Memleket idaresi ve liderlik üzerine

  • GİRİŞ24.03.2022 11:22
  • GÜNCELLEME24.03.2022 11:22

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş bütün olumsuzluklarıyla birlikte mühim bir hususu bir kez daha tebarüz ettirdi.

“Memleket idaresinin ehemmiyeti ve liderlik…”

İnsanlar bu kritik süreçte, memleketin ehil ellerde idaresinin ve liderlik olgusunun, patates-domates spekülasyonuna kurban edilemeyeceğini yaşayarak tecrübe etti.

 *

Pandemi süreci tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de bir hayli olumsuz yansımalara neden oldu.

“Yarı kapanma-tam kapanma” derken bütün bir dünya ve ülkemiz ciddi bir iş gücünden mahrum kaldığı gibi tüketimin hız kesmeden devam etmesi nedeniyle de üretilmemiş değerlerin bedelini ödeyerek uzun vadede fiyatların yükseleceği gerçeği ile birlikte enflasyonun yükselmesine maruz kalmayı peşinen kabul etmiş oldu.  

Bu, tüm dünya için olduğu kadar Türkiye için de kaçınılmaz bir gerçek mesabesindeydi.

Nitekim aradan daha 2 yıl geçmeden herkes bu gerçekle yüz yüze geldi.

Konunun tam bu noktasında gözden kaçırılmış bir noktaya temas etmeden geçemeyeceğim.

Türkiye’nin, pandeminin bütün süreçlerinde ve hiçbir şekilde “üretimin” kesilmesine neden olacak bir uygulamaya gitmediğinin altını çizmemiz gerekiyor. Cumhurbaşkanının bu husustaki fevkalade öngörüsü savaş vesilesiyle patlak veren tedarik krizinin Türkiye açısından soruna dönüşmeden kontrol altına alınması sonucunu doğurdu.

Dünya, pandeminin olumsuz etkileriyle henüz yüzleşmişken, Rusya Ukrayna arasındaki savaş bütün bu menfi gelişmelerin üzerine tuz biber ekti adeta. Hani, tabir yerinde ise “dünya bir anda yangına yerine dönüverdi” desek abartmış olmayacağız.

 *

İşte bu hengâmede ülke yönetmenin ve liderlik olgusunun ehemmiyeti bütün çarpıcılığı ile gün yüzüne çıktı.

Başta Amerika olmak üzere bütün bir Avrupa, kelimenin tam manasıyla çuvallarken Türkiye bir yıldız gibi parladı.

Üstelik bu fevkalade başarıyı, vatan haini spekülatörlerin kriz çıkarma teşebbüslerine rağmen gerçekleştirdi.

 *

Batılı ülkelerin retorikten öteye geçmeyen sözde çözüm çabalarına karşın Türkiye bu fevkalade krizde etkin bir rol üstlenerek adeta çözüm merkezine dönüştü.

Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarının Antalya’da buluşması (ki, her iki taraf, masada Türkiye dışişleri bakanının da bulunmasını talep etmişlerdi), NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in, İsrail Cumhurbaşkanının, Almanya ve Yunanistan başbakanlarının Türkiye ziyaretleri ve ABD başkanı ile daha birçok ülke yöneticisinin Cumhurbaşkanıyla telefon görüşmeleri, Türkiye’nin meselelerin çözümündeki etkin rolünün açık bir göstergesidir elbette.

Peki, bütün bu olup bitenler, özellikle de muhalefetin üç maymunu oynamasına karşın, halkın dikkatinden kaçtı mı?

Tabii ki hayır!

Bilakis halk, muhalif partilerin perdelemek istediği bu baş döndürücü trafiğin vesile olduğu olumlu gelişmeleri bütün ayrıntılarıyla görüyor ve takdir ediyor.

Bununla birlikte halkın, memleket idaresinin ve liderliğin ehemmiyetini bu art niyet kumkuması sözde liderlerden çok daha iyi kavramış olduğundan hiç şüphem yok…

Memleket idaresi bir irade, liderlik ise bir karakter meselesidir ve müstekbirlerin taşeronluğuna soyunun zayıf karakterli eşhasın harcı değildir.

DİRİLİŞ POSTASI

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat