Mahremiyet ve görünmeyen kayıtlar (Özgürlük ve dijital tutsaklık)

  • GİRİŞ12.07.2025 08:07
  • GÜNCELLEME12.07.2025 13:29

Cep telefonunuzu kullanıyorsanız, bir algoritmanın içinde olduğunuzu bilmelisiniz. 

Konumunuzdan ruh hâlinize kadar her şey izleniyor. Ama kimin izlediğini bilmiyorsunuz. Sosyal medya hesapları, e-devlet kayıtları, kredi kartları, Konum bilgileri, beğenileri, sağlık kayıtları, alışveriş tercihleri ve hatta ruh hali bile algoritmalar tarafından takip ediliyor. Kayıtları tutuluyor. Ancak kullanıcılar, bu verilerin kimin elinde olduğunu ve ne amaçla kullanılacağını  bilmiyor.

Her dokunuşumuz, her beğenimiz, her adımımız artık bir veriye dönüştü. Bu verilerle bizi bizden daha iyi tanıyan algoritmalarla üretildi. Amaç sadece reklam göstermek ve yönlendirmek değil. Düşüncelerimiz yönlendiriliyor, seçimlerimiz kurgulanıyor, ruh hâlimiz bile kodlara dönüştürülerek manipüle ediliyor.

Eskiden özgürlük; konuşabilmek, yazabilmek, istediğini seçebilmekti. Günümüzde insanlar gözetlenmeden yaşayabilmek istiyor. Birey, gönüllü bir şekilde dijital Panoptikonun içine mi girdi ?. "Parmak izimizi, sesimizi ve hatta duygularımızı       değeri tartışmalı bir 'konfor' karşılığında kimlere teslim ediyoruz?

Günümüzde gerçek özgürlük artık sadece düşüncede değil, verinin kontrolünde mi yatıyor acaba? Bireyler gizliklerini kaybetti de farkında mı değil?

Yapay zekâ bugün; işe alım süreçlerini, kredi notlarını, haber akışlarını, siyasi gündemi ve mahkeme kararlarını bile etkilemeye başladı. Buradaki asıl sorun şu: Bu sistemlerin nasıl çalıştığını bilmiyoruz. Karar mekanizmaları şeffaf değil. Hatalı kararlar verirse, itiraz edemiyoruz. Bu tehlikeli gidişatı değiştirmemiz mutlu ve dingin bir hayat için gerekli hale geldi.

Dijital Koloni mi Oluyoruz?

Yapay zekâ altyapıları, büyük ölçüde yabancı teknoloji devlerinin elinde. Türkiye gibi ülkeler bu teknolojileri tüketiyor ama yeterince üretmiyor.

Dijital egemenlik olmadan gerçek bağımsızlık olabilir mi ?

Yarın, hangi haberi göreceğimize, neye inanacağımıza, hangi lideri seçeceğimize bile yabancı yapay zekâ sistemleri karar verirse… Bu, bir tür işgal değil midir?

Yapay zekâ yasası olmayan ülkeler, gelecekte hukuksuz bir dijital sömürge hâline gelebilir.

Türkiye'nin bu alanda şeffaf, denetlenebilir, etik ilkelere dayalı bir yapay zekâ politikası geliştirmesi kaçınılmazdır.

Eğitim sisteminden hukuk düzenine, savunmadan medyaya kadar her alanda bu dönüşüm tasarlanmalıdır. Aksi hâlde biz değil, bizi kodlayanların kazanması kaçınılmaz olacaktır.

Tüm olanlar toplumsal bir gerçeklik. Bu durum psikolojik bir krizi işaret ediyor olabilir. Ekrana bakan ama bakarken gözleri boş bakan bir nesil…
Yalnızlık hissi, toplumsal karşılıksızlık, sanal ilişkiler, yapay mutluluklar…
Yeni nesil, görünmeyen bir çöküşün içinde değil mi ? Peki ya  büyükler, gerçekten onların yanlarında mı?

Yeni Zenginlik Bilgiye Sahip Olmak mı, ‘’Algıyı Yönetmek mi?”

 Enformasyon çağında paradan güçlü olan şey? Algı, medya ve sosyal medya etkisiyle herkesin hissettiği ama adını koyamadığı bir mesele.
Bu çağda gerçek bilginin değeri neden düşüyor, algının değeri neden artıyor?

Dijital Vatandaşlık, Mahremiyet ve Görünmeyen Kayıtlar

Günümüz dünyasında, yaşamımızın neredeyse tamamı dijital ortamlarda iz bırakıyor. İnternet ve dijital teknolojiler, yalnızca bilgiye erişimimizi değil, kimliğimizi, ilişkilerimizi ve hatta bireysel özgürlüklerimizi şekillendiriyor. Bu yeni gerçeklikte, dijital vatandaşlık kavramı ön plana çıkarken, mahremiyetimiz ve hakkımızda toplanan görünmeyen kayıtlar ise giderek daha kritik bir hal alıyor olabilir mi?

Dijital vatandaşlık, sadece çevrimiçi var olmak değil, dijital ortamda bilinçli, etik ve sorumlu bir birey olmayı ifade eder. Ancak, bu ortamda her adımımızın izlenebildiği, kişisel verilerimizin rızamız dışında kaydedildiği bir gerçeklik var.

Mahremiyet, bu noktada korunması gereken en temel haklardan biri olmasına rağmen, dijital dünyada giderek zayıflıyor. Görünmeyen kayıtlar ise, çoğu zaman farkında olmadan ürettiğimiz ve bizimle ilgili geniş bir bilgi yelpazesi oluşturan, saklanan veri parçacıkları olarak bir yerlerde kayıt altına alınıyor. Tüm verilerin  legal ve illegal değerlendiriciler tarafından değerlendirildiğini bilmeliyiz...

Günümüz dünyasında, yaşamımızın neredeyse tamamı dijital ortamlarda iz bırakıyor. İnternet ve dijital teknolojiler, yalnızca bilgiye erişimimizi değil, kimliğimizi, ilişkilerimizi ve hatta bireysel özgürlüklerimizi şekillendiriyor. Bu yeni gerçeklikte, dijital vatandaşlık kavramı ön plana çıkarken, mahremiyetimiz ve hakkımızda toplanan görünmeyen kayıtlar ise giderek daha kritik bir hal alıyor.

Dijital vatandaşlık, sadece çevrimiçi var olmak değil; dijital ortamda bilinçli, etik ve sorumlu bir birey olmayı ifade ediyor. Ancak, bu ortamda her adımımızın izlenebildiği, kişisel verilerimizin rızamız dışında kaydedildiği bir gerçeklik var.

Mahremiyet, bu noktada korunması gereken en temel haklardan biri olmasına rağmen, dijital dünyada giderek zayıflıyor. Görünmeyen kayıtlar ise, çoğu zaman farkında olmadan ürettiğimiz ve bizimle ilgili geniş bir bilgi yelpazesi oluşturan, saklanan veri parçacıkları.

Günümüzde veri ihlalleri ve kişisel bilgilerin kötüye kullanımı, mahremiyet kavramının önemini daha da artırıyor. Dijital vatandaşların mahremiyet haklarını bilmesi, bu hakları koruyacak araçları kullanması ve gerektiğinde hukuki yolları bilmesi zorunludur.

 Dijital Vatandaşlık ve Mahremiyet İçin Öneriler

  • Bilgi Edinmek: Dijital dünyadaki haklarınızı ve kişisel verilerin korunmasına yönelik yasaları öğrenmeliyiz.
  • Gizlilik Ayarlarını Kullanın: Sosyal medya ve diğer dijital platformlarda gizlilik ayarlarınızı düzenli olarak kontrol etmeliyiz.
  • Güvenli Şifre: Güçlü ve benzersiz şifreler oluşturun, mümkünse iki faktörlü doğrulamayı etkinleştirin.
  • Paylaşımınızı Sınırlayın: İnternette gereksiz kişisel bilgi paylaşmaktan kaçının.
  • Veri İzinlerine Dikkat Edin: Uygulamalara ve sitelere verdiğiniz veri erişim izinlerini dikkatle inceleyin ve mümkünse paylaşımları engelleyin.
  • Dijital Ayak İzini Temizleyin: Tarayıcı geçmişi ve çerezleri düzenli olarak temizleyin, mümkünse VPN kullanın.
  • Genel Wi-Fi ağlara bağlanmada seçici olun ya da bağlanmayın.

Sonuç

Dijital vatandaşlık, modern çağın kaçınılmaz bir gereği olarak, bireylerin dijital hak ve sorumluluklarını bilmesi ve buna göre hareket etmesi anlamına geliyor. Mahremiyet ise bu sürecin en hassas noktalarından biri olduğunu asla unutmamalıyız. Görünmeyen kayıtların her geçen gün büyüyen ağı içinde, bireylerin dijital ayak izlerini kontrol altına almaları ve korunmaları zorunlu hale gelmiştir.

Dijital dünyada özgürlük ve güvenlik arasında doğru dengeyi kurabilmek, ancak bilinçli dijital vatandaşlar sayesinde mümkün olacaktır. Bu nedenle, her bireyin dijital haklarına sahip çıkması ve dijital dünyadaki varlığını sorumlulukla yönetmesi hayati önem taşıyor.

Gerçek özgürlük, yalnızca fiziksel değil; veri üzerinde de egemen olmaktan geçiyor. Dijital dünyada bilinçli hareket eden, haklarını bilen ve mahremiyetini koruyabilen bireyler hem kendilerini hem toplumu koruyan en güçlü savunma olacaktır.

Kaynakça / Referanslar

Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) – Türkiye'de kişisel verilerin korunmasına ilişkin yasal çerçeve ve bilinçlendirme çalışmaları.

Deloitte Insights – “Data Privacy in the Digital Age”
https://www2.deloitte.com
Kamu politikaları ve bireylerin veri haklarına dair analizler

 UNESCO – “Digital Citizenship Education Handbook”
Gençler ve yetişkinler için dijital vatandaşlık eğitimi rehberi

World Economic Forum - “Privacy and Cybersecurity in the Digital Age”
https://www.weforum.org
Dijital mahremiyetin geleceği ve küresel risk analizleri.

OECD – “Digital Economy Outlook”
https://www.oecd.org/digital/
Dijital toplum, vatandaşlık ve veri yönetimi hakkında kapsamlı raporlar.

MIT Technology Review – “The Real Privacy Problem”
https://www.technologyreview.com
Mahremiyetin felsefi ve teknolojik boyutlarına derinlemesine bakış.

Muzaffer Şafak / Haber7

Yorumlar4

  • Neslihan 7 saat önce Şikayet Et
    Yine nokta atışı bir konuyu irdelemişsiniz.Bütün bunlar kapitalist sistemin sonuçlarıdır. Örneğin; yılda 5 milyon Converse ayakkabı üretiliyorsa, aynı model aynı renk bu 5 milyon ayakkabıyı almak isteyecek de 5 milyon kişi gerekiyor.. Bunu da işte sosyal medya ile şekillendirerek yapıyorlar. Tüm paylaşımların ana sebebi tüketmeye dayanıyor yani kapital sistemin yan etkileri tüm bunlar..
    Cevapla
  • Samet Mert 11 saat önce Şikayet Et
    Sosyal Medya iletişim araçları millî olmadıkça bağımsızlıktan bahsedemeyiz. Yeni Dünya düzeninde sosyal medyaya hâkim olan ülkelere hâkim oluyor, Türkiye'de huzur için çağın gereği ise tüm sosyal medya platformları Devlet tarafından inşa edilmeli, yabancı sosyal medya platformlarına izin verilmemelidir.
    Cevapla
  • Adem 12 saat önce Şikayet Et
    Muzaffer bey çok güzel bir konuya değinmiş haber sayfası en baş sayfasına koymuş herkes bu konunun ne kadar önemli olduğunun farkında inşallah devlet büyüklerimizde farkında olur ve bizleri koruyan yasalar ortaya çıkar
    Cevapla
  • Ayse 13 saat önce Şikayet Et
    Günümüzde cok yönlü tehtid iceren bu güzel yaziyi paylastiginiz icin tesekkür ederim. Elime ve sunumumuza verilen tüm sosyal medya imkanlari yeni bir sömürgeciligin ana prensipleri. Bunlarla dünyada ki tüm ülkelerin yönetimlerini ele gecirip digital diktatörlük yönetimini insa etmektir. Insanlik cok tehlikeli bir tehtidle karsi karsiya.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat