Bu süfli sıfatları gördüğünüzde siz de eminim ki otomatikman, “tam da CHP genel başkanı Özgür Özel’i tavsif etmiş” dediniz. Hatta bazılarınız, “terbiyeden nasip almamış, donuk zekâlı, İmamoğlu tetikçisi” gibi değerlendirmeler eksik kalmış bile dediniz büyük bir ihtimalle…

CHP’li belediyelerdeki hırsızlığı ve yolsuzluğu adım adım takip eden ve adeta bu hırsızların nefesini kesen başsavcı Akın Gürlek’e yönelik çok ağır ve terbiyesizce hakaretlerde bulunan Özgür Özel, kendisini rezil edecek sözde bir belge ile tehdit savururken yukarıda saydığımız tüm çirkin vasıfları taşıdığını cümle âleme gösterdi.

Tabii başsavcıya saldırırken de Sayın Cumhurbaşkanını hedef alarak ipsiz sapsızların sıkça kullandığı ifadelere müracaat etmekten de geri durmadı.

Hele, başsavcıyı kastederek cumhurbaşkanına hitaben, “itine köpeğine sahip çık” gibi dünyanın en seviyesiz, en bayağı ve en terbiyesiz insanının bile söylerken hicap duyacağı bir hakarette bulundu ki, sözün bittiği yerdi…   

Başsavcı Akın Gürlek, hırsızlık şebekesinin bütün kirli çamaşırlarına ulaşmış olsa gerek ki, hapishaneden Özgür Özel’i yöneten İmamoğlu, “yalan yanlış da olsa, iftira da olsa, hakaret de olsa saldırıya geç” talimatıyla tetikçilikten başka hiçbir özelliği bulunmayan bu özneyi bir kez daha sahaya sürdü.

Talimatla küfreden ve hiçbir araştırma gereği duymadan eline tutuşturulan sözde belgelerle saldırıya geçen Özel, çok geçmeden nasıl bir pisliğin içerisine battığını gördü ama iş işten geçmişti.

Özgür Özel, kimin, nereden ve nasıl temin ettiği belli olmayan bir sözde belge ile başsavcı Akın Gürlek’in “Eti Maden’e ait bir şirketin yönetim kurulu üyesi olarak huzur hakkı aldığını ve bunun 10 tane asgari ücrete denk geldiğini” iddia ederek savcıyı istifaya davet etti.

Tabii bunu, terbiye sınırlarını aşan ve ancak edepsiz insanların sarf edeceği hakaretler eşliğinde yaptı…

Bu iddiasının üzerinden saatler geçmeden gerçek ortaya çıktı elbette.

Sayın Gürlek, başsavcı olmadan önce bakan yardımcısı idi.

Devlete ait müesseselerde devlet yetkililerinin yönetim kurulu üyesi oldukları herkesin bildiği bir gerçek…

Sadece devletin değil, belediyelerin iştiraklerinde de aynı usul caridir.

Mesela İBB’nin tüm iştiraklerinde belediye başkanının olduğu kadar, parti genel başkanının, il başkanının ve etkili isimlerin önerdiği kişiler yönetim kurullarına atanır.  

Nitekim Manisa’da Özgür Özel, yakın bir arkadaşının yönetim kurulu üyesi olması için ilgililere talimat verdiği daha birkaç gün önce ortaya çıktı.

Akın Gürlek de bakan yardımcısı iken yüzde 75’i devlete ait olan bu şirketin yönetim kurulunda kurumunu temsilen bulunuyordu.

Aldığı huzur hakkı da Özel’in iddia ettiği asgari ücretin 10 katı değil, 26 bin TL idi.

Başsavcı olunca bu üyelik otomatikman düştü ve hatta kendisine ödenen son meblağı da iade etti.

Peki, gerçek buyken Özgür Özel nasıl olur da böylesine iddialı bir çıkışla, kendini destekleyen işbirlikçi medyanın da körüklemesiyle ortalığı yangın yerine çeviriyordu?

İşte tam bu noktada yazının başında saydığımız süfli sıfatlar devreye giriyor.

Evet, Özgür Özel bu haysiyet cellatlığını yaparken cehaletinin kurbanı oldu.

Cahildi zira apaçık belgeler ortada dururken kulağına üflenen yalan-yanlış bilgilerle hareket etmekten çekinmedi.

Müfteriydi zira iddia ettiği gibi bir hadise cereyan etmemişti.

Edepsizdi zira savurduğu terbiyesizce hakaretlere işbu yalanı ve iftirayı dayanak yapmıştı.

Asgari zekâdan yoksundu zira ortalama zekâ sahibi bir insan bile önünü arkasını araştırmadan böylesine ciddi bir iddiayla ortaya çıkamazdı.

Tetikçiydi zira İmamoğlu’ndan aldığı talimatı gözünü kırpmadan tüm Türkiye’nin gözleri önünde gerçekleştirmek hamakatını gösterdi…

Peki, bu gerçek ortaya çıktıktan sonra ne yaptı, saydığımız tüm bu utanç verici özelliklerin sahibi olan Özgür Özel?

Ne yapacak, bunlara bir de ikiyüzlülük ve pişkinlik zavallılığını ekledi.

Hakaret ederken sarf ettiği çirkin lakırdıyı ‘ortaya söylediğini’ iddia ederek kendisinden sadır olan sözlere bile sahip çıkamayacak denli zayıf karakterli birisi olduğunu açıkça ortaya koydu.

Cumhurbaşkanının ve başsavcının açtığı davalara değinirken, attığı yalan ve iftiraya dair tek kelime bile edemedi elbette.

Özgür Özel’in hakaretlerle süslediği yalan ve iftiraları manşetine çekip, “Özgür Özel bombayı patlattı” şeklinde haber yapan işbirlikçi medyası da kendisinden aşağı kalmıyordu bu süreçte.

Onlar da tüm yönleriyle ahlaksızlık olan mezkûr iftiraların çürütülmesini görmezden gelmeyi seçtiler.

“Bütün cahiller ve ahmaklar cesurdur” diye bir söz vardır malumunuz.

İşte Özgür Özel, böyle bir cesarete sahip.

Sadece yukarıda değerlendirdiğimiz husus değil, bundan hemen önce Aziz İhsan Aktaş’ın ülkeden kaçtığını söyleyerek aklı sıra, hırsızlık şebekesinin tüm kirli çamaşırlarını ortaya seren bu şahsın iddialarını boşa çıkarmaya çalışmıştı ki, yine üzerinden saatler geçmen Aziz İhsan Aktaş, “Kaçmadım, isterseniz canlı konum atayım” diyerek resmen dalga geçti.

Bunu söylerken de “Arabamı kullandınız, kirasını da ödemediniz, paramı verin” şeklinde Özgür Özel’in daha önce “kullanmadım” diyerek inkâr ettiği makam aracı meselesine de gönderme yaparak adeta beş paralık etti bu utanmaktan nasip almamış yalancıları…    

Bunların sadece genel başkanları değil,

sadece İstanbul’u yağmalayarak kendisine ‘cumhurbaşkanlığı adaylığı’ yolunu açan başkanları değil, hepsi böyle…

Cahil, müfteri, edepsiz, ikiyüzlü ve zekâdan yoksun…

Hadi buna da bir örnek vererek noktalayalım yazımızı…

 

CHP’nin monşerlerinden, ABD’de büyükelçilik yapmış ve CHP iktidara gelirse dışişleri bakanı olacak şahıs, Hakan Fidan’ın diplomasıyla ilgili, tamamen cehalet ürünü olan ve adeta kedisini rezil eden bir iddia da bulundu geçenlerde…

Yok, Fidan’ın lisans eğitimi 3 yıllıkmış, yok, yüksek lisansa mezun olmadan başlamışmış falan filan…

YÖK, bir açıklama ile bunların ne denli zır cahil olduğunu kanıtlamakla kalmadı, böyle zekâ özürlülerin Türkiye’de iktidara talip olmasındaki talihsizliği de gözler önüne serdi.

Üst sınıflardan kredi alınarak 3 yıldan bile daha az bir zamanda mezun olunabileceğini, yüksek lisans için okul bitmeden müracaat edilmesi gerektiğini bilemeyecek kadar cahil bu herifler, ülkenin yönetimine talip!..

Ah Türkiye’m vah Türkiye’m…