Kahraman savcı!
- GİRİŞ22.01.2014 07:49
- GÜNCELLEME22.01.2014 07:49
Önce Hatay, ardından da Adana'da MİT'e ait olduğu bilinen tırlar durdurulup aranıyor. Üstelik basına haber verilerek ve yüzlerce Jandarma eşliğinde …
MİT, ulusal güvenlik ile ilgili bir anayasal kuruluştur. Görev,yetki ve sorumluluğu yasa ile belirlenmiş, doğrudan Başbakan'a bağlı bir kuruluş. Faaaliyet alanı içinde karşı casusluk ve yurtdışında Türkiye ile ilgili gelişmeleri,politikaları,oluşumları takip etmek de vardır. Elbette bu faaliyetleri yapan mensuplarının çalışmalarını sürdürebilmeleri için gerekli araç-gereç ve ihtiyaçlarının karşılanması, can güvenliklerinin sağlanması da bu anayasal kuruluşun sorumluluğundadır. MİT elbette ki bu görevlerini yaparken doğası gereği gizliliği esas alır. Tek muhatabı ve izin mercii Başbakandır.
İşte görev, yetki ve sorumluluğu bu olan bir örgüte ait araçları Jandarma birlikleri eşliğinde durdurup arama yapmak isteyen savcıyı tebrik etmek isterim. Ne kadar hayati bir görev ifa etmiş.
Bu operasyonla Türkiye'nin ulusal çıkarları korunmuş, yurt dışında hayatını ortaya koyarak Türkiye adına istihbarat görevi yapmakta olan suçlular gerekli donanımdan mahrum bırakılmış, üstelik dünya kamu oyuna Türkiye'nin başka bir ülkeye silah ve mühimmat sokmaya çalıştığı ihbarı yapılmış olsa da Savcı elbette ki görevini yapmıştır mı diyeceğiz ?
Yetkisinin olup olmadığı ayrı bir konu ama, görevini yapan cesur savcıyı kutluyorum.
Bununla birlikte muhataplarına durup şu soruları sormayı da vicdani bir görev olarak görüyorum.
Onlarca yıl Türkiye'nin OHAL kapsamındaki illerinde resmi plakalı araçlar ile kaçakçılık yapılırken neredeydiniz?
Mahkemelere intikal eden dosyalarda resmi araçlarla uyuşturucu ticareti yapıldığı iddiaları var mı yok mu?
Uyuşturucu sevkiyatı yapılırken araçları durdurup arama yapmak cesaretini neden göstermediniz?
Peki askeri ve sivil resmi plakalı araçlarla silah kaçakçılığı yapılmış mıdır ? Yapılmışsa neden dün kılınız kıpırdamıyordu ?
İnsanların bu araçlarla bir yerlere götürülüp infaz edildikleri yalan mı? Bunca faili meçhul cinayet işlenirken neredeydiniz?
Bu ülkede yüzlerce silah ve mühimmat toprağa gömülürken, bu mühimmat ve silahların sevkiyatı yapılırken ne yaptınız ? Neden durdurup aramadınız ?
Kazılarda çıkan toplu mezarlar, insan kemikleri size bir şey ifade ediyor mu ? O günler neredeydiniz?
İnsanlar kaçırılıp araba bagajında ilden ile dolaştırılırken neden bir Allah'ın kulu çıkıp bu araçları durdurmadı, arama yapmadı, bu cinayetlere engel olmadı ?
Daha önce hiç mi istihbarat almadınız? İtirafçıların mahkeme kayıtlarına giren ifadeleri yalan mı?
Evladı gözaltında kaybolan ailelerin ihbarları karşısında ne yaptınız? Bu insanlar bir süre sonra infaz edilmiş halde bulunduklarında kaçı ile ilgili dava açtınız?
Bu ülkede irtica brifinglerine tıpış tıpış giden, ellerine tutuşturulan dosyaları dava konusu yapmakta tereddüt geçirmeyen , darbeci generallerin karşısında kediye dönen, üniformaya selam çakıp, postal sesi duyduklarında hazrola geçen birileri sivil iktidar karşısında aslan kesiliyorsa bu işin içinde bir iş var demektir.
Herkesi şu soruya namusluca cevap vermeye davet ediyorum. OHAL uygulaması olan yıllarda veya 28 Şubat sürecinde bir askeri cemsede silah kaçakçılığı yapıldığına ilişkin bir ihbar alınacak olsaydı, acaba Askeri konvoyu durdurup arama yapmaya kalkışacak kaç kahraman savcı çıkardı?
Yorumlar2