Terörle mücadelede İsrail örneği...

  • GİRİŞ29.12.2008 08:22
  • GÜNCELLEME29.12.2008 08:22

İsrail’e göre HAMAS terörist bir örgüttür. Filistinliler ise HAMAS’ı seçimle iktidara getirdiler. Filistinlere göre asıl terörist İsrail devletidir. Gerçek nedir diye sorarsanız, gerçek nereden baktığınıza göre değişebilir. İsrail devletinin ABD’nin desteğini arkasına alarak, bugün dünyada insanlık suçu olarak görülebilecek birçok saldırısı, cezasız ve yaptırımsız kalıyor.

Önceki gün füzelerle Gazze’yi bombalayan, sivil asker gözetmeden saldırıya geçen İsrail iki yüzden fazla Filistinliyi öldürdü. Bombalarla yaşamını yitirenlerin yarısının okullarından evlerine dönen öğrenciler olduğu ortaya çıkınca, vahşetin boyutları daha iyi anlaşılıyor.

İki yıl önce bir grup gazeteci bir davetle İsrail’e gittik. Hemen her düzeyde İsrail yetkilisiyle
görüştük. Her görüşmenin sonunda, İsraillilerin dışarıdan göründüğünden çok farklı bir ruh hali içinde olduğunu fark ediyordum.

İsrailliler, her an Filistinlilerden gelecek bir saldırının endişesini yaşıyorlardı. Saldırı ve kuşatılmışlık korkusu yaşamlarını zehirliyordu. Daha önce varlıklarını tanımadıkları Filistinlilerin bağımsız bir devlete sahip olması gerektiği noktasına kadar gelmişlerdi.

Ancak bunu nasıl yapacaklardı? Kendi içlerindeki öfke ve tepkiyi nasıl bastırabileceklerdi? Çünkü HAMAS, Filistinlilerin en radikal örgütüydü ve karşılıklı şiddetin tırmandırıldığı ortamda Filistin’deki daha ılımlı rakiplerini alt etmiş, Filistin içinde iktidarı ele geçirmişti.

Filistin tarihini yakından izleyenlerin yorumuna göre, HAMAS’ın yükselişini sağlayan bizzat İsrail’di. Bunu yalnızca şiddeti tırmandırarak yapmamış, aynı zamanda Filistin içindeki çözüme daha yatkın ılımlı örgütleri hedef alarak da yapmıştı.

***

Gazze’nin önceki gün İsrail tarafından vahşice bombalanması bir acımasızlığın örneği olduğu gibi aynı zamanda bir siyasi çaresizliğin yansımasıdır. İsrail’e egemen olan “güç bizim elimizde, ABD bizim arkamızda, para bizim elimizde, o zaman biz Filistinlileri istediğimiz gibi yola getiririz” düşüncesi, tarihi gelişme içinde aslında iflas etti.

İsrail gibi zengin, silahlı örgütlenme bakımından gelişmiş bir ülke, yoksul Filistinliler karşısında çaresiz durumda. Bunu bir haftalık İsrail gezimiz sırasında net bir şekilde görmüştük. Gazze’ye atılan bombaların da İsrail’e ‘intihar bombacılar’ı olarak geri döneceğini kim yadsıyabilir?

İsrail devleti, yüzlerce Filistinliyi bombalarla öldürüp, aç susuz bırakıp çıldırtırken, bundan başarılı siyasi sonuçlar elde edebilir mi? Onlarca yıllık deney edemeyeceğini kanıtladı. Filistin sorunu, İsrail’in dünyaya anlatmak istediği gibi yalnızca bir ‘terör sorunu’ değildir. Filistin sorunu, bir milli sorundur. Ortadoğu’nun kadim halklarından Filistinliler, yıllardır Ortadoğu’da yersiz yurtsuz oradan oraya sürülüyorlar.

İsrail devletinin kuruluşundan bu yana bu sürgün hayatı, Filistinliler için tam anlamıyla bir cehenneme dönmüş durumda. Ortadoğu’ya yaptığımız her gezi, Filistin halkının Lübnan’da, Ürdün’de yaşadıkları sürgün ve çaresizliğin tanıklığına dönüşüyor.

İsrail’in işgali altındaki topraklardaki Filistinlerin durumu da aynı dramın bir başka boyutudur. İsrail’de adam başına yıllık gelir 30 bin dolarlarda seyrederken Filistin topraklarında bu 500 dolar civarındadır.
Yersiz, yurtsuz ve yoksul bir halktır Filistinliler. Komşu Arap ülkelerinin ihanetine uğramaları da bu durumun üzerine tuz biber ekmiştir.

***

Filistin’de yaşananlar, bir insanlık dramıdır. Bu durum, kapitalist dünyanın, bir yoksul ve çaresiz halkı yok sayan, İsrail’deki şiddeti destekleyen siyasetlerinin ürünüdür.

Filistinliler ‘terörist’tir, İsrail de ‘terörle mücadele’ eden meşru bir devlettir. Dünyanın büyük çoğunluğunun dolaylı, dolaysız desteğini aldığı bir ‘meşru’ devlettir. Olay ne yazık ki dünyaya çarpık şekilde böyle yansıtılıyor.

Yıllar önce İstanbul’da bir grup İsrailli aydınla bir yuvarlak masa etrafında buluşmuş ve ‘terörle mücadele’yi tartışmıştık. Türkiye’den bir sinema yönetmeni, demokrasiyi sınırlandırmadan, Filistinlilerin varlığını kabul eden bir yaklaşımla terörle mücadele edilebileceğini savunan İsrailli aydınlara, ‘siz terörün ne olduğunu bilmediğiniz için böyle konuşuyorsunuz’ demiş ve hepimiz kendisine iddialarının komik olduğunu hatırlatmıştık.

İsrail’in içinde de sorunu ‘terörle mücadele’ ile sınırlamak isteyen egemen anlayışa karşı, bunun bir siyasi ve sosyal sorun olduğunu söyleyenler itiraz ediyorlar.

İnsan hakları savunanların, İsrail’in saldırgan siyasetlerini eleştirenlerin İsrail’de de başının derde girdiğini biliyoruz. 
İsrail’in Gazze’ye yaptığı insanlık dışı saldırı, sorunu ‘terörle mücadele’ içine hapsetmek isteyenlerin marifeti...
Buradan bir sonuç elde edilemeyeceği de belli...

İsrail’i yönetmek isteyen ‘şahinler’, Filistin’deki şiddet eğilimi tırmandırmayı tercih ediyorlar...

Bu açmazdan bizlerin de çıkaracağı dersler olabilir...

Ne dersiniz?

Yorumlar7

  • A.Kerim ÜREK 16 yıl önce Şikayet Et
    VATANIM CANIM. Sayın Çalışlar,ın bu yazısını yıllar önceden bilıyorduk malesef ders almıyoruz,gerçi bu bir devlet yonetimi benim baktığım pencereden bakamaz uluslar arası ilişkiler diye bir şey var ama devletlerde farklı tavırtakına bilir çünkü ben istiyorum benmı TC. VATANDAŞI A.KERİM.. SAYGILAR KAHROLSUN İSRAİL KAHROLSUN ABD....
    Cevapla
  • mer din 16 yıl önce Şikayet Et
    nasıl bir ders çıkarabiliriz açıkça yazarmısın. müslüman müslümana düşman gözüyle bakarsa yahudi muslümanı dost olarak görür mü? bu gün müslümanların yıl dönümü 01.01.1430. bütün müslümanların yıl dönümü kutlu olsun. müslümanlar 1330 yıl beraber omuz omuza çarpıştıktan sonra 100 yıldır birbirlerinden milyonlarca insan öldürdüler. yahudinin yaptığı elbette çok meşru kalır.
    Cevapla
  • mehmet çelik 16 yıl önce Şikayet Et
    ders çıkarmak. elbetet ders çıkarılacak çok şey var ama ders çıkarmak için feraset gerek nerde o feraset ve akıl. feraset ve akıl olmayınca böyle ucube şeyler ortaya çıkıyor. bir yandan devletin resmi yayın organında boy boy yasaklı harfler isimler diğer yandan bunların yüzünden feshedilen meslisler hapsedilen ve soruşturmaya maruz kalan insanlar
    Cevapla
  • Muhterem Arslanlı 16 yıl önce Şikayet Et
    siyonist israil. Gazze saldırısının, Kasap lakaplı Şaron'un sabra ve Şatilla'da yaptığı katliamlardan bir farkı yok.Üstelik sayı giderek artıyor.Aynı İsrail aynı siyonist emeller,aynı vaadedilen toprak arayışı,aynı çarpık zihniyet aynı ırkçı bakış açısı. İsrail'in "topraksız halk için halksız toprak" ifadesi zaten Filistin topraklarında yaşayan Müslüman halkı, bir halk yani orada yaşayan bir "insan" topluluğu olarak görmediğini kanıtlıyor.
    Cevapla
  • hasan 16 yıl önce Şikayet Et
    yazık. bir avuç filistinliyi orada göz göre göre ezdiren 300 milyonluk arap nufusuna yazık.adamlar amerikanın müttefiki nasıl karşı çıkarlar karşı kardeş kanı aksın önemi yok.zülme sessiz olan zülme ortaktır yazık müslümanlara bize.dua etmeyi bile unutttuk.ama arap millidine yuh kardeşiniz ağlıyor siz gülüyorsunuz ya ayağa kalksanız 6 milyonluk israil ne yapacak orada 300 milyona karşı sizede gelir sıra
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat