Obama bunu da yapar mı: ABD+Suriye gizli ordusu

  • GİRİŞ05.11.2014 09:56
  • GÜNCELLEME05.11.2014 09:56

Bu konuşmanın genel içeriği, Başkan Obama'nın, Suriye'deki durumun şu an en hareketli ve kritik evresinde bulunduğunu, Suriye'nin siyasi geleceğinin ciddi anlamda risk taşıdığını gördüğünü vurgulamasıydı.

Blinken şöyle dedi; 'Suriye'de her ne olursa olsun, temel askeri yapıların, devlet kurumlarının korunmasının yollarını bulmak dâhil, temel kurumların korunması son derece önemlidir. Son on yıl içinde Irak'taki deneyimlerden neler olduğunu biliyoruz. Bu kurumları dağıttığınızda bir boşluk meydana gelir ve bu boşluk genellikle kötü şeylerle doldurulur. Bu yüzden, Suriye'nin gelişiminde bence önemli olacak noktalardan biri, devletin kurumlarını koruyacak siyasi bir değişim içine girmek ve Suriye'deki tüm tarafların ve aktörlerin eşitliklerinin Suriye devleti ile korunabileceğinin netleştirilmesidir'. ('Tony Blinken on U.S. Policy Toward Terrorists', 29/10, C-SPAN.)

Bir 'hımm!' çekme hakkınız bulunuyor.. Beyaz Saray'ın önceki Suriye fikirleriyle benzer görünen Blinken'in bu Suriye perspektifine-ki, hiç çekinmeden Obama'nın özet fikirleri sayabilirsiniz-Tahran'ın hatta Rusya'nın itirazı olup-olmayacağını düşünmek gerekiyor. Bu durumda 'hımm' uzayacaktır...

PKK-IŞİD/DAİŞ: KANI KANLA 'TEMİZE ÇIKARMAK'

Elebaşı Cemil Bayık'ın çözüm sürecinde ABD'yi üçüncü taraf olarak isteyen, 'Bu ABD olabilir. Uluslararası bir heyet de olabilir. Aracılara, gözlemcilere ihtiyaç var' sözleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 'Kobani'de bu ısrar niye?' sorusuyla birleştirilerek okundu dün birçok yazar/yorumcu tarafından. Ancak buna İmralı'nın unutulan şu sözleri de eklenmeli ki, Kandil'in barış sürecinde Öcalan'a karşı 'hissiyatı' da anlaşılsın; '(nasıl yakalandığına ilişkin) Adada beni karşılayan Avrupa Birliği Konseyi yetkilisinin yaklaşımı, ABD'li bir generalin bulunması komplonun boyutunu açıklayıcı nitelikteydi. ABD, AB ve Türkiye arasındaki anlaşma böylece açığa çıkmış durumdaydı.' ('ABD ve AB temsilcisi karşıladı', 18/02, Milliyet.) Bayık'ın 'liderinin' yakalanmasına destek veren ABD'yi 'barış'a katma aklı' bu ve 'İmralı da, barış da süreç de bozulsun' demek!

Abdülkadir Selvi'nin dün köşesinde anımsattığı, 'çözüm sürecinin başlarında Kandil'e CIA'dan önemli bir faks metni ulaşıyor. Geçmişte CIA ile PKK arasındaki ilişkileri tanzim etmiş olan ABD'li yetkili, 'Çözüm sürecinde Türkiye Cumhuriyeti sizi aldatabilir. Biz de devrede olalım, sizin haklarınızı koruyalım' diyor' cümlelerinden anlıyoruz ki, talep kadar arz da var ve Türkiye'nin güneyini/altını oymak budur.

Amerika'nın PKK-IŞİD/DAİŞ'i ele alma biçimi kanı kanla temize çıkarmaktır. Oysa çıkmaz.. Batı monarşileri kırmızı halıyı tercih ederdi, kanı göstermez diye, yaptıkları odur...

DAİŞ'İ GÖRÜP ŞAM'A KÖRLEŞMEK İTTİFAK DEĞİL Mİ?

ABD'nin 'neden Suriye'ye körleşiyorsunuz' sorusuna verdiği güvenilmez savunma bir 'öncelik' sıralamasından ibaret; 'DAİŞ daha acil'! Ortadoğu'da birbirine yaslanmış krizleri Amerikan kamuoyunun 'algı sadeliğine' indirerek izah ederseniz, DAİŞ'in yüzünü Şam'a döneceğini ıskalayabilirsiniz.

Washington'un söylemi, DAİŞ'le mücadelenin Suriye rejimine yarıyor görüntüsüne rağmen, ABD'nin Şam'a bakışında bir değişiklik olmadığı yönünde.

Hemen tüm uluslararası analizler Şam'ın yerinin daha da sağlamlaştığı hatta işin ucunda iktidarda kalmak gibi bir zaferin ihtimal dahilinde göründüğünü söylüyor.

Yine aynı okumalar, DAİŞ'in kolay ortadan kalkmayacağını da belirtiyor. Bizzat ABD'nin verdiği süre 3 yıl ki, Ortadoğu'da Washington'un verdiği takvimlerin nasıl işlediğini biliyoruz.

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat