Hoş geldin barış!
- GİRİŞ22.03.2015 10:17
- GÜNCELLEME22.03.2015 10:17
Diyarbakır’da dev bir kalabalığa okunan Öcalan’ın mektubu beklentileri boşa çıkarmadı, aksine! Net bir şekilde barış için kongre çağrısı, silahların döneminin kapandığının vurgusu, Eşme ruhu göndermesi ve birlikte kardeşçe yaşama sözleri çözüm sürecinin net bir şekilde nihai barışa evrildiğini gösterdi.
Lafı dolandırmak istemem: Çok mutluyum! Her şeyden önce çocuklarım için. Ailem için. Kendim için. Gelecek için. Türkiye’nin önünü çok açık bir şekilde görebildiğim için!
Çok uzun bir yoldan geldik bu günlere. Gazeteciliğe başladığım 2000’lerin başında Kürdistan coğrafyasında Nevruz lafını ağzına almaya dahi korkardı insanlar. Diyarbakır’a, Silopi’ye, Yüksekova’ya her gittiğimde Nevruz’da sokaklardan geçen tanklar anlatılırdı. Dersim’de 2004’te Songül Erol Abdil belediye başkanı seçildiğinde zırhlı araçların değil, çiçeklerin göründüğü Nevruz’lar yaşatacağız demişti... Sanki Kafdağı’nın ardına erişeceğiz der gibiydi...
Nereden nereye... Öcalan’ın isminin önüne sayın demek dahi yargı konusu olurken, Kürtçe konuşmak terör eylemi muamelesi görürken, çocuklara
Kürtçe isim daha verilemezken, bu gün Öcalan’ın Kürtçe mektubunun tüm Türkiye’ye okunduğu, dev barkovizyonla görüntülerinin izlendiği, terör örgütü liderinin terör örgütlerini lanetleyip, barıştan konuştuğu bir ülke haline geldi Türkiye.
Öcalan PKK’ya silah bırakmak için kongre toplama çağrısını yaptı. Bunu kimsenin ‘ama’larla, ‘ancak’larla gölgelemesine izin vermeyelim. Bu, çok büyük bir dönüşüm. NOKTA.
Olmadı Sayın Arınç!
Abdullah Öcalan’ın mektubu gümbür gümbür okunabiliyorsa, şehitler artık acı bir anı olarak tarih sayfasına kalkmışsa, PKK’nın silah bırakma kongresi için net bir çağrı yapılıyorsa, bütün Diyarbakır artık barıştan konuşuyor ve Türkiye’nin yüzde 70’i bu fotoğrafı alkışlıyorsa bunlar esasen Tayyip Erdoğan’ın kararlılığı ve cesareti sayesindedir! Kimse kusura bakmasın...
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol