Kadıköy'de Hacıosmanoğlu direkten döndü!

  • GİRİŞ07.10.2013 08:11
  • GÜNCELLEME07.10.2013 08:11

Fenerbahçe-Trabzonspor maçı son yılların en tempolu maçı olarak tarihe kazındı. Gündüz oynanan Akhisar Belediyespor-Galatasaray maçının ardından izlediğim Kadıköy gecesi tempo açısından inanılmazdı. Fenerbahçe maçın birinci dakikasından itibaren tabelayı değiştirecek futbol sergiler gibi görünse de asıl gerçek sonradan anlaşılacaktı…

Lazio maçında saha içi futbol gereklerini yapmayan Trabzonspor bu felsefenin faturasını 3-3'le ödese de Kadıköy'de taraflı tarafsız 5'te 5 yapan Fenerbahçe favoriydi. Fenerbahçe maça favori gibi başladı, favori gibi bitirdi. Seyir zevki açısından hop oturup hop kalktı taraflar. Top bir o, bir bu kalede gibi görünmesine rağmen Fenerbahçe daha etkili ataklar üretti, daha fazla topa sahip oldu, daha çok pozisyon buldu. Sarı Lacivertli takım bunları yaparken iştahlıca yaptı. Ersun Yanal'ın takımı öyle iştahlıydı ki sanki gol gelse de Fenerbahçe'de futbolcular frene basmayacaklardı. Trabzonspor'un bekleyelim görelim taktiği de Fenerbahçe'yi daha çok iştahlandırdı, daha çok hırslandırdı. Ancak bu iştah Fenerbahçe'nin zaman zaman olgun atak yapmasını, duran toplarda şöyle kafayı kaldırarak oyuncuların yer tutmasını zorlaştırdı. İkili mücadeleler için yararlı olan kazanma iştahı Trabzonspor ceza alanına yaklaşıldığında seçimlerde sıkıntıya sebep verdi. Aslında bu futbol anlayışı Fenerbahçe'ye ters bir futbol anlayışıydı. Rakip Trabzon'du. Bursaspor'un şampiyon olduğu yıl kaybedilen 2 puanlık maçta bir Fenerbahçe bu kadar istekli ve arzulu değildi. Oysa daha ligin 7. Haftasıydı geride 27 maç daha vardı.

Fazla ofans oyuncusuyla oynamak daha çok gol atmak anlamına gelmez…

Fenerbahçe-Trabzonspor maçında bir gerçek daha ispatlanmış oldu. Futbolu bilenler çok iyi bilirler aslında bu sözü. Bir takımda ofans oyuncusu ne kadar çoksa o takım daha çok gol atar diye bir kaide yoktur. Fenerbahçe Kuyt, Webo, Sow, Emenike dörtlüsüyle rakibinin üstüne giderken aslında büyük tehlikeler atlattı. Son vuruşlar öncesi rakibin kaptığı toplar sonrasında Bordo Mavili takım orta sahayı çok çabuk geçti ve savunma futbolcuları risk almak zorunda kaldı. Bunlardan birinde Egemen, Henriqe'ye öyle bir faul yaptı ki maçın hakemi tempoya uyup aldandı. Fenerbahçe aslında ofansta her şeyi denedi gibi gözükse de olgun gibi görünen ataklarını daha da da olgunlaştırması gerekirdi. Trabzonspor'un bu maçta dirayetli savunma kurgusunu da görmezden gelemeyiz. Bire bir Çanakkale geçilmezi oynamadılar ama Fenerbahçe'ye sahanın her yerinde fırsat vermediler. Topun olduğu yerde oldular. Boş alan bırakmadılar.

Dönüyorum Ersun Yanal'a…

Emenike mi, Cardozo mu tartışmalarının olduğu günlerde Yanal'ın Emenike tercihinden dolayı Cardozo transferinin yattığını biliyoruz. Yanal Emenike'yi oyuna alarak ofansta daha ürekten, daha çok pozisyona gireceklerini zannetti ama yanıldı. Aslında Yanal Emenike değişikliğinden sonra Fenerbahçe'nin el frenini çekti. O dakikadan sonra aslında bana 1 puan lazım diyen Mustafa Reşit Akçay değil, Ersun Yanal'dı sanki. Fenerbahçe pozisyona girmekte zorlanmıyordu. Girilen pozisyonun kalitesi yönünden zorlanıyordu aslında. Onun ilacı da Emenike değil bir ortaha saha oyuncusuydu, tribünde olmasa Baroni yedek kulübesinde oturan Salih. Orta sahadan derinlemesine paslaşılarak gidilen, ya da dikine gidilen ataklar daha tehlikeli olabilirdi.

Gelelim maç sonuna…

2 sezon önce yaşanan Emre-Zokora gerginliğinin izleri dün gece yine Kadıköy'de vardı. Taraftarın maç boyunca hiç hazmetmeyi Zokora ile Fenerbahçeli futbolcular maç sonunda yine kapıştı. Bu kez aktörler farklı gibi görünse de aslında kavga Fenerbahçe-Trabzonspor kavgasıydı. Neyse olaylar çok büyümeden önlendi. Umarım hakem maç sonunda yaşanan boks ve karete maçlarını rapor eder olaylara karışanlar boyunun ölçüsünü alır. Yoksa yeşil sahalarda maç sonu kavgalar eksik olmayacak gibi görünüyor… 

Bir sözüm de Fenerbahçe taraftarına cevap veren Hacıosmanoğlu'na…

Sayın başkan Beşiktaş taraftarı içinde izlediği maçta tarihi kareler vermişti Türk futboluna. Cüretkar davranıyordu. Bu cüreti takdir edilmişti aslında. Ancak Hacıosmanoğlu'nun Fenerbahçe maçına kadar rakibiyle ilgili konuştukları taraftarın hiç hoşuna gitmeyen şeyler. Sayın başkan…Fenerbahçe bir şirkettir ve bu şirketin yöneticileri vardır. Taraftar ise bu şirketi beğenen insanlardır. Sadece bir taraftır. Sizin muhatabınız taraf olan değil, tarafı yönetenlerdir. Kadıköy'de dün gece bir faciadan dönülmüştür aslında. Webo'nun 132 km'lik şutu direkten dönmüştür ama, Hacıosmanoğlu da direkten dönerek büyük bir tehlike atlatmıştır. 

Şükürler olsun…

Nusret Odabaş-Haber7

nusret.odabas@haber7.com

nusret.odabas@tumspor.com

Yorumlar1

  • EYLÜL SONBAHAR 10 yıl önce Şikayet Et
    direk dönmüştür.. direkten dönülmemiştir belki de, kim bilir.....mert adama bişey olmaz..:)
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat