Üsküdar'da bir-inci

  • GİRİŞ01.05.2011 09:54
  • GÜNCELLEME01.05.2011 09:54

İstanbul’da trafik çok, gezmeye hiç mi hiç gerek yok!

İstanbul’u olduğu gibi sevenler, uzak, trafik, gürültü, kargaşa yan etkisine rağmen bize sunduğu tabletleri düzenli olarak alanlardan değilseniz, oturun evlerinizde. Çift camlı pimapenlerinizi hazır havalar da yeterince ısınmamışken sıkı sıkı kapatın ki şehrin çığlıkları tırmalamasın kulaklarınızı. Sıcaklarsanız, şehrin neminden haz etmeyen bünyelerinizin dayattığı klimalarınızı açın. Dışarı çıkmayın. İstanbul’u tatmayın. Bu müthiş güzelliklere kapayın gözünüzü, ruhunuzun üzerini örtün usulca.

Haticeye değil neticeye bakanlar için…

Şehir, içerisinde yaşayan insanlığın aynasıdır. Ne verirseniz onu geri alırsınız. Gördükleriniz ve görecekleriniz sizin bir yansımanızdır aslında. “Hayır! Hayır, görmeliyim mutlaka!” diyenlere, onlarca, yüzlerce ruh, mide doyuran, kültür, tarih, ecdat kokan mekânlarla İstanbul 7/24 emrinize amade.

Fethipaşa da şafak gül gül olur
Dalların her kuşu bir bülbül olur,
Mor bulutlarla akşam uzaktan
Dişbudak, erguvan, meşeler sümbül olur

Halk arasında “Kuzguncuk Korusu” olarak da bilinen Fethi Ahmet Paşa Korusu, yoğun bir ağaç topluluğuna sahip olup, Anadolu yakasının siluetine, tabiattaki hemen hemen tüm renklerin karışımından oluşan rengârenk bir tablo eklemekte. İçerisinde yüzlerce tür bitki ve ağaç türü barındıran Fethipaşa Korusu güzel İstanbul’umuzun Botanik Bahçesi gibi.

Korunun üst kısımlarında sırt ve düzlüklerde sıralar halinde dikilmiş kızılçamlar, fıstık çamları ve sedirler ve arka giriş kapısının önündeki düzlük alanda yer alan sakız ağacı büyük çap ve boylara ulaşmış anıtsal nitelikte bir ağaç. Koruda ayrıca atkestanesi, saplı meşe, akdut, Trabzon hurması, yalancı akasya, dişbudak, yeşil kartopu, Japon kadife çamı da bulunmakta. Yani bulunuyormuş; ben elma ağacı, incir, bir de kirazı ayırdedebilirim, bir de fotosentezi biliyorum gerisi de pek lazım olmuyor.

Korunun her tarafına serpilmiş olan Erguvan ağacı ile ilgili çok çarpıcı bir tespit var: Hıristiyan âleminde Erguvan ağacı çok kutsal kabul edildiğinden, Bizans imparatorları, İstanbul’un her tarafına bu ağaçtan dikmeye özen göstermiş, bu ağaç adına eski dönemlerde nisan aylarında şenlikler düzenlemişler. Bu inanışın sonucu olarak da Koru’da çok miktarda erguvan ağacı dikilmiş ve günümüze kadar ulaşmış.

Koruda zirveye yakın, Boğaziçi’ne hâkim Avrupa Yakası sırtlarının görüldüğü, geniş görüş ufku olan, bir düzlük var. Buraya İstanbul’un Sarayburnu’ndan başlayarak Ortaköy’e kadar olan alanı izleyebilecek şekilde seyir balkonu yaptırılmış. Burada ağaç dallarının üzerinden boğazı seyrederken sanki bir zaman tüneline girer gibi şehrin gürültüsünden hemen uzaklaşır kendinizi kuş sesleri arasında bulursunuz.

İstanbul dersiniz… Neden bu kadar güzelsin? Neden kendine tutsak ettin beni? Dikenlerine rağmen kadife gülün mecnun ediyor. Azat et beni döneyim, başka diyarlara gideyim. Sen tüm güzelliğini sergilersen cesurca, pervasızca, cüretkar; ben sana nasıl arkamı dönerim?

Fethipaşa da bir öğle yemeği arası…


Koru içinde Eski İstanbul mimarisine uygun restore edilmiş ve 2. sınıf tarihi eser kapsamında korunan, ahşap bir bina var. Bu iki bina yakın geçmişte yangın sebebiyle oturulamaz hale gelmiş. Her iki köşkün restorasyonu seneler içerisinde devam etmiş, 2003 yılı sonlarına doğru binaların içi Osmanlı saray içi süsleme sanatı ile dekore edilmiş, düzenlenmiş ve bugünkü görünümüne kavuşmuş çok şükür. Ayrıca Restaurant binasının alt salonunda bir Felemenkli ressamın İstanbul hakkında duydukları ve okuduklarını hayalinde canlandırmak suretiyle çizdiği orijinal bir tablo bulunmakta... Özlemini duyduğunuz nezih ortamlarda, yemyeşil ağaçlar ve kuş sesleri arasında geleneksel Osmanlı dokunuşunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz, garanti veriyorum. 2002’den itibaren İstanbul büyük şehir belediyesinin halka açtığı Fethipaşa Sosyal tesislerinde uygun fiyata, mükellef bir ortamda yemek yiyebiliyorsunuz.

Cemil Meriç’in evi…

Yemek yediğiniz köşk, insanda tuhaf hisler uyandırıyor. Öncelikle bir ev burası. Buralarda kimler yaşadı diye düşündürüyor bu bakış açısı. Öğreniyorum ki Cemil Meriç burada yaşamış. Sosyologların piri, gözleri kör olana kadar kitap okuyan, kitaplarından sınavlara girdiğimiz üstad bu merdivenleri tırmanmış, bu salonda oturmuş, bu pencerenin ışığında biraz daha iyi görebilmek umuduyla gözlerine iyice yaklaştırdığı kitaplarını okumuş. Müthiş bir duygu yoğunluğu sarıyor beni.

Damlı almıyoruz içeri kardeşim!

En zevk aldığım yürüyüş alanlarıdır korular. Genelde aşk kaçamağı yapan gençlerin mekanı olsalar da. Bu gençler için ayrı yerler oluşturmalarını önereceğim belediyelere. Sağa sola bakamadan gezilmez ki bu canım alan. Ya da girişlere bir tabela asılmalı: “Damlı girilmez!”

Semavi Eyice hocamın derdi de başka. Belediye tesislerinde neden alkol bulunmaz, madem alkol yok neden meze satılmakta sorularına yanıt arıyor. Hocam bizimde gidebileceğimiz nezih mekânlar olsun, diyorum. Eskiden buralarda şu yediğimiz balığın fiyatına çay bile içemiyorduk, manzaraya bakıp küskün çocuklar gibi düşen yüzlerimiz eşliğinde evimizin yolunu tutuyorduk diyorum. Kifayetsiz. O illa aslan sütü istiyor. Beni bir dahaki sefere Kumkapı’ya götürün diyor. 1923 doğumlusun, hatırlatırım hocam. İçkinin birçok yan etkisi var, ama en beteri arş-ı âlemde demek istiyorum, diyemiyorum elbet. Olur, hocam olur. Hatır için çiğ tavuk yenir. Gitmediğim bir Kumkapı kalmıştı. Oraya da gideriz. Allah’tan hayırlısı…

Sen hiç ağlama dedi deniz…

Hocamızı evine teslim ettikten sonra Bostancı sahilinden geçerken yol boyunca sıralanmış balıkçıların önünde duruyoruz. Rüzgârın şiddeti ve kat etiğimizin yolun yorgunluğu bileşkesi ile vuku bulan migren nöbetimin kıstığı gözlerim balıkların ışıltısını güç bela fark ediyor. “Oradan iki kilo istavrit ayıkla kaptan.” diyorum. Balığın lezzeti acıları dindirir. Yosun kokusuna eşlik eden balığın rayihası ruha huzur, bedene dinginlik verir.

Denizde yine yakamoz var. Dün geçti, yarın meçhul. Gün batımına yaklaşmış ‘an’ denilen yegâne zamansal gerçeklik. Sığınak olan yuvaya dönüş vakti gelmiştir artık.

Nuray Kahraman - Haber 7
nuraykahraman78@hotmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat