Kaynana ve kayınbabanın gelin üzerinde hakkı olur mu? Gelin görüşmek istemeyince günaha girmiş olur mu?

Sevgili Peygamberimiz, “Genç birisi yaşlı birine hürmet ve hizmet ederse; kendisi yaşlandığında kendisine hizmet ve hürmet edecek kişileri Allah hazırlar” buyurmuş. Bizim kültürümüzde de kayınpeder, kayınvalide onlara da 'baba, anne' denir. Anne makamında, baba makamında demektir. Elbette onlara hürmetkar olmalıyızi gönüllerini hoş etmeye çalışmalıyız.

Namaz kılarken aklıma başka şeyler geliyor, namazımı huşu içinde kılamıyorum ne yapmalıyım, namazım zayi mi olmuş olur?

Şeytan emekliye ayrılmadı, aynen görevine devam ediyor. Bir ayette bu naklediliyor; “Şeytan diyor ki: Ya Rabbi ben sana giden yola oturacağım, kiminin sağından kiminin solundan, kiminin önünden kiminin ardından geleceğim, boş durmayacağım.” Yani kişi biraz uyansa bile; yani Allah’a sığındı dua etti, kaçıyor sonra tekrar geri geliyor. El çekmiyor, vazgeçmiyor, pes etmiyor Şeytan. Ama ben de demek ki Şeytan vesvese veriyor, “Benim namazım namaz olmuyor, en iyisi mi namazı kılmayayım daha iyi” böyle demeyeceğim. Bir yere arılar çok girip çıkıyorsa; orda ya bal var ya çiçek var. Bu kardeşimizin şu sorusu da yine imanının bir ifadesidir. Şeytan vesvese veriyor diye "namazımı "kılmayayım demesin sakın. Gelmese o çok daha güzel tabi. Efendimiz diyor ki: “Namazınızın huşulu kısmı kabul olur, huşusuz kısmı ıskartaya çıkar, nice kişinin namazının yarısı, kiminin dörtte bir kiminin sekizde bir kabul edilir” kişi bunlara rağmen o kapıya gidip gelecek yani namazını kılacak.

Şeytan ne zaman emekliye ayrılacak?

Hiç ayrılmayacak. Babadan kalan servetin pek kıymeti bilinmezmiş. İnsan kendi kazandığının kıymetini bilir. Rabbimiz de bize mücadele ile kazandırıyor. Mesela melekler günah işlemez, biz günah da işleyebiliriz sevap da işleyebiliriz. Bizim ibre oynak; şeytandan aşağıya da düşer, melekten yukarıya da çıkar. Çünkü bize Allah akıl vermiş, irade vermiş bunun yanında nefis vermiş, şeytan vermiş. Bunların mücadele alanındayız. Bu mücadelede; aklım, imanım nefsim ve şeytanıma galip gelirse melekten üstün, yok nefis ve şeytan bana galip geldiyse aşağıların aşağısı diyor Kuran. Allah korusun nice insanlar var “Kalpleri var düşünmez, gözleri var görmez, kulakları var duymaz, akılları var idrak etmez… Onlar hayvan gibidirler. Hayır hayır daha aşağıdırlar” Kuran böyle söylüyor…

Yani bu mücadelede illa başarılı olmalıyım. Bakın Allah’ın Resulü de “Benim de şeytanım var” buyuruyor “Ama Rabbim bana yardım etti,  benim şeytanım müslüman oldu”

Seferi olmayı anlatır mısınız?

Tabi, şimdi mesela ben İstanbul’da ikamet ediyorum ve Ankara’ya gideceğim. İstanbul’un belediye hudutlarını çıkınca seferiliğim başlar, Ankara’ya varıncaya kadar. Peki Ankara’da 15 gün kalacak mıyım? Eğer en az 15 gün kalacaksam Ankara’da mukîmim. Yok kalmayacağım diyelim herhalde 8-10 gün kalırım veya bugün giderim, yarın giderim diyorum da 2 ay kalıyorum. Hep seferiyim. Dönünceye kadar yolda İstanbul hududuna girinceye kadar yine seferiyim. Rabbimiz bize bir lütufta bulunmuş yani seferiliğin bazı zorlukları olabilir, o yüzden bende bazı hükümlerimi kolaylaştırayım buyurmuş. Namazda diyor farzı 2 rekat olarak ama camiye gittim mi oradaki imama uy. Sen kendin kılarken farzı 2 kıl, durumun müsait ise sünnetleri de kıl. Ama durumun müsait değil oradan oraya koşuşturuyorsun, o zaman sünnetleri kılma ama farzları 2 rekat kıl yalnız akşam namazı ve sabah namazı farzı için geçerli değil. Oruçta da bir muhayyerlik getirmiş. İstersen tutmayabilirsin de gününe gün tutmak üzere ama tutarsan daha iyi diyor. Seferilik budur yani bulunduğum yerden 90 km öteye gideceğimi aklıma koydum, bulunduğum yerin belediye hudutlarından çıkınca seferiliğim başlar. Uçakla gidilse bile böyledir.

Eğer ne kadar kalacağım belli değilse yolculuk esnasında da orada bulunduğum sürede de seferiyim, ama en az 15 gün kalacağım belli ise o zaman sadece yolculuk esnasında seferi olurum orada bulunduğum sürece seferi sayılmam.

Evde cemaat yaparken imamın seferi olması durumunda ne yapmalı?

Öncelikle namazı kıldıracak kişinin ben seferiyim diye cemaati uyarması gerekiyor. 2 rekat yatsı namazının farzını kıldırır, cemaat de ona uyar. İmam selam verdikten sonra onlar selam vermeyecek, onlar kalkıp 2 rekat daha kılacaklar. Sanki imamın arkasındaymış gibi. İmamın arkasında dururken Fatiha Suresi okunmaz, onlar da okuyacak kadar bekleyecekler. Sonra rüku ve secdesini aynen yapıp 4. Rekata kalkar. 4. Rekatı da 3. Rekat gibi kılar ve selam verir. Yani mukîm kişiler de seferi imamın arkasında namazını bu şekilde kılar.

Peygamberimizin mezarı nerededir?

Suudi Arabistan’ın Medine-i Münevvere şehrinde, Hz. Aişe annemizin evinde bulunurken hayata gözlerini yumdu ve orada kendisi için bir kabir oldu. Hiçbir peygamberin kabri bu kadar yüzde 100 nisbetinde belli değildir.

Ben evden çıkarken malımı Allah’a emanet ediyorum Rabbim sana emanet diyip çıkıyorum ama evime sürekli hırsız giriyor. İyilik yapan insan neden kötülük görüyor, Allah kullarını seviyorsa neden kötülük gösteriyor?

Hanımefendi bu kadar öfkelenmese iyi olur, yani bizdeki malı bizdeki canı veren odur. Dilediği zaman alacak olan da olur. Bu kardeşimiz güzel ben Ayete-l Kürsi okudum evimi Rabbime emanet ettim buna rağmen evime hırsız girdi, tabi biraz da eşyaları gitti bundan dolayı  da üzüntü duydu. Şimdi öfkeyle "bu olmamalıydı" diyor. Ama insanoğlunun başına böyle şeyler geldiğinde, “Ya Rabbi niye bu kaza benim başıma geldi” bunu demek yok! Bunu deme imkanına biz sahip değiliz, biz kuluz biz Yaradan değiliz, biz memuruz amir değiliz. Amirin yetkisindedir hesap sormak biz Rabbimize kulluk ile görevliyiz. “Sizi açlıkla, malınızdan, canınızdan eksilterek imtihan ederiz, sen sabredenleri müjdele” buyuruyor Rabbimiz. Senin malından çaldılar ama sen Rabbinden dile o sana bir kapı açar.

Ben "Allah'tan uzaklaşmamalıyım, ümidimi kaybetmemeliyim, niye benim başıma bunu verdin" diye hesap sorma durumunda da değilim. Ben amir miyim memur muyum bir kere yerimi belirleyeyim. Ben kimden hesap soruyorum? Mülkün sahibi odur. O yüzden hanımefendi bir “La Havle” dese iyi olur, öfke ile kalkan zarar ile oturur. Şu anda tehevvür halindedir, bu halden dolayı “bende din iman hiçbirşey kalmadı” diye kaygılanmasın ama en kısa zamanda “La Havle” desin.

Babam vefat etti, annem arkasından tesbih çekip yemek dağıtıyor faydası olur mu?

Onda hiç şüphe yok en büyük vefakarlıktır elbette faydası olur ama kendi sağlığını da kendi huzurunu da düşünmelidir. Tabi ki yaptığı her işin sevabını ona bağışlamasından babanızın haberi olur. Elbette sevabı verecek olan Rabbimizdir. Kendimizi gücümüzün üstünde yormaya gerek yoktur.

Necmettin Nursaçan - Haber 7

Sorularınız için: necmettin.nursacan@haber7.com

Not: Sorularınız cuma günleri saat 09.15'te Kanal 7'de yayınlanan Muhsin Bay'ın sunduğu Cuma Sohbetleri programında Necmettin Nursaçan Hoca tarafından cevaplandırılmaya çalışılacaktır.