Gazzelinin imanı Siyonizm’i cehennemin dibine sürüklüyor!
- GİRİŞ02.10.2025 09:28
- GÜNCELLEME03.10.2025 08:55
Siyonist katiller on yıllardan beridir yüz binlerce masumun kanını döküyor…
Filistin davası Hamas’la birlikte yeni bir mahiyet kazanırken, Siyonistler de katliamların boyutlarına o oranda büyüte geldiler hep…
Bundan 30 yıl, 40 yıl önce de zulüm ve katliam vardı, bu gün de…
Fakat bu süreçlerin hiçbir aşamasında bugünküne benzer bir gelişme kaydedilememişti.
Evet, yeryüzünün tanık olduğu en aşağılık, en zalim, en insaniyet düşmanı olan soykırımcı katil Siyonistler bundan tam 2 yıl önce katliamlar silsilesine yeni bir halka eklerlerken, bugün yaşanacak olanlardan habersiz ve kendilerinden gayet emindiler.
Onlar, bebeklere varıncaya kadar katledecek ve bütün dünya sadece susacak…
Öngörüleri elbette buydu.
Büyük bir sapkınlıkla saldırmalarının arka planında ise şimdiye adar kendilerini mütemadiyen destekleyen güçlerin telkin ettiği itimat idi.
İşte bu özgüven ve kurdukları sistem nedeniyle pervasızlaştıkça pervasızlaşıyor, katliamlara ve zulümlere yeni boyutlar kazandırıyorlardı.
Gazze her zamanki gibi direndi.
Hamas, bugüne kadarki tüm başarılarını gölgede bırakacak muhteşem bir gerilla taktiği uyguladı ve Siyonistlerin direncini un ufak etti.
Zaman ilerledikçe zaten korkak olan Siyonist alçaklar daha da korkmaya ve hatta paniklemeye başladılar.
Zamanın ilerlemesi Siyonistleri mezkûr zillete iterken başka bir hayrın daha kapısını aralıyordu.
Henüz insaniyetini kaybetmemiş olan batılı halk yığınları…
Önceleri pek sesleri duyulmuyordu fakat katliamın üzerinden 1 yıl geçtikten sonra uyanışlar müthiş bir ivme kazandı ve ikinci yılın sonuna geldiğimizde kelimenin tam manasıyla bir devrime dönüştü…
Evet, insaniyetini yitirmemiş batılı halkların gösterdiği bu civanmertlik, ister istemez yaşadıkları ülkelerin yönetimlerini de etkiledi ve bu, bahsini ettiğimiz devrimin kapısını araladı.
Yahudiler, Hitler Almanya’sının uyguladığı zulümler nedeniyle kendilerine Filistin’de zoraki bir yurt edinmiş, başını İngiltere’nin çektiği tüm batı da bunu hararetle desteklemişti.
Siyonizm esasen tam da bunu hedefliyordu ve bu yüzden 10 binlerce Yahudi’yi kendileri öldürmüştü…
Siyonistler Filistin’e yerleşirken güvenlikleri için kendi varlıklarının dışında, dünyanın başına başka bir zulüm daha bela etmişlerdi.
‘Antisemitizm…’ Yani sözde Yahudi düşmanlığı…
İsrail’in yaptığı/yapacağı tüm alçaklıkların, ahlaksızlıkların, katliamların zulümlerin ve hatta soykırımın kılıfıydı artık bu baş belası kavram.
Aslında bu, başlı başına ele alınıp detaylıca incelenmesi gereken bir olgu, farkındayım. Lakin bugün gelinen noktayı daha iyi anlayabilmek için bu hususa değinmek zaruriydi ve meselenin kısaca anlaşılmasını sağlayacak ölçüde değinmiş olduk.
İşte, 2 yıl boyunca iki cihanda aziz olmalarını dilediğimiz kahramanların bu muhteşem direnci, tüm dünyayı uyandırdı ve halklar ‘devrim’ dediğimiz bu süreci başlattı.
Soykırımcı aşağılık Siyonistlerin yaptıkları katliamlar ve zulümler, dünyanın her yerinde haykırılırken, hiç kimse artık bu sesleri ‘antisemitizm’ gerekçesiyle bastıramıyor!
Bugüne kadar tüm zulümlerini bu zırh ile boşa çıkaran Siyonistler cascavlak ortada kaldı.
Tüm iğrençlikleri ve alçaklıkları bütün açıklığı ve çarpıcılığı ile gözler önüne serildi ve dünyayı esir alan bir tabu, büyük bir gürültü çıkararak cehennemim dibine doğru yol alıyor…
Bütün dünyayı bu hakikat çizgisine çeken vakıa, Gazzelilerin, işte bu muhteşem direnişleri ve hayranlık uyandıran imanları oldu!
Gazzeli kahramanlar şehit olarak sadece ahirete müteallik değil, bu direnişleri nedeniyle de Siyonizm’in belini kırarak dünyaya dair de muhteşem bir başarının altına imza attılar.
Siyonistler tüm dünya nezdinde ‘lanetli’ bir derekeye düştüler, bu, artık tartışılmayacak denli bedihi bir hakikattir!
Dünya bu büyük beladan Gazzeliler sayseinde kurtuluyor.
Zahirde çok büyük bir musibet gibi görünen ki, on binlerce masumun kanına bedel oldu, o aşağılık zulüm, karanlık gecenin sabahına benzer bir şafağın doğmasına vesile oldu.
Düşünün, Netanyahu, BM’de kürsüye çıkarken neredeyse salonun tümü boşaldı ve dünya çok etkili bir biçimde bu alçağı protesto etti.
Bu protesto o kadar etkiliydi ki, İsrail medyasından ‘Kanal 13’ aynen şu açıklamayı yapıyordu.
Netanyahu’nun konuşması başladıktan hemen sonra yabancı diplomatlar tek tek salondan çıktıklarında Netanyahu’nun yüzüne değil, İsrail Devleti’nin yüzüne tükürmüş oldular!”
Evet, tüm dünya artık hiçbir korkuya kapılmadan, ‘antisemitist’ suçlamasına maruz kalmadan Netanyahu’nun ve Siyonistlerin yüzüne tükürüyor!
Bu gerçeğin Netanyahu da farkında ve konuşmasında; “7 Ekim’den sonra pek çok lider İsrail’e destek vermişti ama bu destek artık buharlaştı” diyerek düştüğü çukuru alenileştirdi.
İsrailli yazar Nava Rozlio ise bu protestoyu şöyle tasvir ediyordu.
“Ne kadar büyük bir simgesellik!
İşte bugün dünyanın gözünde İsrail böyle görünüyor.
Başbakanı, alçalmış ve dışlanmış bir devletin temsilcisi olarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu salonunda duruyor. Koltuklar neredeyse boş; sadece birkaç ikiyüzlü ve yandaş var, kimseyi kandırmıyor bu gösteri.”
İsraillilerin bu gerçeği görmesini sağlayan başka etmenler de var kuşkusuz.
Batılı ülkeler Filistin devletini tanımakla kalmayıp İsrail’e verdikleri her türden desteği de birer birer geri çekiyorlar.
Mesela şu haberde olduğu gibi…
“İtalya’da işçiler ve öğrenciler, İsrail’e silah sevkiyatlarını durdurmak için limanlarda protesto başlattı. Cenova, Trieste ve Roma başta olmak üzere birçok şehirde organize edilen eylemlere Avrupa’nın farklı ülkelerinden sendikacılar da katılıyor.”
Peki, ya ‘İslâm birleşik ordularının’ gündeme gelmesine ne demeli?
Bu anlayışı kuvvetlendiren en mühim gelişme ise Endonezya'nın Filistin’e destek için gerekirse 20 bin ya da daha fazla asker göndereceğini söylemesi…
Hemen ardından Malezya’nın da asker gönderebileceğini açıklaması, tüm bu hayırhah gelişmelerin ön habercileri elbette.
Evet, muhteşem ve muazzam bir iman ile bu paraleldeki direnişin vesile olduğu hayal edilemeyecek denli güzel ve büyük gelişmelere hep birlikte tanık oluyoruz.
Yakın gelecek, bu muazzam imanın Siyonizmi ve antisemitizm safsatasını nasıl boğduğuna ve yok ettiğine tanıklık süreci olacaktır, bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Zira Allah, “Nurunu tamamlamayı’ vadetmiş ve O, vaadinde hulf etmez…
Nihat NASIR / Haber7
Yorumlar5