Müslüman, zalimlere düşmandır.

Çünkü Allâh'ın laneti zalimlerin üzerinedir. Allâh-ü Teâlâ Hazretleri, buyurdu:

Haberiniz olsun; Allah'ın lâneti zâlimler üstünedir..." Hud: 11/18,

Zalimler ve avaneleri cehennem ateşindedirler...

Zalimler ve zalimlere meyledenlere elbette cehennem ateşi dokunacaktır.

Zira Allâh-ü Teâlâ Hazretleri buyurdu:

"Ve zulmedenlere meyletmeyin ki, size ateş dokunur..." (Hûd: 113,)

Zalimlere karşı alacağımız tavırlarda en büyük modelimiz İmam Hüseyin (r.a.) Hazretleridir.

İmam Hüseyin (r.a.) hazretleri, Müslümanları zalimin pençesinden kurtarmak için canını verdi.

Küfeliler, kendisine haber gönderdiler,

-"Biz, zalim Yezid'e biat etmek istemiyoruz! Adalet istiyoruz. İslamiyet  istiyoruz! Gel sana biat ettik! Gel başımıza geç! Bizi Yezid'in zulmünden kurtar," dediler.

Hazret-i Hüseyin (r.a.) hane halkıyla beraber yola çıktı.

Birçok tecrübeli insan, Hazret-i Hüseyin'in (r.a.) önüne çıktılar ona:

-"Küfeliler güvenilmez insanlardır! Bunlar, bu gün sana böyle derler; sen oraya vardığın zaman, hepsi Yezid'e taraftar olur! Seni orada yalnız bırakırlar. Bu gidişin sonu kötü! Seni öldürürler" dediler.

Hazret-i Hüseyin (r.a.),

-"Haklısınız! Öyle olacağı kesin!"

-"Peki neden gidiyorsun? Bile bile ölüme gidilir mi?" O yüce İmam buyurdu:

-"Zulme karşı durmak için gidiyorum. Müslümanlar, zulümden kurtulmak istiyor! Kendilerini zulümden kurtaracak olan kişi olarak da beni görürüyorlar... Hayatıma mal olsa bile Müslümanları zalimlerle başbaşa bırakamam! En az benden vebal gitsin. Gitmezsem, onlar, yarın kıyamet gününde,

Ya Rabbi, biz zulme uğradık! Bizi zalimlerin elinden kurtaracak kimse yok mu?" Gelin bizi kurtarın!" diye bağırdık.... Ama kimse yardımımıza gelmedi!" dediklerinde; biz ne deriz?

O gün sorumlu olmaz mıyız?

Mazlumların yardımına koşmak, Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Hazretlerinin yoludur!...

Yüce İmam zulme mani olmak ve mazlumlara yardım etmek için yola çıktı.

Yoksa o saltanat peşinde değildi.

Gerçekten onun dediği gibi oldu.

Yetmiş iki kişilik hane halkıyla Yezid'in tam yirmi yedi bin kişilik ordusuna karşı savaştı.

Kendisine biat eden hiçbir kimse imdadına gelmedi.

Küfeliler, o yüce imamı ve onun yetmiş kadar aile halkını Yezidin gözü dönmüş zâlim askerleriyle baş başa bıraktılar.

Hiç kimse Hazret-i Hüseyin'in (r.a.) yardımına gelmedi.

Hiç kimse...

İmam Hüseyin (r.a.) Hazretleri, yetmiş iki kişilik ehl-i beyt bahadırlarıyla beraber, yirmi yedi bin kişilik bir zulüm ordusuyla mücadele ettiler.

Kerbelâ çöllerinde can verdiler.

Gökte melekler ağladı.

Bulutlar kan göz yaşları döktüler.

Hazret-i Hüseyin (r.a.), zalimlere karşı nasıl davranmamız gerektiğini öğretti.

Bizim için o büyük bir modeldir.

Ne mutlu Hazret-i Hüseyin'in (r.a.) yolunda gidenlere!

Kerbelâ'da ağıt yakmayı bir marifet bilen kişilerin, bu gün zulümde Yezid'e rahmet okuttuklarını görmekteyiz. Saltanatları için masum insanları öldürenlere destek veriyor! Bebek katillerine yardım ediyor!

Hatta zalimlere karşı duran insanları eleştiriyorlar!

Hazret-i Hüseyin'in (r.a.) yolu, mazlumların yardımına koşmak... Zulme ve zalime karşı dik durmaktır. Asla zalimlerle beraber olmamaktır.

Zalim, hangi, din, mezhep, tarikat, ırk, kavim, aşiret ve milletten olursa; olsun mel'ûndur! Kötüdür. Zalime karşı dik durmak gerekir.

Mazlum, hangi din, mezhep, tarikat, ırk, kavim, aşiret ve milletten olursa; olsun, kendisine yardım etmek lazım.

Mazlumlara yardım etme yolunda gerekirse Hazret-i Hüseyin (r.a.) gibi; can vermeyi cana minnet bilme saadetine ermek lazım...

Ömer Faruk Hilmi - Haber7

omerfarukhilmi@gmail.com