Nuray Kahraman'ın Singapur gezi yazısı 1

Uç Uç Tükenmedi Yollar...

Türkiye'den Singapur'a uçuş süresi yaklaşık 10-12 saat. Saat farkı 5 saat ileri. Havaalanından inince uzun süreli bir bekleyişle karşılaşıyoruz. 12 saatlik uçak yolculuğunun ardından, beklemeyi sevmeyen ama bekletmeye ve mazeret üretmeye meyyal paradoksal fıtratımız isyan ediyor.

Yüzümüzü asıyor, oflamalar eşliğinde gelene gidene bakarak beklemeyi sürdürüyoruz. Kafamda yanan ampülün ışığı altında, şer gördüğümüzdeki hayrı farkediyorum bir anda. Etrafta sağa sola koşuşturan onlarca kültür, ırk ve renkten insan  kalem erbabı için su gibi, aş gibi elzem. Herşey ve herkes o kadar aynı ve o denli bambaşka ki, Hegel’in herşeyin ancak ve ancak zıddıyla birlikte varolabileceği tezini doğrular nitelikte. Kozmopolit bir şehir mensubu olan şahsıma Singapur: “Hiçbirşey görmemişsin, bildiğim tek şey var hiçbir şey bilmediğin.” diyor adeta. Malzeme insansa, kaçarı yok en iyi metotdur gözlem.

Bir Pragrafta Singapur Tarihi...

Gemilerine stratejik liman yerleri arayan İngilizlerin Singapur’u tercih etmeleriyle, tarihinde sömürge olma yolunda önemli bir sayfa açılır. Hint-Pasifik Okyanusu, Asya-Endonezya bağlantılarındaki kilit konumu sebebiyle yüzyıllarca Arap, Çinli, Hintli ve Sömürge devletleri gemilerinin geliş geçiş yeri olmuştur. Stamford Raffles’in direktifleriyle kurulan liman ve oluşan serbest ticaret bölgesi ile Amerika ve Ortadoğu da dahil olmak üzere dünyanın bir çok yerinden gemileri adaya çeker. Böylece 1824’den sadece 5 sene sonra, adanın nüfusu 150’den 10000’e çıkmış olur. 1869’da Süveyş kanalının açılması ve buharlı gemilerin keşfinden sonra önemi daha artan Singapur, Doğu ve Batı ticareti rotalarının merkezi haline gelir ve iki dünya savaşında da önemli cephelerden biri olur. Savaşın başlarında alınamaz bir kale kabul edilen Singapur’u Japonlar 1942 yılında işgal eder. Savaştan sonra İngiliz sömürgesine geri dönen Singapur, milliyetçiliğin güçlenmesiyle,1959 yılında özerkliğe, 1965 yılında da bağimsızlığa kavuşur.

Uzakdoğu’da sabah oluyor

 Gecenin bir vakti geldiğimiz evde sohbeti kısa uykuyu uzun tutmayı tercih ediyor ve bu seferde Uzakdoğu’da teslim ediyorum ruhumu emanet ehline. Sabah oluyor... Odamızdan koridora dahi çıkmakta zorlanıyoruz. Odalarda klima var ve koridordaki sıcak hava ile birleşen nemin ağırlığının etkisiyle alışkın olmayan metobolizmamızın nevri dönüyor. Sıcak ve nemin etkisiyle ülke halkının günde üç-dört kez yıkandığını öğreniyoruz. Ayrıca her duşun akabinde ayrı giysi giymek adetleriymiş. Buradaki arkadaşların söylediğine göre günde üç-dört kıyafet değiştirmeyeni ayıplıyormuş ülke halkı.

FOTOGALERİ İÇİN TIKLAYIN >>>>>

Yemyeşil ülkenin caddelerinde yürüyoruz. Resimlerde müthiş kareler yakayabiliyoruz ama o nem, o sıcak ve akabinde oluşan sırılsıklamlık hissiyatı zevk alma güdünüzü büyük ölçüde engelliyor. “Jetlag değil ama beni bu havalar mahvetti.” diyorum.

Sıcak Ve Yağmur İçin Her Derde Deva Materyal Şemsiye...

Malezya ve Endonezya arasında bulunan Singapur nemli Muson ikliminin etkisinde. Yıllık ortalama sıcaklık 25 - 30 derece. Her mevsim yağışlı olan ülke  ani ve hızlı yağışlara alışmış. Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurlara her an yakalanmak mümkün. Anlayacağınız üzere ülkede en çok satılan materyal şemsiye. Hiç göremeyeceğiniz desen ve çeşitte şemsiye mevcut. İnsan hangisini alacağını şaşırıyor. Öyle sıcak ve bunaltıcı bir hava var ki, bu şemsiyeler yağmurun durduğu ender zamanlarda güneşten korunmak için de çok işe yarıyor.

Ülke gerçekten çok temiz, trafik çok düzenli. Metro ve otobüs gibi toplu taşıma araçlarına her an ve her yerden ulaşma imkanı var. Yemeklerine gelince, Singapur’un Laksa Noodle (Hindistan cevizi sütünden yapılan bir çeşit makarna) ve Chilli Crab (Acı soslu yengeç)’i meşhur. Özellikle Asya Mutfağı’na ait yemekler, değişik soslarla yapılan noodle (makarna) ve tropikal meyve suları burada rahatlıkla bulunan yemekler. Tabi siz helal değil diye bunların hiçbirini yiyemiyorsunuz. Ayrıca kokularından yanlarına dahi yaklaşamadığınız bu yemekleri yemek gibi bir isteğiniz de olmuyor. Ülkenizde boykot ettiğiniz Mc Donaltsın, Singapur’da helal sertifikalı olması, her yerde ‘M’ logosu aramanız, oldukça paradoksal bir durum.

Yapay Cennet: Sentosa Adası...

Birçok adaya sahip Singapur’un Asya kıtasının en Güney noktası olan Sentosa Adası en meşhurlarından biri. Sentosa Adası'na gitmek için Faber Tepesindeki teleferiği kullanıyorsunuz.
Nefis bir manzara seyrediyor turistler bu geçişte. Sentosa Adası oldukça ilginç küçücük bir ada. Her taraf yemyeşil. Serbest dolaşan maymunlar, adayı dolaştıran tren (Monorail) Sentosa Adasında. Çok kısa bir tarihe sahip olunmasına karşın tarihlerini anlatan bir müze kurulmuş. Bütün bunlardan sonra lazerli su gösterisini, dünyadaki tek pembe yunus gösterisini izlemek de mümkün.

Yılana Sarılmak 5 Dolar!

Sentosa Adasında bulunan dev deniz akvaryumunda köpek balıklarından deniz atlarına kadar çesitli türden denizaltı canlılarını yürüyen bir yolla aralarındaymışcasına izleyebilirsiniz. Sepetindeki yılanlarla mini şov yapan emekçi kardeşimi kameram ile görüntülüyorum...   Facebooka koyup suni cesaretleriyle eş-dost çatlatmak isteyen turistler yılanı boyunlarına dolamak için bu ilginç ticaret karşılığı 5 dolar ödüyorlar. Yanlış anlamadınız, üzerine bir de para ödüyorlar. Üstelik yılan sokarsa para iadesi de yok! Ne diyelim: Önce akıl sağlığı. Uygun ve kaliteli hediyelik eşyalar, helal sertifikalı restoranlarda yemek ve dondurma ile gezinizi taçlandırmanız da mümkün. Dönüş yolu heykeller ve su oyunları, yapay şelalelerle renklendirilmiş. Üstelik namaz kılmak istiyoruz ve mescit de mevcut, daha ne isteyelim?

FOTOGALERİ İÇİN TIKLAYIN >>>>>

Eğitim Şart!

Singapur’da üç üniversite var; National University of Singapore (NUS), Nanyang Technological University (NTU) ve Singapore Management University(SMU). NUS dünya sıralamasında 19. ve NTU 50. sırada yer almakta.

Öğrenim ücretinin %80’i Singapur devleti tarafından ödenmekte. Bunun karşılığında öğrenciden mezun olduktan sonra Singapur’da herhangi bir iş yerinde 3 yıl çalışması bekleniyor. Bu nedenle buraya okumak için gelen öğrencilerden çoğu bu ülkeye yerleşiyor ve yine çoğu Singapurlu kadınlarla evleniyor. Sonuç: karma ırk, karma kültür, çekik gözlü çocuklar, yaşadığı ülkeyi sevemeyen, sevdiği ülkede yaşayamayan, ekmek neredeyse orası vatandır mantığında insanlar ve bu seferki adres, BİR UZAK DOĞU...

DEVAM EDECEK.... 

Nuray Kahraman - Haber 7
nuraykahraman78@hotmail.com