Mutluluk!

  • GİRİŞ08.11.2011 07:42
  • GÜNCELLEME08.11.2011 07:42

Mutfak penceresinden bakıyordu genç kadın. ‘Ne kadar uzaktayım sevdiğimden,
sevdiklerimden’ diye iç geçirdi. ‘Üstüne üstlük bayram bugün nasıl bayramsa bu böyle’ dedi.

Özlem ne ağır diye düşündü. Çok güzel ve çok ağır dedi. Hayatımda özleyeceğim kadar özel
insanların olması, onları seviyor olmam ve tabi onların da beni seviyor özlüyor olmaları çok
güzel ama dayanılmaz oluyor bazen.

Ailesi, arkadaşları, dostları geçti birer birer aklından... En son sevdiği adama takıldı aklı gerçi özellikle sona bırakıyordu onu düşünmeyi.

Uzun uzun düşünmeyi seviyordu onu...  Herkesin aşkı kendine büyük dedi gülümseyerek ama en
büyük benimki diye ekledi.

Çok kırılmış çok canı yanmıştı geçmişte. Öylesine güvensizdi ki hayata ve insanlara karşı ona nasıl inanmıştı şaşıyordu zaman zaman kendine. O ise düşünme diyordu düşünme sadece yaşa kaybetmekten korkmadan anı ve hayatı yaşa. İnanmamıştı sözlerine önceleri hep sorguladı. Ben hep yanında olacağım diyordu ölünceye kadar yanında olacağım. Konuşmaya öyle ihtiyacı vardı ki, paylaşmaya, anlatmaya, anlaşılmaya…

Hayatının belki de en zor döneminde çıkmıştı karşısına bir mektup yazsam diye düşündü
eskiden yapıldığı gibi sevgimi özlemimi anlatsam hem bu yalnız bayram sabahında sıkıntımı
hafifletir, hem de sürpriz yaparım ona diye geçirdi aklından hemen bir kağıt kalem buldu
oturdu mektup yazmaya.

Birden ne kadar uzun zamandır mektup yazmadığını anladı ve hayret etti öyle garip gelmişti ki yıllar sonra mektup yazmak cümleleri toparlayamadı kafasında. Mesaj ya da mail yazmak gibi değildi nedense mektup yazmak daha bir özen istiyordu ya da ona öyle gelmişti. İşte böyle özen göstererek yaptığımız her şey birer birer çıktı hayatımızdan belki de bu nedenle kaba ve umursamaz oldu insanlar bu kadar diye düşündü…

Kabalıktan özensizlikten hiç hoşlanmıyordu ve ne kadar çoktu kaba insanlar onda birazda bunu sevmişti
özenli davranıyordu o böyle özenli kırmamak için davrandıkça kırdı kabukları kadın güvendi, sevdi, mutluluğa inandı yeniden yolların insanları ayıramayacağını anladı.

Mektuba döndü yeniden nasıl hitap edeceğine bile karar veremedi ne söylese eksik kalacaktı sanki. Onlarca cümle kurdu. Tekrar tekrar başladı, karalanmış onlarca sayfa vardı elinde, ama hiç biri anlatmaya yetmiyordu hislerini sonunda kararını verdi sadece ‘seni seviyorum’ yazdı büyük harflerle beyaz sayfanın başına ve en sonuna zarfa koyup koşar adımlarla çıktı her an vazgeçebilirdi tuhaf geliyordu nerdeyse bütün gün uğraşıp sevgisini tarif edememek hemen postaya verdi mektubunu.

Şansımsın sen benim demişti kadın adama yanılmamış olmak gururlandırdı onu, hiç pişman
olmadım dedi bir tek gün bir tek an bile kendini öyle özel hissediyordu ki sadece konuşurken
bile.

Sen bir hazinesin diyordu adam kadına topraklar üstünü örtse bile yıllarca öyle kalsan bile hazinesin ve bir gün hazinenin değerini bilen biri gelir bulur seni diyordu yeter ki hazırlıklı bekle ve vazgeçme… İyi ki söz vermişti beklemeye ve beklemişti… Birlikte geçirdikleri yıllar her şeyin ispatıydı. Yıllar geçmişti o günün üzerinden ama her şey hala öyle güzel ve özeldi ki. İşte yine bir bayram sabahı mektubu elindeydi, öyle mutluydu ki...  

Derken eşinin sesini duydu. Uyanmıştı o da.  Yine nerelere daldın, diye seslendi arkasından. ‘Hiç’ dedi kadın. Ardından şükürler olsun sana Allah’ım dedi bizi karşılaştırdın ve birlikte yaşlanmamıza izin verdin, sımsıkı sarıldı eşine ilk günkü gibi sevgi ve özenle….
                                                                                                                    MUTLU 

Sevgili Mutlu; 

Sözlerin bittiği yerdeyiz.Ne diyebilirim ki.Herşey gönlünce , mutluluğunuz daim olsun. 

Sevgilerimle.

 

Orhan Çınar'la Paylaşım / Haber 7
orhancinar01@gmail.com

Orhan Çınar'la Paylaşım / Haber 7

orhancinar01@gmail.com

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat