Barca ve Rıdvan'a ''Kuçu Kuçu'' dersi

  • GİRİŞ21.04.2011 11:10
  • GÜNCELLEME21.04.2011 11:10

Süper Lig'deki tarafsız yorumlarını, maalesef La Liga maçlarında gösteremeyen Rıdvan Dilmen, dün geceki Real Madrid zaferine şahit olmanın üzüntüsüyle maçın sonlarını zor getirdi. Mesleki yaşamında da hiç unutamayacağı bir sonuçla karşı karşıya kaldı.

Rıdvan Dilmen, hasta Fenerbahçeli olmasının yanında diğer tüm takımlara (en azından TV karşısında! ) saygı gösterek, taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanmış birisi. Futbolu çoğu zaman doğru yorumlaması, gerçek spor yazarlarına ihtiyaç olan Türk medyasına ilaç gibi gelmesi, başarılı futbolcu kişiliğiyle birleşince, genç yaşta herkesin "Hoca" diye çağırdığı, benim de örnek aldığım bir ağabeyimiz.

Ancak geçtiğimiz Cumartesi günkü Real Madrid-Barcelona ve dün geceki Kral Kupası maçını izlerken farkettim ki, Rıdvan Dilmen için bu yaptığımız tanımlar sadece Türkiye sınırları içerisinde geçerli. Barcelona hastalığı, Fenerbahçe'ye olan sevgisini de aşmış durumda olmalı. Yaptığı yorumlar maalesef kendisine yakışmayacak cinsten.

İlk maçta Real Madrid'in oyununu küçümseyen Dilmen, 0-1 öne geçen Barcelona'nın yan pas ağırlıklı oyununu övmüş, Real Madrid'in yorulduğunu ve her an maçın kopabileceğini anlatmıştı. Ancak 70. dakikadan itibaren oynadığı oyunla, 10 kişi kalmasına rağmen Real Madrid yorulmak şöyle dursun, galibiyeti kaçıran taraf olmuştu.

KUÇU KUÇU DERSİ

İkinci maçta Real Madrid'in ilk yarıya hükmettiği dakikalarda sessizliğini koruyan ancak 2. yarıda Real Madrid bana göre taktik gereği yarı saha savunmasına dönünce, Barcelona övgülerine yeniden başlayan Sayın Dilmen,  özellikle 60 ile 75. dakikalar arasında Casillas'ın kurtarışlarıyla adeta coştu. Ona göre, Real Madrid böyle mahkum oynamamalıymış, hücumda çok aciz kalıyorlarmış, ileri gidemiyorlarmış. Sanki Adebayor dikine gidebilen bir futbolcuymuş gibi, "Adebayor'lu kadroyla ileri gidemiyorsunuz" sözüyle Madrid temsilcisini küçümsemesi gülünçtü. Üstüne üstlük klasik yorgunluk tezi, bir kez daha, bu kez 85. dakikadan itibaren çürümeye başladı.  85. dakikadan itibaren kabuğundan çekilen Real, golleri kaçıran taraf oldu.

İlk yarıda fizik güç ve istekle hücum yaptıran Mourinho, elbette 2. yarıda Barcelona'nın buna karşılık vereceğini biliyordu. Takımını geriye yaslayarak Barcelona'nın hakimiyetini azaltmaya çalıştı. Açıkçası Casillas'ın 5 dakikaya hükmeden başarısıyla maçı 0-0 götürebildi. 5 gün önce olduğu gibi, yine son dakikalarda da takımını atağa kaldırarak, golü aramaya çalıştı. Geçen yıl Inter'le, bu yıl da Real Madrid'le, Barcelona'yı eleyen Jose Mourinho, basit, herkesçe bilinen ama uygulanması çok zor olan "Kuçu kuçu" taktiğiyle bu başarıları elde etti.


Maç içinde, Pedro'nun yerine Ronaldo'nun olmasını dileyip Barcelona'yı rüya takım yapan Rıdvan Dilmen, bir sefer de Messi'yi Real Madrid'e koymayı denerse, Barcelona fanatikliğinden kurtulabilir. Bir takım sürekli topa sahip oluyor ama 120 dakikada tek bir gol bile atamıyorsa, o topla oynama oranının hiç bir önemi yoktur. Barcelona'nın dün geceki oyununu öve öve bitiremeyip, objektif yorum yapmayan Dilmen'e aşağıda reel olan istatistikleri ve oyuncu puanlarını sunuyorum. Acaba abarttığı kadar bir mahkumiyet var mıymış ?

Maçın Adamı: Pinto (Barcelona) - Carvalho (Real Madrid)

Topla Oynama:
Barcelona 69.18% - Real Madrid 30.82%

Gol Girişimi : Barcelona 16 - Real Madrid 17

Kaleyi Bulan Şut: Barcelona 13 - Real Madrid 11

Korner : Barcelona 12 - Real Madrid 4

Kaleci Kurtarışları : Barcelona 4 - Real Madrid 5

Top Kaybı : Barcelona 87 - Real Madrid 92

Top Çalma : Barcelona 64 - Real Madrid 61

Faul Sayısı :
Barcelona 24 - Real Madrid 26


Not: Maçın Adamı bilgisi Goal.com, diğer istatistikler Marca.com adresinden alınmıştır.

Okan Kılıçkaya - Haber 7
okan@tenishaber.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat