KAAN’a düşmanlık tam bağımsız Türkiye’ye düşmanlıktır!
- GİRİŞ07.10.2025 09:25
- GÜNCELLEME08.10.2025 08:42
Bundan yaklaşık 20 yıl önce herkesi heyecanlandıran müthiş bir haber düştü ajanslara…
İddia oydu ki, ‘Erke Dönergeci’ adı verilen bir alet icat edilmişti…
Bu icat sayesinde çok az bir enerjiyle başlangıç yapılacak ama akabinde ‘sonsuz enerji’ üretilecekti.
İcadı yapan şirketin adı ‘Erke’ idi…
Hayali bile insanı heyecanlandıran bu icat sayesinde hareket edebilen her şey bedavaya çalıştırılabilecek ve bu sayede enerji bağımsızlığına ulaşılacak, bu da ‘tam bağımsız Türkiye’ ülküsünü gerçekleştirmekle kalmayıp halkı refaha boğacaktı.
Tanıtımı 21 Kasım 2006 tarihinde gerçekleştirildi.
Firma adına ‘danışman’ sıfatıyla Milli Savunma Müsteşar yardımcılığından emekli Tümgeneral Çetin Uğural konuştu ve uzun bir sunum yaptı.
Davetlilerin kahir ekseriyetini 28 Şubat sürecinin kudretli generalleri, bürokratları ve medyası oluşturuyordu.
Şu örnek isimleri vereyim de anlayın siz gerisini.
Genel Kurmay eski başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve Kara Kuvvetleri eski komutanı Muhittin Fisunoğlu, Refah Partisi kapatma davasıyla meşhur Yargıtay Cumhuriyet eski başsavcısı Vural Savaş ve o zamanın en etkili Kemalist yazarlarından gazeteci Tuncay Özkan…
27 Nisan muhtırasına giden sürecin ilk aşamasında yapılan bu tanıtımda Kemalist jargona özellikle vurgu yapılıyor ve emekli askerlerin katılımı ile de bir yerlere mesaj veriliyordu elbette.
Bu toplantı sonunda kendi başına dönen aletle ilgili sorulan soruların tamamı, “gizlilik” gerekçesiyle cevapsız bırakılıyordu fakat bir süre sonra kendini Erke’nin ‘araştırma ve bölüm sorumlusu’ olarak tanıtan Togan Kafesoğlu isimli bir şahıs bir video ile sözüm ona görüntülü bir açıklama yaptı….
Videoda fon müziği olarak askeri bir marş görsel fon olarak da Atatürk resmi kullanılmıştı.
Atatürk’ten bol bol alıntıların yapıldığı ve baştan sona askeri bir tarzın öne çıktığı bu görsel sunum sonrasında bir daha bu vatandaşları ne gören oldu ne duyan…
19 yıl önceki bu hadiseyi neden mi anlattım?
Şundan…
Baştan sona Kemalist bir jargonla bezeli, AK Parti iktidarını açıkça tehdit eden ve 27 Nisan muhtırasına giden yolun taşlarını döşeyen cuntacıların desteklediği ve öne çıktığı bir projeden, her şeye rağmen duyduğum heyecana vurgu yapmak için elbette…
Bilim adamları, ‘Termodinamik Kanununa’ tamamen aykırı böyle bir şeyin mümkün olamayacağını söylemelerine karşın, gönlüm ve kalbim tüm içtenliğimle bu hayali icadın gerçekleşmesini temenni ediyordu.
Zira böyle bir şey kelimenin tam manasıyla ‘tam bağımsız Türkiye’ anlamına gelecekti.
Bunu gerçekleştirenler, bize zulümlerden zulüm beğendiren, aşağılayan ve hor gören bir anlayışın muktedirleri de olsa bunun, Türkiye’nin iyiliği için hayalin ötesine geçip gerçek olmasını diledik…
O günün Kemalistleri ve medyası, tamamen hayal ürünü olan bu uydurmayı yere göğe sığdıramıyorlardı fakat bugün aynı kesimler KAAN’a adeta ölesiye düşman!
Dikkat çekmek istediğim asıl nokta tam da buydu…
Türkiye’yi süper güç yapacak ve tam bağımsızlık ülküsüne taşıyacak devasa bir adım olan KAAN’dan nefret ediyorlar her ne hikmetse…
Dışişleri bakanın dünya savaş konseptini değiştiren KAAN’la ilgili stratejik bir hamle olarak yaptığı açıklamadan olmayan şeyler üreterek ve tamamen uydurma argümanlarla saldırıyorlar.
Motoru yokmuş, hayalmiş, boş işlermiş, ıvır zıvır…
Oysa gerçek tastamam şöyledir…
İhraç edilecek olan KAAN savaş uçakları, ABD menşeli motorlarla değil, milli motorlarımızla güçlendiriliyor.
ABD Kongresi’nde bekletilen F110 motor tedarikine yönelik anlaşma, KAAN Programı’nı etkilemiyor.
Bu motorların tedariki, doğrudan KAAN’ın geliştirme faaliyetleriyle değil; Türk Hava Kuvvetleri için üretilecek ilk parti KAAN uçaklarıyla bağlantılı.
Endonezya’ya yapılacak olan KAAN ihracatı, F110 tedarikinden doğrudan etkilenmiyor. Bu ülkeye ihraç edilmesi planlanan 48 adet beşinci nesil KAAN savaş uçağı, ABD menşeli motorlarla değil, milli motorlarımızla güçlendiriliyor.
Türkiye, motor teknolojilerinde ihtiyaç duyulan kritik kabiliyetleri yerli ve milli imkânlarla karşılayabilecek seviyeye ulaştı.
KAAN savaş uçağının ana motoru TF35000 ve yardımcı güç ünitesi APU60 için geliştirme faaliyetleri devlet tarafından planlandığı şekilde devam ediyor.
Asıl kritik nokta ise yerli motorun planlanan tarihte hazır olması.
Altını çizerek ifade ediyorum!
O konuda da kesinlikle herhangi bir sıkıntı söz konusu bile değil!
Bununla birlikte TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu’nun hassaten vurguladığı şöyle de bir gerçek var.
KAAN, F-35’ten daha ileri bir uçak.
F-35’lerin tek motoru var oysa KAAN iki motorlu.
KAAN’ın görünmezlik özelliği F-35’e göre daha ileri bir seviyede.
KAAN’ın 180-200 km’lik radarı da F-35’ten daha iyi.
HÜRJET için motor izni alındı ve tamamlandı.
KAAN için ise süreç devam ediyor. Şu anda F110 motoru için herhangi bir reddedilme söz konusu değil ve ‘Bizim motorumuz yok, KAAN üretemiyoruz’ iddiası koskoca bir yalandan ve bühtandan ibaret!..
Geçmişte bir hayal üzerinden bu memleketin inanan insanlarına ve özellikle de iktidarına gözdağı vermeye kalkanlar, devletin en önemli birimlerinin yaptıkları bilimsel açıklamaları görmezden gelmeye ve kaldıkları yerden saldırmaya devam ediyorlar ne yazık ki…
Kendi halkına ve ülkesine böylesine acımasızca düşmanlık edenler, ne acıdır ki, Türkiye’nin bu gelişmesinden rahatsızlık duyan ve bu gelişmelerin önüne geçmeye çalışan beynelmilel şer güçlerin maşası olmuşlardır.
İşin daha da acısı, bunu büyük bir iştahla ve gönüllü olarak yapıyorlar!
Nihat Nasır / Haber7
Yorumlar10