Osmanlı modeli
- GİRİŞ12.12.2013 10:37
- GÜNCELLEME12.12.2013 12:41
Mâverâ-ü Nehir diyarının Mahân vilayetinden Selçuklulardan Sultan Alaeddin gelmek üzere Konya'ya doğru yola koyuldular.
Kabile reisleri, Süleyman Şah idi.
Fırat nehrinin kenarında Ceber Kalesi civarında konakladılar.
Aşiret reisi Süleyman Şah'ın boy abdesti alması gerekti. Orada Fırat'a girdi.
Su da boğuldu.
Süleyman Şah'ın yerine örf ve adetlere göre kardeşi Ertuğrul Bey kabilenin başına geçti.
Bunun üzerine Süleyman Şah'ın oğulları kabileden ayrıldılar.
Oğullarından Kızıl-Togar Han, amcasının reisliğini kabul etmedi. Kendisini sevenler ile beraber Rakka yani Urfa'ye geldi. Urfa'ya yerleşti. Birçok mücadele ve savaşlardan sonra Urfa'ya bey oldu. Kabri Halilurrahman Camii'nin haziresindedir.
Bayındır Han, babasının boğulmasından sonra amcasının yanında kalmadı. Ahlat Beyi'nin yanına gitti.
Üçüncü oğlu Boğa Han'dır. Dördüncü oğlu Yay-Doğar Handır. Süleyman Şah'ın boğulması üzerine üçyüz kadar adamıyla Kırım'a gitti.
Ertuğrul bey, yanında kalan aşiret ile Konya'ya hareket etti. Söğüt'e yerleştiler. Ertuğrul Bey, Bursa tekfuru ile Yalıkâbâd kalesi üzerine savaşırken şehid düştü.
Teâmüllere göre Kayı aşiretinin başına Ertuğrul Bey'in büyük oğlu geçmesi gerekirken, Selçuklu Sultanı Alâeddin, liderliğin alameti ve işareti olan tuğ, sancak ve bayrakları Ertuğrul Bey'in küçük oğlu Osman Bey'e verdi. Onu babasının yerine boy beyi tayin etti.
Bunun üzerine Ertuğrul Bey'in büyük oğulları, Gündüz Bey ve Yeti kardeşleri Osman Bey'in beyliğini kabul etmeyin, oradan ayrılır. Ve Kırım'a giderler.
(Osmanlıların dedeleri, Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Hazretlerinin soyundan temiz bir hanım ile evlendi. Bu sebeple Osmanlılar anne tarafından Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Hazretlerinin soyundandır. Ehl-i beyttendirler. Bu konuda geniş malumat için bakınız: EHL-İ BEYT - Ömer Faruk HİLMİ)
Osman Gazi çok cömert ve geleceği görebilen bir siyaset sahibiydi. Önce aşiretçiliği terk etti.
Etrafına bütün Türk oymaklarını, kabile ve aşiretlerini topladı.
Sonra bütün Müslümanlar ile iyi ilişkiler kurdu.
Maharet sahibi, elinde iş gelen faydalı bütün insanları çevresine topladı.
Fetihlerde bulundu.
Sonra Osmanlılar Türkçülüğü terk etti.
İ'lâ-i kelimetüllâh için savaştılar.
Hatta Osmanlıcı diye bir dil geliştirdiler.
Osmanlıların gelişme ve büyüme döneminde aşiretçilik ve Türkçülük yapanlar (Karaman Bey'i) gibi, Türk beylikleri tarihe karıştılar.
Osmanlılar, büyük düşündüler, kabile ve ırk çemberini yırttılar.
Geliştiler.
Büyüdüler.
İmparator oldular.
Osmanlılar, ne zaman ki büyük düşünmeyi terk etti Türkçülüğe döndü.
Osmanlı Devleti zamanla küçüldü. küçüldü ve en sonunda yıkıldı.
Osmanlı topraklarında yirmi dörde yakın devlet türedi.
Bu gün gelişmek isteyenler, Osmanlılar gibi evrensel olmalıdı.
Aşiretçilik veya ırkçılık ile bir büyük devletler kurulmaz. Ancak aşiret devletleri kurulur.
Arapların ve Kürtlerin en büyük sorunu hâlâ aşiret ve kabile meselesini çözmemiş olmalarıdır.
Halbuki Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Hazretleri, Mekke döneminde şirk ile mücâdele etti. Medine döneminde aşiretler ile mücadele etti. Bütün Müslümanların kardeş olduklarını ilan etti.
Aşiret taassubun yasakladı.
Ömer Faruk Hilmi - Haber7
omerfarukhilmi@gmail.com
Yorumlar2