Rahmet mevsiminin manevi iklimi…

  • GİRİŞ25.12.2025 08:57
  • GÜNCELLEME25.12.2025 08:57

Halk arasında ‘üç aylar’ olarak bilinen ve mübarek Ramazan ayının habercisi Receb ayına girdik.

Sessiz, sedasız bir giriş oldu bu…

Üç boyutlu dünyada gürültü ve patırtı öylesine baskın ki, bu manevi iklim adeta kendisini soyutladı arasına karıştığı insanlıktan.

İtiraf etmek gerekir ki, gürültü de gürültü hani.

 

İnsan için dünya hayatı aslında bir sürgün…

Hazreti Âdem (as)’le başlayan bir sürgün bu.

Sürgün, bir ceza tabii ki…

Muvakkat bir zaman için vatan-ı asliden vatan-ı gayriye nefiy cezası…

Ama insan bu, kısa sürede alıştı sürgün ülkesine…

Yetmedi, oradaki aldatıcı süslere perestij etti.

Bir süre sonra bu hoşlanma yerini tutkuya bıraktı...

Varılan son nokta, bu aldatıcı süslerin, artık bir tür ilahlık konumuna ulaştığını gösteriyor hafazanallah…

Düşülen bu derin yanılgıdan uyandıracak emareler de var elbette ve “üç aylar” bunlardan birisi…

 

Yukarıda ‘üç boyutlu dünya’ diyerek özellikle dikkatinizi çekmeye çalıştım.

Maksadım, objektivite kriterleri muvacehesince ‘genişlik, uzunluk ve derinlikten’ başka bir ‘boyut’ tanımayan nadanlara, ‘üç ayları’ vesile edip bereketin ve ihlâsın hayat verdiği deruni boyutları hatırlatmaktı.

 

Üç boyutlu dünyada ‘ölüm’, gerçek bir trajedidir.

Başkasının ölümü, diğer bir deyişle ‘başkasının acısı’, bu açıdan bakıldığında, üzerinde zorlanmadan konuşulacak, yazılacak bir şeymiş gibi görünür.

Oysa manevi rabıtayla bağlı olanlar için ‘başkasının ölümü’ yahut ‘başkasının acısı’ söz konusu olamaz.

Bu sebeple Filistin’de bitmek tükenmek bilmeyen acılarla yaşayan kardeşlerimizin ıstırabı, dünyanın her yerindeki masum çocukların ve mazlum halkların çektiği işkenceyi aratmayan ve özellikle de mevsimden kaynaklanan tarifsiz teellümat ve bilcümle âlem-i İslam'da yaşanan sıkıntılar, topyekûn bir ümmetin acısıdır, sıkıntısıdır, elemidir.

Yaşanan sevinçler de elbette ki, tüm ümmetin sürurudur, neşesidir...

 

Acı da, sevinç de tamamen görece kavramlar…

‘Neye göre acı, neye göre sevinç?’ soruları kaçınılmazdır bu nitelemelerin akabinde.

Eğer ‘üç boyutlu’ sığlığı aşmışsa kişi, ‘onlar mahzun olacak da değillerdir!’ mealindeki ayetin müjdesiyle ‘mutlak sevince’ giden yolun kapısını aralamış demektir.

 

Ebedi sevince açılan kapılardan bir kapı olan Receb ayını ve bu gece idrak edilecek olan Regaip Kandilini ‘hoş amedilerle’ karşılamak, yaşanılan izafi sıkıntıların vücuda getirdiği elemlerden sıyrılmak ve yüzde 100 karlı çıkılacak bir kazancı elde etmeye talip olmak zamanı…

 

Sözüm, elbette ki, Kur’an’dan aldığı dersle ‘ayrıcalıklı bir zaman diliminin’ bulunduğuna, bereketin kuşatıcılığına ve ‘üç boyutlu’ sığlığa itiraz sesi yükseltenleredir.

‘Üç ayları’ gereksiz ve anlamsız olarak niteleyenler, lütfen üzerlerine alınmasınlar.

Onlar için matematik dünyası, ölçülüp tartılan meta ve bilumum objektif ölçüler esas duruşta beklemede… 

 

Son söz, sahih bir rivayete göre Efendimiz (s.a.v.)’in, Receb ayına girildiğinde yaptığı dua olsun:

“Allahümme barik lena fi recebe ve şa'ban ve belliğna ramazan”

(Allah’ım Receb’i ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizleri ramazana kavuştur.)

 

Bu vesile ile ilkine ulaştığımız mübarek üç aylarınızı tebrik ile Receb-i şerifin hayırlar getirmesini niyaz ederim…

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat