Türkiye ile Suriye arasında bir savaş çıkar mı?
- GİRİŞ14.05.2013 08:53
- GÜNCELLEME14.05.2013 08:53
Bu ümmetin çocukları kurtlar sofrasında kuzu misali. Ne adına ve niçin ?
Ölüm sanki bu coğrafyada sek sek oynuyor. Bir o ülkeye sıçrıyor,bir bakıyorsunuz bir diğer komşu ülke yanıyor. Ülkelerin başına bela olmuş diktatörler halkları ateşe sürüklüyor. Ölüler sadece birer rakam olarak telaffuz ediliyor. Ne adına ve niçin ?
Biz bu coğrafyanın çocukları ölümle hep sarmaş dolaş olmuşuzdur. Birileri hep kan dökmüştür bu coğrafyada. Bundandır ki ölümle tanışıklığımız çok eskilere dayanır. İnsanın insanın kurdu haline geldiği bir dünyada yaşamak zorunda kalmanın belki de bedeli bu olsa gerek. Ya da paramparça olmanın… Ümmet olma bilincini yitirmiş olmanın, kendi birliğini kuramamış olmanın acı faturası…
Oysa biz öldürmek değil yaşatma öğütleri ile dolu bir medeniyetin yetimleriyiz. Biz,yüzlerce yıl dünyaya adalet ve özgürlük taşıyan bir milletin gözü yaşlı çocuklarıyız. Biz ölüm korkusu taşıyanların sığınağı olmuş şerefli bir geçmişin ölüm korkusu taşıyan torunlarıyız.
Yeryüzünün jandarmalığına soyunmuş vahşet medeniyetinin eli kanlı ağaları doymak bilmeyen bir iştiha ile üzerimize çullanıyorlar,tevhit medeniyetinin mirasçılarını boğmaya çalışıyorlar. Firavun saraylarını kıskandıran karargahlarında dünya haritasını önlerine koyup savaş ve işgal projelerinin gerekçelerini senaryolarını hazırlıyorlar. Son kullanım tarihi geçmiş iş birlikçi zorba yöneticileri yenileri ile değiştirmek için şeytandan da daha profesyonel fitneler icat ediyorlar. Zorbaların ellerine tutuşturdukları kendi fabrikalarının ürettiği ölüm kusan silahları masum halkın üzerine doğrultuyorlar. Sonra da utanmadan sıkılmadan katliama karşı çıkıyormuş gibi yapıp halklara yeni liderler pazarlamaya çalışıyorlar.
Irak bunun bedelini milyonlarca can ile ödedi. Libya dehşeti yaşadı. Suriye zalim zorba eli ile kıyıma uğruyor. Kim bilir sırada hangi ülke var…
Ve Türkiye… Türkiye de bu kanlı senaryonun hedefi idi. Türkiye'nin tarihi birikimi, demokratik refleksi, siyasal aklı ve halkın uyanıklığı buna fırsat vermedi. Halk despotça eğilimleri demokratik yollarla tasfiye etmeyi başardı. İç çatışma ve kardeş kavgasını kotarmak isteyenler başarılı olamadılar. Etnik bir çatışmayı tezgahlamak için yapılan girişimler sonuçsuz kaldı. PKK'ya alan hakimiyeti kurma hedefini gösterenler başarısızlığa uğradılar. Bu defa da ‘ b planı' devreye sokulmaya çalışılıyor. Mezhep kavgası .. Alevi- Sünni çatışması…
Şurası unutulmamalıdır ki ; Orta doğu bir satranç oyununa benzetilecek olursa burada Türkiye Şahtır. İran vezir, Mısır Kale, Suriye fil… Fil'in yanlış hamlesi nedeni ile ' Şah Mat' olmaz. Olmamalıdır da. Şah mat olmadıkça da bu oyun kaybedilmez. Şah mat dedirtmemek sadece Türkiye'de yaşayan insanların değil, bütün Müslümanların hatta tüm mazlum halkların birinci öncelikli görevidir.
İç kargaşa tezgahlarını boşa çıkaran Türkiye bu defa Suriye ile çatışmanın içine sokulmak istenecektir. Bu hayalin peşinde koşanların varlığı bilinmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki Türkiye tahrikle, oldu bitti ile bir savaşa giremeyecek kadar tarih bilincine ve birikime sahip bir ülkedir. Biz cihan devletiyiz çadır devleti veya gece kondu devleti değiliz.
Reyhanlı'daki insanlık dışı saldırı sonrası Türkiye'nin gösterdiği ağır başlı tutum dosta düşmana en anlamlı mesaj niteliğindedir. Haklı ve güçlü iken sabretmesini becerebilmek en büyük diplomatik zaferdir. Yoksa Türkiye savaşa da gerek duymadan bunun cevabını misli ile verebilecek imkan ve mekanizmalara sahiptir.
Unutulmamalıdır ki; Türkiye ile Suriye arasında bir savaş çıkarsa ağıtlar Türkçe,Kürtçe ve Arapça yakılacaktır.Sevinç naraları ise; İngilizce ve İbranice ..
İşte bu gerçek bize İslam Birliği idealinin hayati önemini bir kez daha göstermektedir.
ovehbihatipoglu@gmail.com
Yorumlar5