Her hafta sonu sizlerden gelen sorulara bu köşede, elimizin erdiğince, dilimin döndüğünce cevap vermeye, bizlere açtığınız dert ve sıkıntıları nasıl aşacağınıza dair tavsiyelerde bulunmaya gayret ediyorum....

Cevaplarını merak ettiğiniz sorularınızı, dert edindiğiniz sorun ve tasalarınızı; ister rumuz kullanarak, ister isminizle orhancinar01@gmail.com adresinden bize ulaştırabilir ve sırası geldikçe sorularınızın cevaplarını Cumartesi, Pazar günleri bu köşeden takip edebilirsiniz...

AMACIM 500 PUAN ALMAK

Sayın Orhan bey,

Ben 8.sınıf öğrencisiyim ve sınava 34 gün kaldı. Ben daha yılbaşından başlayıp iki ay önceye kadar çok hızlı ve ayrıntılı bir şekilde çalıştım. Tüm konularım bitti. Amacım 500 tam puan almak. allah izin verirse kayseri fen lisesini kazanacağım. fakat hem 500 alamazsam liseye gidemeyeceğimi bildiğimden hem de son sınav olduğundan stres baya arttı. çünkü geçen seneki SBS sınavımda çok kolay olduğu halde değişik şekildeki sorularla karşılaştığımdan 4 tane yanlış yaptım. 480 aldım. acaba bu sene de aynı hataya düşmemek için ne yapmalıyım? Şu son günler nasıl hazırlanmalıyım? Hem maddi hem manevi. yardımcı olur musunuz?

Teşekkürler...               

                                                                                                  Muhammed Said 

Sevgili Muhammed,

Öncelikle senin gibi başarılı ve çalışkan bir öğrencinin tebrik edilmesini şart görüyorum. Aileni ve seni tebrik ederim.

Sorunun cevabına gelince anladığım kadarıyla zaten ders çalışma teknikleriyle ilgili çoğu şeyi bilmektesin. Ama ben yine de benim her olayda kullandığım metodumu seninle paylaşayım. Tedbir, tevekkül, takdir.

Tedbir; üzerine düşenleri en iyi şekilde yerine getirmen ki zaten yapıyor görünüyorsun.

Tevekkül; tedbir aşamasından sonra temenni ve dualarını Allah’a sunman.

Takdir; Allah’ın bizim için iyi olan şeyi bizlere lütfetmesidir. Ama bazen iyi olan bizim istediğimiz şey olmayabilir. Bun da unutmamak gerekir. Sana ve tüm imtihana giren arkadaşlara başarılar dilerim.

GÜÇLÜ, ZENGİN VE YAKIŞIKLI OLMAYAN NE YAPSIN?

Orhan abi, her ne kadar hayata atılma konusunda geç kalmıs olsam da bazı konulara kafa yormaya erken yaşlarda başladım

Velhasılı kelam gecen haftakı yazınızda Gökce kardeşimizin dediği gibi kadınlar ya da bayanlar genelde GÜÇ, ZENGİNLİK VE YAKIŞIKLILIK konusunda ısrarcılar. Üçü bir arada oldugunda muhteşem ama yoksa birisi olmalı diye bakıyorlar...

Genelde (benim düşüncem tabi) Türkıye şartlarını düşünürsek bu üçüne sahip olamayan çok insan var.  Hatta hiç birine sahip olamayanlar var bu insaların suçu ne dıye sorular geliyor insanın aklına bu durumdakiler icin teselli  olabilecek bir şeyler soz konusu mu  yoksa sabret tesellisiyle mi kendimizi avutmalıyız?

Çünkü popüler kültür ınsanları hep ulasılması güç hayallere zorluyor ve biz bu durum karşısında genelde yenik düşüp aynı akıma kapılmak zorunda kalıyoruz... Beklentilerimizi düşük tutsak ayrı bir dert, tutmasak ayrı bir dert.  Gençlerin işi zor...                                                                                                                          

 Mehmet

Sevgili Mehmet, 

Meşhur atasözüdür bilirsin; yüz güzelinden kırk günde gönül güzelinden kırk yılda bıkılmazmış. Bu sözün güzelliği ve geçerliliği günümüzde çok daha net ve acımasız görünmekte. Neredeyse dört evliliğe üç boşanmanın düştüğü bu günümüzde şekle önem verildiği zaman maalesef olumsuz acı son kaçınılmaz olmakta. Her şey ruh olsun demiyoruz ama her şey madde de olmasın. Biraz ondan biraz ondan alarak güzel bir birliktelik yaptığımız takdirde sanırım ortaya güzel bir şey çıkacaktır.

O zaman ne yapıyoruz; eskilerin yaptığı gibi evleneceğimiz kızı ve erkeği biz beğenelim fikirlerine değer verdiğimiz büyüklerimiz de onaylasın.

 DÖRT ÇOCUĞUM DA HİPERAKTİF NE YAPAYIM?

Orhan bey;

bu köşeyi yayınlamakla bize umut ışığı oldunuz, teşekkürler..  İçinden çıkamadığım bir sorunum için rahatsız ettim sizi. Dört çocuğum da hiperaktif. Çok hareketliler, ben dahil etraflarındaki herkesi bıktırdılar. Öğretmenleri psikoloğa götürmemizi öneriyor. Eşim gurur meselesi yapıp bunu kabullenmiyor. Çocuklarının normal olduğunu iddia ediyor. Eşimi nasıl ikna edebilirim ? Bir yol gösterebilir misiniz??

                                                                                                               KADER

Sevgili Kader,

Hiperaktiflik psikolojik bir sorun veya hastalık değildir. Sadece bir kısım çocukta ve insanda var olan çok fazla ve doğru tüketilmesi gereken enerjidir. Bu konuda devletin açmış olduğu rehberlik servislerine gittiğiniz takdirde nasıl ki kilo sorunu için diyetler hazırlanıyorsa fazla enerjiyi doğru değerlendirebilmek için çocuğunuza ve sizlere verilecek programlar doğrultusunda çocuğunuz olumsuz fazla enerjisini olumlu yönde kullanmayı öğrenecektir.                   

Orhan ÇINAR / Haber 7
orhancinar01@gmail.com