Renklerine göre yalan çeşitleri
- GİRİŞ16.02.2011 11:49
- GÜNCELLEME16.02.2011 11:49
Yalanların rengi
Yemek gibi, su gibi, hava gibi gün içinde olmazsa olmazlardan biri de artık mecburiyetten veya keyfiyetten söylediğimiz rengarenk yalanlar.
İnsanlar niçin yalan söyler?
Korkudan; yaptığımız şeyden ötürü ceza veya kaybımız olacaksa mecburen yalan söyleriz. İşe yaradığını gördükçe de yeni yeni yalanlarla süreç devam eder gider.
Ama unutulmaması gereken en önemli şey dünya üzerindeki en doğurgan şeyin yalan olduğunu bilmemiz gerektiğidir. Çünkü bir yalan söylediğimiz zaman devamında yalanlarla ilk yalanımızı desteklemek zorundayız. Yoksa kağıttan kulelerimizin çökmesi an meselesidir.
İyi bir yalancı olacaksanız kuvvetli bir hafızanız olmalı. Yoksa söyleyip de unuttuğunuz yalanlar hiç ummadık bir anda başa bela açabilir.
Özellikle tüm dünyada mega kentlerde sıkça kullanılan şu iki kelime ne kadar yalan ne kadar doğru? Birincisi; hepimizin yakinen tanıdığı ve bildiği “trafik vardı” kelimesi mi yalanı mı? Evet trafik vardı ama neredeki ve ne tür bir trafikti?
İkincisi; yine yakinen tanıyıp bildiğimiz “toplantıdayım”, işimize gelmediğinde çok sık kullandığımız can simidimiz değil mi?
Bu megapollerin ne içinden çıkılmaz trafikleri ne bitmez toplantıları var.
Çoğu okuyucumun bu iki kelimeden sonra hafifçe tebessüm ettiğini görebiliyorum sanki… haksızsam eğer yalansızca söyleyebilirsiniz.
Gelelim yalanın renklerine.
Kapkara yalan: fakülte yıllarında bir arkadaşım vardı. Önce bir tutam tuz yutar, sonra şarap içerdi. Ne yaptığını sorduğumda “şaraba tuz atarsan sirke olur, ben de şarabı sirke yapıyorum” derdi. Alın işet size kapkara yalan! İçi de kara dışı da…
Mor yalan: söylediğimiz yalanlar yakalandığı zaman gözümüzde, yüzümüzde mor mor kendini gösteren yalanlardır.
Örneğin; lokantada hesap geldiği zaman cüzdanı evde unuttuğumuzu söylememiz, eşlerimize ve sevgililerimize yanımızdaki samimi olduğumuz kişiyi açıklayamazken düştüğümüz durumdaki yalanların rengi mordur!
Beyaz yalan: özellikle bayanlar birbirlerinin yüzlerine karşı bir süre beyaz yalanla iltifat ettikten sonra arkalarından söylenen onca acımasız gerçek acaba yalanda beyaz bırakıyor mu?
Ya pembe yalanlarımız: çoğu zaman söyleyen kişinin dudaklarındaki o gülüş, kendisinin bile inanmadığını belli etmesine rağmen yine de güya mecburen söylenmiyor mu?
Pembe yalan grubunda en çok yalanları duygularda görmekteyiz. Yalan olduğunu bilmemize rağmen, duymaktan hoşlandığımız için kadınları ve erkekleri mecburen yalancı olmak zorunda bırakıyor.
Örnek mi? “ilk sevdiğim sen değilsin ama senin son sevdiğim olduğuna yemin edebilirim” Allah’tan Allah Rahim de biz kulların her yalanında çarpmıyor.
Yalanların gerçeği boğduğu bir dünyada yaşamak gerçekten zor.
Kabul ediyorum; günümüzde yalansız yaşamak da çok zor. Ama hiç yoksa yalanlarımız çorbada baharat kararınca olsun. Ve hatta bırakalım herkes kendi çorbasının baharatını atsın
Yalansız günler dileğiyle.
Orhan Çınar / Haber 7
orhancinar01@gmail.com - www.orhancinar.net
Yorumlar2