Dava ve iddia sahibi olanlara selam olsun!

  • GİRİŞ13.12.2013 08:30
  • GÜNCELLEME13.12.2013 08:30

Daha doğrusu Allah, O'na şehadet şerbeti içme şerefini  nasip eyledi. Bangladeş, Türkiye İslami hareketinin  yüzyıl önceki  serüvenini  yaşıyor.

Bu topraklarda da birçok alim, mürşit idam sehpasına gönderildi. Bizim geçmiş hikayemiz hep kan, gözyaşı ve acı hatıralarla doludur. Dedelerimiz , babalarımız idam sehpasında sakalını rüzgara, yüzünü kıbleye vermiş nice Allah dostlarını gözyaşları içinde seyretmek zorunda kaldılar. Aynı  gün biri birinin gözleri önünde idam edilen iki kardeş Seyyid Ali,  Seyyid Şehabettin , İskilipli Atıf Hoca, Şeyh Sait, Çan Şeyhleri  ve yüzlerce alim…

Sadece idam ve sehpa değil, sürgünler, hapishane ve zindanlar, işkence ve zumlun binbir çeşidi  yaşandı bu topraklarda.

İslami  Hareket'in Türkiye serüveninde çok anlamlı mücadeleler verildi, onurlu bir duruş sergilendi ve iki asır boyunca bugünümüzü hazırlayan kahramanlar ateşten gömleği sırtlarında taşıdılar. Her türlü baskı ve işkenceye rağmen, İslam medeniyetinin değerlerini korumak, yeni nesillere aktarmak ve İslami kimliği muhafaza etmek için canlarını, mallarını ve çoluk çocuklarını feda ettiler.

Kur'ani Kerimin öğretilmesinin bile yasak olduğu, medreselerin kapatıldığı, evlerinde Kur'an dersi  verenlerin sürgüne yollandığı, ellerine kelepçe vurularak zindanlara atıldığı bir karanlık ve puslu dönem yaşanırken, her türlü zulüm ve işkenceyi göze alanlara selam olsun. Bugünden bakıp o ağır baskı dönemlerindeki fedakarlığın değerini  algılamakta zorluk çekebiliriz belki. Veya aşağıda bir çırpıda adını zikredeceğim( ismini zikredemediğim binlercesinin affına sığınarak ) şahsiyetlerin bir kısmına itirazı olanlar çıkabilir. Ama ben, onlardan herhangi birinin çektiği çilenin veya  yaptığı hizmetlerin binde birini çeken veya yapan varsa onun da hizmetkarı olduğumu peşinen ifade etmek isterim.

 Bediuzzaman Said- i Nursi'den , Süleyman Hilmi Tunahan'a,  Abdurrahmani  Tagi'den , Hazret Şeyh Muhammed Diyauddin ,Abdülkadir-i Saniye , Abdülhâkim Arvasi ,Şeyh  Maşuk'a, Seyyit Abdülhakim Hüseyni ,Abdülaziz Bekkine, M.Zahit Kotku,  Sami Efendi ,Gönenli Mehmet Efendi, Mahmut Ustaosmanoğlu'na kadar mürşitler,, Ömer Nasuhi  Bilmen , A.Hamdi Akseki, Elmalı M. Hamdi Yazır, Hasan Basri Çantay, Siirt'li Molla Halil ,Molla Sait Cimzerki, Silvan'lı Molla Yasin, Hazrolu Hacı Abdülfettah, Molla Muhyeddin Bilvanisi, Molla Haydar Hatipoğlu,Sadrettin Yüksel, Fethullah Gülen Hocaefendi, Seyda Molla Burhan Mücahidi'ye kadar alimler ,Şehbenderzade Filibeli Ahmet'ten, Sait Halim Paşa'ya, Mehmet Akif'e, Eşref Edip, Necip Fazıl Kısakürek, A.Fuat Başgil ve Sezai Karakoç'a kadar her biri kendi alanında ve yaşadığı çağda olağanüstü  gayretler göstermiş mürşitlere, alimlere,  manevi ve kültürel dünyamızı  nakış gibi örmüş şahsiyetlerin hatırasına sahip çıkmak elbette bir görev ve zorunluluktur. Bu zatların her birisinin verdiği onurlu mücadele ve hayat hikayeleri  yarınlarımızı inşa ederken göz önünde bulundurmamız gereken  birer ibret vesikasıdır.

 Bu zatların hizmet ve çabaları; Türkiye'nin toplumsal dokusunun sağlam kalmasına katkı sağlamıştır. Toplumsal hafızayı yok etmeye ve onun yerine yapay aidiyetler ikame etmeye çalışan, baskı ve şiddet uygulamayı da ihmal etmeyen bir zihniyetin karşısında ‘medeniyet değerlerine' sahip çıkmayı görev bilmiş olanlar; aslında toplumsal barışı ve birliği sağlamışlardır. Zira din toplumsal hafızanın asli unsuru ve toplumsal yapının kılcal damarlarında dolaşan hayat suyu gibidir.

Bütün bu şahsiyetlerin manevi ve kültürel çabalarının siyasete bir şekilde yansımasını sağlayan Milli Görüş Hareketinin merhum  Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın mücadelesine ve bu mücadele ile sağlanan kazanımlara  sahip çıkmak elbette bir kadirşinaslık ve vefa borcudur.

Aynı  vefa, minnet ve kadirşinaslığın gereği olarak merhum Menderes ve Özal ‘ı  rahmetle yad ediyorum.Bugün sadece Türkiye'de değil, dünya ölçeğinde bu bayrağı ve misyonu cesaret ve kararlılık ile taşıyan Sayın Başbakanımız  Tayyip Erdoğan'a da  bu mücadelede yardımcı ve duacı olmak gerektiğine inanıyorum.

Şurası unutulmamlıdır ki ; bir dava  ve iddia sahibi olan hareket, sadece içinde yaşanılan anı ve yarını kapsamaz. Davaya hizmet  ,geçmişi , bugünü ,geleceği,görüneni ve görünmeyeni de içeren bir süreçtir. Hafıza bireyler için ne kadar önemli, ne kadar hayati ise,siyasal hareketler için de o kadar önemlidir.

Hafızasını kaybeden kimliğini de kaybeder. Kimliğini kaybeden kişiliğini de kaybeder. Kişiliğini kaybeden yönetme ve tanzim etme iddiasında bulunamaz.

Tweeter  hesabı : @omervh

Yorumlar6

  • Üsame-i kurdi 12 yıl önce Şikayet Et
    sayın hocam, şep ile şekeri karıştırmışsınız. "Üstad Bediüzzamandan" - "sezai karakoça" kadar saydığınız mürşitler, alimleri
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Üsame-i kurdi 12 yıl önce Şikayet Et
    cennet senin babanın mekanımıdırki. erbakanı cennetlik ettin efendi.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Halil SİNANOĞLU 12 yıl önce Şikayet Et
    MUSTAFA ERDEM BEYEFENDİ'YE !. 1998 Yılına kadar Hoca'mın takipçisi oldum.Büyük başarılarına şahitlik ettim,ederim.Ama DYP ile ortaklık,Başbakanlığın Tansu Çiller'e havalesi ve 28 Şubat sürecinde yaşananlar,siyaseten başarısızlık idi.Bu tespitleri yapmak benim de hoşuma gitmiyor ama maalesef gerçek bu.1999 Yılı seçimlerine baktığınızda 5 Milyon insanın da böyle düşündüğünü görebilirsiniz.Bu başarısızlık,Hoca'nın geçmişteki başarılarını yok saymamızı veya saygımızda ve sevgimizde bir eksilmeyi gerektirmez.Hatalardan ders alarak yeni usüllerle mesafe almaktır ,yapılanlar.bazen çok sevdiğimiz babalarımızla bile fikir veya yöntem ayrılğına düşebiliriz.Değil mi? Selamlar...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Hüseyin 12 yıl önce Şikayet Et
    YORUMSUZ... hocasından ve davasından vazgeçenler vefadan bahseder olmuş düne kadar küresel sermayenin karşısında duranlar sermayenin ve faizci düzenin adamı olmuş...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • ismet yavuz 12 yıl önce Şikayet Et
    mustafa erdem bey,. Ömer Vehbi Hatipoğlu ve milyonlarcası rahmetli Erbakan hocaya saygısızlık yapmadı, rahmetlinin çizgisinden ayrılmadı ve o yolda çok başarılara imza attılar.28 şubat 1997 yılındaki zulümleri çabuk unutmuşa benziyorsun. Senin gibi bu başarılara imza atan idealist insanları hazmedemeyip hain ilan edenlerin bu memlekete ve insanlığa verecek bir şeyleri yoktur.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat