En önemlisi, sağlığım yerinde, borcum yok, düşmanım yok, yakınlarımın bir sorunu yok. Bunlardan büyük nimet ne olabilir ki… Ama gel gelelim kendime sözüm geçmedi. Sürekli ofladım pufladım.

Hani bir şarkı vardır. “Taşa geçer kendime geçmez sözüm ben yalnızım ben yalnızım yalnızııım.” Bu şarkıyı mırıldanıp durdum. Arkadaşlarım sağ olsun, sürekli aradılar, bir yerlere davet ettiler. Binbir bahane uydurdum. Yaptığım sadece işten çıkıp eve gitmek ve uyumak.

Bütün bu karamsarlıklar arasında iş performansımın nasıl olacağını tahmin etmek için kahin olmaya lüzum yok.

Her ne kadar konsantre olmaya çalışsam da  başarılı olamadım.

Psikolog arkadaşım Ceyda Şenel aradı, uzun uzun terapi yerine geçecek  bir telefon görüşmesi yaptık. Kesinlikle hava dedi. Bu kasvetli havalar insan psikolojini olumsuz etkiler dedi. Avrupa da özellikle İngiltere de insanlar sürekli bunalımda… En çok intihar vakaları da buralarda olmakta dedi. Ceyda’yla telefon konuşması hiç fena gelmedi bana… Şöyle bir silkelendim ve bu psikolojiden kurtulmam lazım dedim. Kendime bir reçete hazırladım..

Yeni bir işe başlayanları ziyaret ederek, onların mutluluklarını paylaş.

Bebek sahibi olmuş arkadaşlarına git, bebek sev.

Gece namazlarına kalk, dua et.

Samimi bulduğun, hoşsohbet arkadaşlarınla yemeğe çık.

Boğazda yürüyüş yap.

Evinde küçük de olsa değişiklik yap.

Bir fakire sadaka ver.

Yetim bir çocuğa hediye al…

Bu reçeteyi muhakkak uygulamalıydım. Asla şıkları atlamak yoktu. Hepsi tamam da yeni bir işe başlayan yoktu ki çevremde… Hatta işten ayrılan, işsiz kalan daha da ilerisi benden iş isteyen yığınlar vardı maalesef. Tam da o sırada internete, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanlığına Hamdi Topçu’nun getirildiği haberi düştü. Evet bu şıkkım da tamamdı.

Hamdi Bey, yeni bir işe başlamamıştı ama yeni ve önemli bir görev üstlenmişti. Haber7.com genel yayın yönetmeni Ünal Tanık, Taraf Gazetesi yazarı Elif Çakır ile birlikte kendisini ziyaret ettik. Gitmeden önce online yoluyla çiçek gönderdim. Ama oraya gittiğimde gördüm ki seçtiğim çiçek hiç de ekranda göründüğü gibi büyük ve şık değildi. Ya da o kadar çeşitli ve gösterişli çicekler arasında benimki küçük kalmış da olabilir… Hamdi Bey çok yoğundu ve sürekli misafirleri geliyordu. Biraz bekledikten sonra odasına aldı.

İkram olarak çay istedik. Hamdi Bey hemen atladı.”Neden başka bir şey içmiyorsunuz, çayı her zaman içersiniz? “dedi.

Ben de “başka ne var ki, diğer şıkları sayın bize” dedim.
”Biz de Z şıkkına kadar bulunur “dedi.

Olmayacağını düşünerek biraz da şımarık bir edayla ”Peki o zaman H harfi ile başlayan bir şey ikram edin o zaman “ dedim.

Hemen koltuktan kalktı masasına geçti, çekmecesinden hurma çayı çıkardı. Gülümseyerek “bulamayacağımı zannettin değil mi?” dedi. Ne yalan şaşa kaldım. ”Pes doğrusu” dedim. “Z deseydim ne yapacaktınız “dedim,”Zencefil ikram edecektim” dedi. Karşımda Hamdi Topçu olduğunu bilerek onunla söz düellosuna girdim. Kıvrak zekası, iş bitiriciliği ile her zaman bir adım önde olmayı başarmış bir kişidir Hamdi Topçu…Yeni görevinde başarılar diyorum.
Anladım ki eve kapanmak çözüm değilmiş.

Demek ki neymiş…

Sorunlara teslim olmak yerine üzerine gitmeliyiz. Dolayısıyla hazırladığım reçeteyi tamamen uyguladım. Nasıl mıyım?

Süpeeerrrr…

Nursel TOZKOPARAN / Haber 7
ntozkoparan@haber7.com