Radyo 7'de nostalji

  • GİRİŞ16.02.2010 08:04
  • GÜNCELLEME16.02.2010 08:04

Her insanın fobileri vardır, ilkleri vardır.. Benim de en büyük fobilerimden biridir canlı yayınlar.. Tam 16 yıldır canlı yayınların yönetiyorum ama ben bizzat canlı yayınlarda olamıyorum… Kamera karşısında tir titreyen biriyimdir. Yanaklarım da sanki toplar zıplar. Bacaklarım vücudumu taşıyamaz, eğilmeye başlarlar… Uzaklarda yaşayan akrabalarım “Televizyondan hep adını okuyoruz, şöyle sen de çıksan da bir seni görsek,bir hasret gidersek” derler. Ama yıllarca kendime söz geçiremedim… Birkaç defa girişimlerde bulundum ama olmadı, her seferinde bana sorarsanız kalp krizinden döndüm…

İki hafta önce radyo 7 den Esma aradı. ”Nursel Hanım, sizi Eda ile Gün Ortası Programına davet etmek istiyoruz” dedi. O gün misafirlerim gelecekti ve büyük bir keyifle gelemeyeceğimi söyledim… Keyifliydim, çünkü yalan söylemek zorunda kalmadım, mazeret bulmak zorunda kalmadım, direk reddedip onları da kırmadım… Ama 12 Şubat Cuma için tekrar aradı Esma, yine o nazik, sevecen sesiyle davetini yineledi. O ses ki samimi, sıcacık, ikna edici, güven verici… Birden düşündüm şeytanın bacağını kırmak lazım… ”Hadi daveti kabul et, kabul et” diye bir ses çınladı kulağımda… Esmaya durumu izah ettim.. Aslında canlı yayın fobim olduğunu,o nedenle daveti kabul etmekte zorlandığımı söyledim.. Beni programın sahibi Eda Çelebi’ye bağladı. Eda’yla kısa konuşmamızdan sonra ilki başarmayı kabul ettim... Evet ilk canlı yayınım Radyo7’de Eda’nın programı Eda’yla Gün Ortası Programı oldu…

Hayat kitabımda bir sayfa açmış oldu Edacığım... Tarih 12 Şubat 2010 Cuma saat 12.10… Birden 22 yıl öncesine gittim.1988 yılında İstanbul radyosunda staj yaptığım günler geldi aklıma… Taksim den otobüsten inerdim. Harbiye ye Radyoya kadar yürürdüm. Yapımcım Müveddet Anter bir anne şefkati ile beni karşılardı. İş hayatımdaki ilkimdir Müveddet Anter. Hiç üşenmeden, hiç sıkılmadan, büyük bir sabırla her şeyi tek tek tarif ederdi. Ondan mıdır bilmem kendi yanımda çalışanlara da hep öyle olmak istemişimdir. Kendi asistanlarıma da hep Müveddet Hanım gibi davranmaya özen gösteririm. Yıllar geçse de unutulmuyor işte… Ey gidi günler der ya insan ben de aynı duygular içindeydim. O acemi, toy, ürkek Anadolu kızı koskoca İstanbul Radyosu koridorlarında gidip geliyordu. İlk iş tecrübesi, ilk defa bir kamu kuruluşunda bulunuyordum. Aslında hiç de kolay değildi. Çok üzüldüğüm olaylar da oldu ama onları anlatmayacağım... Radyo günlerimi güzellikleriyle hatırlamak istiyorum... Kader işte yıllar geçti Müveddet Anter radyodan emekli oldu ve kanal7 ye program müdürü olarak başladı. Hayat bizi bir kere daha karşılaştırdı. Birkaç yıl da yine beraber çalıştık.

Evet tekrar gelelim canlı yayına… Doğrusu beklediğim olmadı. Yanlış anlamayın ilgi alaka anlamında demiyorum, heyecan anlamında… Gayet rahat, koltuğa oturdum, kulaklığı taktım ve konuşmaya başladım. Elbette bu rahatlığımda Eda’nın çok önemi var… Sıcaklığı, samimiyeti ve tatlı sunumuyla beni rahatlattı. Meğer ne çok anlatacaklarım varmış. Ne konuştum, ne konuştum, susmak bilmedim… Ben bu sorunu çözdüm galiba. Sunuculukta hoşuma gitmedi değil… Boynuz kulağı geçermiş misali… Şaka bile olsa yılların deyimli programcısı Eda’dan program teklifi dahi aldım… Anlayacağınız işi ilerlettim… Yakında sunucu olarak ta beni görürseniz şaşırmayın.

Nursel Tozkporan - Haber 7
tozkoparan@haber7.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat