemlerinin Evrimi Türkiye'nin Stratejik adımları

  • GİRİŞ30.11.2024 13:44
  • GÜNCELLEME03.12.2024 08:40

Ülkeler, son yıllarda küresel güvenlik ve savunma teknolojileri, hızla değişen savaş dinamiklerine ayak uydurmak zorunda kalmıştır. Bu değişimin en belirgin örneklerinden biri, modern hava savunma sistemlerinin, özellikle İron Dome (Demir Kubbe) ve Steel Dome (Çelik Kubbe ) gibi mobil, entegre çözümlerle daha etkili hale gelmesidir.

II. Dünya savaşı 1939-1945 sivil asker 85 milyon , Vietnam 1955 -1975 toplam 3 milyon nihayet Rusya Ukrayna savaşı  2022 yılı  112 bin asker ve 2023 yılında İsrail’in saldırıları sonucunda toplam 42 bin,  asker ,sivil ,kadın ve çocukların hayatlarını kaybettiği savaşlar.

Günümüzde, savaşların sebepleri; Milliyet ,Din , Bölge ,Aidiyet ,Sınır ihlallerinden çok  tek neden olarak ekonomik olmaktan öteye geçmeyecek . Tabii kaynakları ,coğrafyası yeraltı ve üstü ekonomik değerlerin rol oynayacağı çok açık.

Savaşlar, Her ne kadar sebepleri farklı olsa da günümüzde muktedirlerin acımasızca haksız, hukuksuz olarak insanların hayatlarını kaybettiği bir insanlık dramına sebep oluyor.. Savaşlara maruz kalmak ülkeyi korumak sadece silahlı güçlerin büyüklüğü ve gücü ile kazanılmıyor, bilgi üreten teknoloji üreten lisans yapan ülkelerin  caydırıcılığı savaşları şimdilik uzak tutacak gibi gözüküyor.

Savaşların meşru müdafaa dışında haklı bir sebebi yok , ancak ne yazık savaşlar eskiden olduğu gibi devam edeceğini anlaşılıyor.

Çıkacak olan savaşları engelleyecek ana faktör ülkelerin hazırlıklı ve gerekli savunma tedbirlerini almalarıyla engellenebileceği açıktır.

Küresel bilgi ve teknolojiyi üreten kartel güçler bu alanda henüz haberdar olmadığımız gelişmiş savaş filolarını üretmeye başladılar bile , Sanıyoruz  savaşlar havada başlayıp havada sona erecek  kimin bilgisi ve teknolojisi güçlüyse o bu savaşın galibi mı olacak ? Bu sorumuzda bir kenarda dursun.  Elbette hiç bir savasın kazananı tarih boyunca olmadı , her savaşta taraflar hep kaybetti.

Bu gerçeği değiştirmek mümkün değil, ancak buna rağmen savaşların kısmen yada tümüyle kontrolden çıkıp bölgesel hale gelebileceği endişesiyle ülkeler korunmak için tedbir almak zorunda.

İron Dome (Demir Kubbe): İsrail’in Hava Savunma Sisteminin Temelleri

 2011’den bu yana İsrail tarafından kullanılan bu sistem, roket ve füzeleri başarıyla engelleyebilmesiyle dikkat çekiyor. İsrail’in bu savunma sistemini geliştirirken başlıca hedefi, şehirlerini ve stratejik bölgelerini roket saldırılarından korumak oldu.

2005 yılında İsrail’deki Rafael Advanced Defense Systems ve İsrail Havacılık ve Uzay Endüstrisi tarafından geliştirilmeye başlandı ve 2011 yılında aktif hale geldi. Bu sistem, taşınabilir bataryalardan oluşan bir hava savunma ağına dayanıyor. Her bir batarya, 40-100 km mesafeye kadar hedefleri sürekli izleyen radarlarla donatılmıştır ve bu radarlar, düşman füzelerini tespit ettikten sonra, küçük ölçekli savunma füzeleriyle bu tehditleri yok eder. Bu teknoloji, İsrail’in özellikle Gazze, Lübnan, Suriye ve Mısır gibi çevre bölgelerden gelen hava saldırılarına karşı etkin bir savunma sağlamaktadır.

İron Dome, %85 oranında başarı gösterdiği raporlanan bir sistem olarak, modern savaşların nasıl evrildiğini gözler önüne seriyor. Konvansiyonel kara, deniz veya hava savaş araçları yerine, daha küçük, daha hızlı ve otonom sistemlerin ön plana çıktığı bir dünyada, bu tür hava savunma sistemlerinin ne kadar kritik hale geldiğini gösteriyor.

Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ile iş birliği yaparak bu teknolojiyi kullanmakta ve İsrail’e 1.5 milyar dolarlık destek sağlamaktadır. Her bir batarya yaklaşık 50 milyon US mal olmaktadır.

Diğer ülkeler de, özellikle Güney Kore, Azerbaycan ve Romanya gibi, İron Dome’un potansiyelini görmekte ve bu tür sistemleri talep ettiği bilinmektedir.

Steel Dome: Türkiye’nin Savunma Yatırımları

Türkiye de son yıllarda savunma teknolojilerini yerli ve milli üretimle güçlendirmeye yönelik önemli adımlar atmaktadır. Bu bağlamda, Çelik Kubbe olarak bilinen yerli hava savunma sisteminin geliştirilmesi, ülkenin güvenliğini sağlamak için atılan stratejik bir adımdır.

Çelik Kubbe, İron Dome’a benzer bir prensibe dayanmakla birlikte, Türkiye'nin özgün ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş bir sistemdir. Bu sistemin detayları henüz halka tam olarak açıklanmamış olsa da, çalışmaların çok önceden başladığı ve 2024 yılı itibarıyla resmi olarak ilan edildiği bilinmektedir.

Çelik Kubbe’nin geliştirilmesi, Türkiye’nin savunma alanında kendi teknolojilerini üretme amacını taşıyor. İron Dome gibi sistemler, yalnızca yüksek maliyetleri nedeniyle değil, aynı zamanda gelişmiş teknolojisi nedeniyle de tercih ediliyor.

Türkiye, bu sistemleri kendi savunma altyapısına entegre ederek, küresel güvenlik ortamındaki yerini sağlamlaştırmayı hedefliyor.

Küresel Güvenlik ve Teknolojinin Rolü

Bugün savaşların sebepleri, tarihsel anlamda milliyet, din, bölge gibi etkenlerden çok, ekonomik çıkarlar ve stratejik kaynakların paylaşımıyla şekilleniyor. Savaşların boyutu değişse de, ülkelerin teknolojiye dayalı savunma sistemlerine olan ihtiyacı giderek artıyor. İron Dome ve Çelik Kubbe gibi sistemler, bu teknolojilerin savaş alanındaki rolünü en iyi şekilde gösteriyor. Özellikle, klasik kara savaşlarının yerini, siber savaşlar, insansız hava araçları (İHA), otonom savaş makineleri ve yüksek teknolojili savunma sistemleri almış durumda.

Savunma teknolojisi, bilgi üretimi ve lisanslama ile şekillenen bir alandır. Küresel güçler, bu alandaki üstünlüklerini sürekli olarak geliştirirken, Türkiye’nin de benzer şekilde kendi savunma teknolojilerini üretmesi ve güçlendirmesi elzemdir.

Savunma sistemlerinin sadece fiziksel güçle değil, aynı zamanda teknoloji ve stratejiyle de şekilleneceği bu dönemde, Türkiye’nin bölgesel ve küresel tehditlere karşı hazırlıklı olması gerekmektedir. Türkiye, stratejik ve önemli enerji koridorlarında yer alması nedeniyle, bu teknolojilere yatırım yaparak güvenliğini sağlamalı ve savunma altyapısını güçlendirmelidir.

Sonuç olarak, teknoloji ve bilgi üretiminde üstünlük, modern savaşların galibini belirleyecek en önemli faktör olacaktır. Türkiye’nin bu alandaki gelişmelere odaklanarak, savunma sanayisinde daha güçlü bir konumda olması, bölgesel güvenliğini ve dünya çapındaki stratejik önemini pekiştirecektir.

Muzaffer Şafak / Haber7

Yorumlar3

  • vatansever 6 gün önce Şikayet Et
    yakında uzaya mühimmatlı bilhassa lazerli silahlara sahip uydular konuşlandırma ihtimali yüksek Türkiye olarak bunları şimdiden hazırlayıp kenarda uzaya yollamak üzere hazır bulundurmalıyız aksi halde yıllarca testlere tabi tutup yollamak mümkün olmaz atı alan uzaya varmış olur zamanı gelince tak tak
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • HIDIR BUDUR 6 gün önce Şikayet Et
    Uçaklar, SİHA'lar, İha'lar, deniz platformları, radar / hedef bilgileri, füze sistemleri, elektronik harp ! Kısaca "real time kara hava deniz durumunun takip edileceği HAREKAT MERKEZLERİ " konusuna özen gösteriniz. 3 kuvvetin aynı anda icra edeceği bir harekatta "kuvvetler arası iletişim, koordinasyon, dost ateşinden kaçınma "vs çok önemlidir.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Mehmet 6 gün önce Şikayet Et
    Savunma Sanayimizin gelişmesinde katkısı ve emeği olan her Mühendisimize her yetkili Amirine ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, başta olmak üzere, her Siyasetçimize ve Emeği geçen her Savunma Sanayiinde çalışan HERKESİN Allah yardımcısı olsun. 85 Milyon Türkiye olarak, Onlara Minnet ve Şükran borçluyuz.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat