CHP bölünmeli ki, büyüsün...

  • GİRİŞ24.02.2012 07:26
  • GÜNCELLEME24.02.2012 07:26

CHP’de iki kongre birden yapılıyor... Birer gün arayla. İki ayrı kongre, iki ayrı CHP’nin varlığına işaret ediyor. Birisi; partiyi 20 yıl yönetmiş ve halk desteğini bir gram arttıramamış ekibin kongresi. Bu ekip, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun düzenlediği kongreye gitmek yerine Anıtkabir’e çelenk koyacak, yani Kılıçdaroğlu’nu Atatürk’e şikâyet edecek.
Dünyayı Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ün yaşadığı dönemin dünyası olarak algılayan, tek parti rejimi özlemi içindeki bu ‘siyaset ekibi’ değişime kapalılık noktasındaki inadını sürdürüyor. Hâlâ CHP’yi ve ‘cumhuriyet değerlerini’ koruma iddiasıyla statükoyu savunan bu ekibin yolun sonuna geldiği bir dönemden geçiyoruz.
Muharrem Sarıkaya, CHP’deki çatışmayı değerlendiren Habertürk’teki dünkü yazısını şu cümleyle bitirmiş: “Yapıyı bir arada tutabilmeyi beceren ise lider olacak.”
‘Yapıyı bir arada tutmak’ ifadesiyle Muharrem’in neyi kastettiğini tam anlamasam da, bu ‘yapı’nın bir arada tutulacak bir halinin kalmadığını belirtmekte yarar görüyorum.CHP içindeki farklı siyasi güçlerin birlikte hareket etmesinin zemini epey uzun bir süreden beri yok.
Geçen yazımda bir örnek vermiştim: Bir kesim Dersim’de binlerce Aleviyi insanlık dışı yöntemlerle katleden anlayışa sahip çıkıyor, diğer kesim ise bu konuda ‘katliam’ ifadesini kullanıyor. Bu noktadaki ayrışmanın, ülkenin bir çok temel meselesindeki keskin ayrılığı simgelediği ortada.
Anıtkabir’e giderek ‘şikayette’ bulunacak olanların, temel argümanlarından birisi; ‘laikliğin elde gidiyor’ ve ‘şeriat devleti’nin adım adım kuruluyor olması. 20 yıldır, hatta belki 50 yıldır bu eksen üzerinden siyaset yaptılar. Korku siyaseti,bu kesimin, Türkiye’ye egemen olma mücadelesinin hâlâ ‘ana malzeme’si . Türkiye’de yaşam ölçütleri değişti, dünyayla ilişkilerin biçimi değişti. Dindarlar da değişti laikler de değişti. 1990’ların başında Türkiye’nin dış ticaret hacmi 15-20 milyar dolarlardayken, şimdi 500 milyar dolara yaklaşan rakamlardan söz edebiliyoruz. Bunun sosyal yapıyı, ideolojileri, düşünce ufuklarını doğrudan etkilememesi düşünülemez.
K. Maraş’ta üretim yapan işadamı, Batman’da, Şırnak’ta bayilikler açmış. Geçmişte aşırı milliyetçiliğin etkisi altında kalmış olan insanlar, şimdi bölgede barışa, huzura ve daha kaliteli bir yaşama ulaşma hedefini ön planda tutuyorlar. Ekonomik büyüme tempolarını sürdürebilmeleri; iç barışa ve “siyasetteki uzlaşma ortamı”na bağlı.

Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz


Oral Çalışlar / Radikal

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat