Türk futboluna lokomotif görevi yapan futbol kulüplerimizde yıllardır bir dünya kulübü olma iddiasında. Ancak yaptıklarıyla, iddia ettikleri birbirlerine tamamen zıt durumda...

Lafım Beşiktaş ve Fenerbahçe'ye. Yıllardır aynı başkanla yönetilen iki kulübe destek verenler şu sözlerle uyutuldu: "Dünya kulübü olma yolunda ilerliyoruz, dünya kulübü olduk"  vs vs... Özellikle Aziz Yıldırım tarafından ısrarla vurgulanan bu tanımı, son dönemde Beşiktaş kulübü de kullanmaya başladı.

Keşke herşey denilince veya istenince olsaydı. Şuan 2 kulübün de bulunduğu durum, bu istek ve arzunun çok uzağında. Hatırlayın Anelka ve Alex transferleriyle hedefini UEFA Kupası olarak belirleyen Aziz Yıldırım, geçtiğimiz yılki genel kongrede "3 yıl üst üste şampiyonluk" hedefine dönmüştü. Yani Fenerbahçe vizyonunu Türkiye ile sınırlandırmış, dünya futboluyla ilişkisini 2. plana atmıştı. Nitekim yapılanlar da bu yöndeydi. Cristoph Daum'un yeniden takımın başına getirilişi, bunun en büyük göstergesi.

Yine de diğer branşlarda Fenerbahçe'nin ciddi bir yükselişi söz konusu ama bunu dünya kulübü olma yolunda atılan bir adım olarak sayamayız. Kaç tane dünya kulübünün basketbol şubesi var ki?

Beşiktaş'ın bu yöndeki iddiası da baştan aşağı trajik. Yıldırım Demirören icraatlarıyla kulübü kat be kat borca sokmuş, karşılığında pek az şey elde etmesine rağmen görevinde kalmayı başarmıştı. Acaba hangi dünya kulübünün kendi başkanına 100 bin TL'ye yakın borcu vardır?

Son dönemde iyice dillendirilen dünya kulübü tanımı, Serdal Adalı Bey tarafından hakemleri küçültmek için bile kullanıldı. Ne demişti Adalı; "O kadar yıldız getirip, dünya kulübü olduk. Maçlarımızı Arap dünyasında canlı yayınlayan kanallar var. Hakemlerimiz bu hatalarıyla tüm dünyaya rezil oluyor"

2-3 tane kariyerli futbolcu transfer eden her kulüp dünya standartında olsaydı, şuan Katar ve Suudi Arabistan Ligi'nde birçok takımın adı bilinirdi. Portekizli futbolcuların ve Guti'nin ne amaçla Türkiye'ye geldikleri performanslarıyla zaten ortada.

Pekiyi dünya kulübü nasıl olunur ?

- Antenör ve kadroda istikrar,
- Zengin ve üretken bir altyapı,
- Dünya futbol piyasasına hakim transfer ve gözlemci komitesi,
- Turnuvalarda istikrarlı sonuçlar,
- Etkin bir propoganda gücü

Bana göre; bu şartları yerine getirmeyen kulübün yöneticileri "Biz dünya kulübüyüz" açıklamalarıyla insanları kandırmayı bıraksalar, kendileri açısından daha iyi olur. Çünkü gerçek er ya da geç su yüzüne çıkacaktır.

Okan Kılıçkaya - Haber 7
okan@tenishaber.com