Siz hiç anne ve babanızdan utandınız mı?

  • GİRİŞ13.01.2010 08:57
  • GÜNCELLEME13.01.2010 08:57

Öfkeliyim, elimde değil işte öfkeliyim… Patronum Mustafa Bey beni görmüş olsa “yine Karadenizliliğin tuttu”derdi. Mustafa Bey inanın bu öfkemin Karadenizlilikle alakası yok. Kesinlikle haklıyım. Siz de yerimde olsanız benden daha fazla tepki gösterirdiniz.

Siz hiç;
Anneniz şiveyle konuşuyor diye ondan utanır mıydınız?
Babanız kasket takıyor diye ondan utanır mıydınız?
Aileniz  güneydoğulu olduğu için onlardan utanır mıydınız?
Varoşlarda oturdukları için onlardan utanır mıydınız?
Marka kıyafetler giymedikleri için onlardan utanır mıydınız?
Onların sizin aileniz olmasının mümkün olamayacağını düşünür müydünüz hiç?
Ailenizi hiç rededer miydiniz?
Mümkün mü Mustafa Bey?

Ah Mustafa Bey ah!
Ben böyle birini tanıdım... Hem de tanıdığım kişi eğitimli, çok ciddi davalara bakan bir avukat…Üstelikte Mustafa Bey bayan… Ailesi İzmir’de bir gecekondu semtinde oturuyor. Kendisi Leventte bir villada. Bir arkadaş meclisinde tanıştım.
Benim şu şom ağzımı keşke açmaz olaydım Mustafa Bey.

Soru sorma hastalığım tuttu yine.
Neyime lazımsa ailesini sordum. Ailesinin olmadığını söyledi.
Nereli olduğunu sordum. İstanbullu olduğunu söyledi.
Sorularımdan hiç hazetmediğini hatta benden nefret ettiğini anladım anlamasına ama bende de bitmek bilmeyen bir merak…
Bugün de bizi tanıştıran arkadaş aradı. Yine sordum. ”Avukat hanım bir tuhafdı, aslen nereli?” İşte her şeyi o telefonda öğrendim. Meğersem saçından tırnağına kadar marka kokan avukat bayan, ailesinin kendi ailesi olmadığı kanısına varmış, hatta evlatlık olduğuna inanmış. Ve bütün bağlarını koparmış…

Hiçbir insan kendini büyüten, üzerinde titreyen,kendisinde olmadığı halde bulup buluşturup ihtiyaçlarını gideren ailesine utanma ve küçük görme hakkına sahip değil… Olamaz… Belki giyimleri modern değildir… Belki konuşmaları düzgün değildir, belki övüneceğiniz bir meslekleri yoktur. Ama bunların hiçbirisi aileden utanmayı, onları yok saymayı gerektirmez. Ailelerimiz utanılacak değil, eli öpülecek insanlardır. İmkanları olanlar zaten çocuklarına gelecek hazırlar. Önemli olan ve değerli olan imkanları olmadığı halde bunu yapmaya çalışmak ve yapmaktır.

Soruyorum Mustafa Bey, kaç kişinin ailesi diksiyon dersi alıyor?
Kaç kişinin ailesi kendisine yeni elbiseler alıyor?
Kaç kişinin ailesi üniversite mezunu?
Kaç kişinin ailesi oturduğu yerden para kazanıyor?
Anne babalarımız kimin için alınteri döküyor?

Ah Mustafa Bey şimdi anladınız mı beni! Dinimiz anne babaya  öff bile demeyin derken,onları redetmek ne demek!

 İçim sızladı… O anne babayı düşündüm kimbilir avukat hanımı büyütmek için ne yokluklar çekmişlerdir... Ne sıkıntılar çekmişlerdir. Emeklerinin karşılı onlardan utanmak mı yoksa baş tacı etmek mi Mustafa Bey…!


FEHMİ KORU FASILINA ALTERNATİF DUA GECELERİ

Doç.  Dr. Mustafa Karataş hoca ve Nur Ertürk ile beraber odamda program değerlendirmesi yapıyorduk. Akşama fasıla (Fehmi Korunun organize ettiği fasıl) gideceğim için biraz acele ediyordum ki fark edildim. Telaşımın nedenini söyleyince Nur hemen atladı.

“Hocam bizi fasıla davet etmiyorlar bizde alternatif fasıl gecesi yapalım”.
Mustafa Hoca “ben fasıl yapmam, dua yaparım. Var mısınız hatim duası geceleri yapmaya”
deyince Nur “çok yaşayın hocam ,her ay birinin evinde toplanalım, hatim duası yapalım” dedi.

Organizasyon yapıldı cüzler dağıtıldı. Ve ilk ev olarak benim evde toplandık.
Çok heyecanlandıydım. Sağ olsun dostlarım Meltem Açıkel (yemek ustası) ve Şebnem Odabaş bana yardım ettiler.

Yemekler hazırdı. Masam da hazırdı.
Odamın boş alanlarına küçük mumlar yaktım.
Fonda hafif bir ney sesi... En güzel elbisemi giydim ve artık hazırdım.
Ama heyecanım doruktaydı. İlk gelenler ekibimden yönetmen Şükran Karakurt ve Muhammet Geleş oldu.
Sonra Mustafa Hoca eşi, kızı ve asistanı Yuşa Yaşar geldi.
Sonra da yoğunluğuna rağmen koştura koştura gelen Elif Çakır oldu.
Ve assolist Nur Ertürk.

 Nur gecikince gelmeyecek galiba diye düşünmedim deil.

Önce yemeğimizi yedik, sonra duaya geçtik. Mustafa Hocanın yıllardır söylemesine rağmen Nur, şaka ile karışık pirinç ve şeker getirmemi istedi. Hoca herzamanki kesin net tavrıyla reddetti. Ben de çözüm olarak zemzem ve hurma getirdim.

Mustafa hocanın duası ile manevi hava hepimizi kapladı. Dünyaya ait herşeden soyutlandık. Tüy kadar hafif olmak böyle bişeydir herhalde…

Dua bitti, zemzemlerimizi içtik, hurmalarımızı yedik. Sonra çay faslına geçildi. Bir yandan çaylar içildi bir yandan da sohbet koyulaştı.

 Benim için önemli bir geçeydi. O hafta rahmetli annemin ve babamın ölüm yıldönümüydü. Heyecanımın ve geceyi önemsememin en önemli nedeni buydu.

Bir evlat olarak dostlarımla beraber onlara bir hediye gönderebildiysem ne mutlu bana. Her zaman hayırlı bir evlat olmaya dikkat ettim. Yaşarken dualarını almak kısmet olmadı. Sevgili anneciğim babacığım ruhunuz şadolsun. Mekanınız cennet olsun. Sizinle herzaman gurur duydum.

Nursel TOZKOPARAN / Haber 7
ntozkoparan@haber7.com 

Yorumlar5

  • nisa atakul 14 yıl önce Şikayet Et
    ziyaretçi. bu dergiyi her yerde bulabiliyor muyum.yani bütün kitapçılarda filan.siz söyledikten sonra internet adresine girdim ama dağıtımla ilgili bir şeye ulaşamadım.tekrar allah razı olsun..
    Cevapla
  • nisa atakul 14 yıl önce Şikayet Et
    ziyaretçi. çok teşekkür ederim.zaten dualarla allaha sığına sığına geldim bu günlere .umarım rabbim beni anneme sabredemeyip zaman zaman bağırıp çağırdığım için hesaba çekmez.GEÇ KULUM GEÇ BENSENİ BİLİYORUM,E HADİ GEÇ DER....UMARIM
    Cevapla
  • mehmet akın 14 yıl önce Şikayet Et
    İslam alternatif değildir. Bende size şaşırdım Sayın Tozkoparan, İslam Annesine babasına öff bile dememeyi öğütleyen Bir Din dir. Aynı zamanda Hiç bir şeye alternatif kurallar koymaz O hep aksiyondur Reaksiyon değildir Bunu niye hatırlattım, sanırım anladınız "Fasıl geceleri" ne alternatif Hatim geceleri demişiniz ya onun için dedim .
    Cevapla
  • nisa atakul 14 yıl önce Şikayet Et
    ben hala utanıyorum. çünkü annem depresyon hastası.en eski en paçavra giysilerle düğüne gelmeğe kalkan,temiz yeni giysiler getirdiğinde sana kızan,ayda bir kere zor yıkanan,kokuyosun yıkan, deyince ağlayan benden ne istiyorsunuz diye beddua eden bir insan.SİZ OLSANIZ UTANMAZMIYDINIZ
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Sinan SAHIN 14 yıl önce Şikayet Et
    Evet, ben utandım.... 97 yaşındaki babaannemi kendisi insan yerine koymadığı gibi, onu korumak isteyenlere, kendi öz evlatları olan bizlere etmedik hakaret ve beddua bırakmayan anemden utandım.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat