Muhalefet istediği kadar yırtınsın, yıkıcı medya haber bültenlerinde istediği kadar milleti zehirlemeye kalksın, enflasyon Türkiye’de gündemden çıkmıştır. Artık fiyat artışlarına ne döviz ne faiz ne de hisse senetleri olumsuz tepki veriyor. Vatandaş, ülkeyi bugüne kadar yüzlerce krizden yara almadan kurtaran hükûmetin bu işten de alnının akıyla çıkacağına inanıyor, ona güveniyor. Eğer gerçekten fiyat artışları vatandaşı, iş dünyasını, ekonomiyi kökünden bozacak nitelikte kalacak olsaydı, kurlar alevlenir, krediler kesilir, üretim durur, fabrikalar stop ederdi. Bu tablo yaşanmadı. Hiç kimse TÜFE’deki zirveyi dikkate almıyor. Çünkü herkes çok iyi biliyor ki, fiyat artışlarının birinci sebebi enerji. O da bizden kaynaklanmıyor, dışa bağımlı. BİST tarihî rekorlara imza attı, 4100 puanı aşan endeks 5 bine koşuyor. Şuraya bakar mısınız, ABD Merkez Bankası faizi %4 ile 14 yılın zirvesine çıkardı, avro eridi, Türk lirası bana mısın demedi. Kurlar yükselmedi aksine gevşedi. Para Politikası Kurulunun 24 Kasım toplantısında faizler büyük ihtimalle tek haneye düşecek, krediler patlayacak. 

Türkiye hızlı büyüme potasındaki yoluna devam ediyor, ihracat aylık 21,3 milyar dolara tırmanmış durumda. Reel sektörün güveni yüksek. Cumhurbaşkanı Erdoğan dış politikada altın harflerle tarihe geçecek adımlar atıyor. Tahıl krizini Putin’le yaptığı bir telefon görüşmesiyle 24 saat geçmeden çözdü. Avrupa ve ABD onu alkışlıyor... İlk yerli elektrikli otomobilimiz Togg düşman çatlattı. Her ay 13-15 bin yeni şirket kuruluyor. İşsizlik tek haneye düştü. Resmî olarak 31, gayriresmî 40 milyon çalışanımız var. Gençlerimize iş var, ancak onların gözü çok yükseklerde olduğu için nazlanıyorlar. Onlara diyorum ki; "Söz dinle evladım, küçük adımlarla çalışma hayatına başla kısa sürede büyürsün. Senden öncekiler böyle yaptı, kazandı. Erken kalkan yol alır, çalış senin de olur"...

Merkez Bankası ve BDDK’nın uyarıları iş dünyasında yıldırım etkisi meydana getirdi... Şirketler geçen hafta 2,3 milyar dolar bozdurdu. Bu daha başlangıç arkası gelecek. Son haftalarda döviz mevduatının artışı yönünde hareket eden tüzel kişilerdeki döviz mevduatındaki azalış bankaların TL mevduatları artırma girişimleri ile kredi kullanımında döviz mevduatı şartları bu erimede etkili oldu.

Dövizden kaçış hızlandı. 21 Ekim’de 213 milyar 983 milyon dolar olan yerli yatırımcıların toplam döviz mevduatları 28 Ekim ile sona eren haftada 212 milyar 791 milyon dolara düştü. Gerçek kişilerin hesapları 126,8 milyar dolar oldu. Tüzel kişilerin mevduatları 86 milyar dolara geriledi. Yerli yatırımcıların parite etkisinden arındırılmış toplam yabancı para mevduatının 1 haftada 2 milyar 873 milyon dolar azaldığını görüyoruz. Bireysel hesaplar 548 milyon dolar, tüzel hesaplar 2,3 milyar dolar gerilemiş durumda. Merkez Bankası'nın toplam rezervleri, 28 Ekim haftasında bir önceki haftaya kıyasla 213 milyon dolar artışla 113 milyar 967 milyon dolardan 114 milyar 180 milyon dolara çıktı. Bankanın kasasında 39 milyar 377 milyon dolarlık (tam 753 ton) altın var.

Döviz kurları yaklaşık 2 aydan beri yerinde sayıyor. Bu durumda Hazine kur korumalı mevduat hesaplarına kur farkı ödemeyecek. Hesap sahipleri TL'ye geçip hisse senetlerinde pozisyon almaya hazırlanıyor. Şirketler hızla yükselecek diye sermayelerinin önemli kısmını bağladıkları kur endişesinden kurtuldu, TL’ye dönüyor...

Türkiye kazanıyor, düşmanlar kahroluyor.

TÜRKİYE GAZETESİ