Güzel ülkemin her tarafından alevler yükseliyor.

Öyle ki, bir günde 84 adet (yazıyla seksen dört) yangın çıktı.

Devlet, tüm gücüyle ve imkânlarıyla bu afeti kontrol altına almak için adeta çırpınıyor.

Tamam, doğru, dünyanın birçok yerinde mevsimden ötürü benzer yangınlar oluyor ama bunlar bir başka…

Söz gelimi Bursa’da başlayan yangınlar hiç de tabii akışı içerisinde cereyan eden türden bir yangınlar silsilesi değildi.

6 noktada eş zamanlı ve aynı anda yangın çıkıyorsa, oturup düşünmek lazım gelir zira…

Bu hususa tekrar geleceğim ama öncesinde bu yangınlar yaşanırken başka bir yangın türünün de devreye girmiş olduğu gerçeğine temas edeceğim.

Somut yangınlarda alevler kelimenin tam manasıyla ciğerlerimizi yakarken, soyut bir yangın da eşzamanlı olarak devreye giriyordu.

Özellikle sosyal medyada başlatılan bu aşağılık yangın sürecinde, sahnede hep sözde “muhalif” görünen aktörler vardı.

Mütemadiyen, “yangın var ve hükumet hiçbir şey yapmıyor” propagandası üzerinden çalışan bu mafya benzeri yapı, gerçek olmayan fotoğraflar üzerinden bir kıyamet görüntüsü pompalayıp durdu.

Hepsinin amacı, devletin acze düştüğünü göstermek ve böylelikle bir iktidar kaosu üretebilmekti.

Devleti çaresiz durumda göstermek kime ne kazandıracaksa artık…

Bu şenaati sergileyen sadece sözde muhalif görünümlü hesaplar değildi elbette.

Bunların tuzağına düşüp panik halinde aynı menfur emele hizmet eden safdillerle birlikte, sırf Erdoğan’a duydukları nefret nedeniyle fırsatı ganimet bilen gönüllü işbirlikçiler de vardı.

Buna dair ilginç bir örnek vereceğim.

Yabancı bir haber kanalına muhabirlik yapan bir özne, bir fotoğraf yayınladı.

Fotoğrafta tamamen yanmış bir dağ görüntüsü var…

Altına, “yanacak bir şey kalmadığı için, yangın kontrol altında…” yorumu var.

Bunu, devletin hiçbir şey yapamadığının ve bütünüyle çaresiz bir durumda olduğunun bir kanıtı gibi sunuyorlardı elbet…

Bu fotoğrafı Bursa’da gâvurluğu ile bilinen başka bir özne kullanıp, saydırdıkça saydırdı hükumete…

Çok geçmeden, ‘Gezi’den beri Erdoğan’a düşmanlık yapan sözde başörtülü bir yazar bu gâvurun yorumunu esas alıp o da kendi zaviyesinden vurdukça vurdu.

Çok geçmeden hunharca kullanılan bu görselin, 2022 yılında Kıbrıs’taki bir yangın sonrasında çekilen fotoğraf olduğu ortaya çıktı.

Peki, ne oldu dersiniz bundan sonrasında?

Hiçbir şey!

Hepsi ve herkes, hiçbir şey olmamış gibi paylaşımlarını silme ve özür dileme zahmetine bile katlanmadan tezvirata kaldıkları yerden devam ettiler!

Böyle bir haysiyetsizlik, böyle bir namussuzluk!..

Bu fotoğrafı hesaplarında yayınladıktan sonrasında bindirilmiş kıtaların ve trol ordularının ağza alınmayacak hakaretlerle başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm devlete saldırdıklarını söylememe bilmem gerek var mı?

Maksat zaten buydu.

Hem devleti zaaf içinde göstermek, hem de saldırmak için bir bahane üretmek…

Başka bir örnek…

Yine sosyal medyada “MOSSAD” kullanıcı adlı bir hesap, Bursa’daki dehşetengiz yangının fotoğrafını koyarak adeta sevinç gösterisi yaptı.

Bendeniz bu postu alıntılayarak; “Ve katil cinayet mahalline döner…” diye yazdım.

Altına yapıla yorumları görseniz gözlerinize inanamazsınız.

Her biri, bahsini ettiğim o trol ordusunun ve bindirilmiş kıtaların bir mensubu olduklarını kanıtlarcasına saldırıya geçen bir çapulcu sürüsüne muhatap kaldım adeta…

MOSSAD’ı alenen savunanlardan tutun da Türkiye’ye karşı adavetini açıkça belli edenine, yangın nedeniyle büyük bir sevinç duyan aşağılık mahlûkata varıncaya kadar, insaftan, haysiyetten ve memleket sevgisinden mahrum bir sürü…

Saldıranların ile sürdükleri en önemli argümanlardan birisi “gece görüşlü” yangın söndürme uçağının neden olmadığı idi…

Tamamen cehalet ürünü olan bu soruyu aslında hiçbir iyi niyetli ve aklı başında birisi sormaz zira dünya genelinde gece görüşlü yangın söndürme uçaklarının kullanımı son derece sınırlıdır ve açık kaynaklarda bu tür uçakların aktif olarak kullanıldığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

ABD, Kanada ve Avustralya gibi ülkeler gece görüş teknolojisini daha çok helikopterlerde kullanmaktadır. Sabit kanatlı uçaklar için gece operasyonları, teknolojik ve güvenlik kısıtlamaları nedeniyle henüz yaygınlaşmamıştır.

Nitekim Amerika’nın Florida eyaletinde yaşanan yangın 25 gün sürdü ve bölge adeta yok oldu. Öyle ki, tüm imkânlara rağmen çaresiz kalan ülke, ormanlarının tamamen yanıp bitmesini bekler hale geldi. Lakin Amerika’da Türkiye’deki gibi vatan hainleri olmadığı için kimse ülkesine ve devletine böylesine alçakça saldırmadı ve milli güvenlik zafiyeti varmış izlenimi edinilmesine müsaade etmedi…

Gelin görün ki bu gerçek, Türkiye’deki sözde muhaliflerin hiçbirinin umurunda bile değildir.

Onlar için saldırmaya bir bahane lazımdır ve ne yangın ne de memleket kayda değer bir önem taşımaz!  

Buna dair en önemli delil de şudur…

Yazının başında dikkat çektiğim hususla ilgilidir bu nokta…

Bursa Harmancık yangınını çıkaranın aşağılık bir FETÖ’cü olduğu kanıtlandı malum…

Askerden atılan bu alçak, aynı zamanda sosyal medya hesabından kendisini İYİP Harmancık gençlik kolları başkanı olarak tanıtmış.

Bununla birlikte bölgedeki herkes onun partiyle ilişkisini teyit ediyor.

Bütün bunlara ek olarak çalıştığı akaryakıt istasyonunun müdürünün İYİP ilçe başkanı olduğu gelen bilgiler dâhilinde…

Bu gerçek ortaya çıkınca ne oldu dersiniz?

“Türkiye yanıyor, ah, vah” edenlerin bu feryatları (!) bir anda dindi ve ters yönden algı operasyonu başladı.

Daha 2 gün önce alevlerin sardığı ormanı arkasına alarak, cayır cayır yanan ağaçları ve zavallı canlıları umursamadan hükumete çakma şovu yapan İYİP’li milletvekili ve avenesi de dut yemiş bülbüle döndü tabii...

Aman yarabbi!

Kimler kimlerle…

Belli bir odağın emriyle hareket ettiği apaçık belli olan yangını çıkaran hainle, yangın üzerinden kıyameti koparan kişi aynı safta, aynı amaca hizmet ediyor!

En ince ayrıntısına kadar mercek altına alınıp incelenmesi gereken ve buram buram ihanet kokan bir ilişikler ağı…

Sözün özü…

Türkiye, özellikle dış “dış düşman” diye nitelenen güçlerin özel saldırısına maruz kalmıştır.

Bu Türkiye düşmanları, içeriden kendilerine gönüllü ve maaşlı elemanlar bulmakta hiç de zorlanmıyorlar görüldüğü üzere.

Maaşlı olanları neyse de bu alçaklığa gönüllü destek veren haysiyetsiz güruha şu sözü söylemekten kendimi alamıyorum doğrusu…

Yahu Allah aşkına bu ülke ve bu millet ne etti size?!.

Nihat Nasır / Haber7