Kürtlerle beraber, ama nasıl?

  • GİRİŞ07.11.2011 07:17
  • GÜNCELLEME07.11.2011 07:17

 

Kürtlerle beraber, ama nasıl?
 
7 Kasım 2011 Pazartesi
Geçtiğimiz haftanın önemli başlıklardan birisi, Bölgesel Kürt Yönetimi’nin lideri Mesut Barzani’nin Türkiye ziyaretiydi. Bu ziyaret öncesinde yazdığım ‘Dünya Kürtlerin etrafında dönmüyor’ başlıklı yazıma pek çok tepki aldım.
İlginç olan şu: Beni ve yazdıklarımı takdir etmek için mesaj yazan okuyucuyla, Kürtleri değersiz bulduğum için eleştirenler, aynı mantık hatasıyla hareket ediyor. Ne son günlerde yükselen ‘Bu Kürtler de çok oluyor’ korosuyla işim olur. Ne de dünyaya kendilerini merkeze alarak bakan Kürt siyasi hareketinin tezleriyle. 
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sözlerine ve özellikle seçim sonrası uygulanan politikaya yüzeysel olarak bakanlar, Türkiye’nin Kürtlere karşı yeni bir sertlik politikası oluşturduğunu öne sürüyor. Hatta bu durumun 1990’lı yıllarda Süleyman Demirel’in karanlık himayesinde şekillenen ve Tansu Çiller-Doğan Güreş-Hikmet Çetin üçgenindeki uygulanan politikalara benzediğini düşünenlBu ziyaret öncesinde yazdığım ‘Dünya Kürtlerin etrafında dönmüyor’ başlıklı yazıma pek çok tepki aldım.

İlginç olan şu: Beni ve yazdıklarımı takdir etmek için mesaj yazan okuyucuyla, Kürtleri değersiz bulduğum için eleştirenler, aynı mantık hatasıyla hareket ediyor.

Ne son günlerde yükselen ‘Bu Kürtler de çok oluyor’ korosuyla işim olur. Ne de dünyaya kendilerini merkeze alarak bakan Kürt siyasi hareketinin tezleriyle. 

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sözlerine ve özellikle seçim sonrası uygulanan politikaya yüzeysel olarak bakanlar, Türkiye’nin Kürtlere karşı yeni bir sertlik politikası oluşturduğunu öne sürüyor.

Hatta bu durumun 1990’lı yıllarda Süleyman Demirel’in karanlık himayesinde şekillenen ve Tansu Çiller-Doğan Güreş-Hikmet Çetin üçgenindeki uygulanan politikalara benzediğini düşünenler bile var.

(Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz) 

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat