Türkiye'yi kim ve nasıl yönetecek?

  • GİRİŞ19.12.2013 11:14
  • GÜNCELLEME19.12.2013 11:14

Kara para aklama, rüşvet ve kentsel dönüşüm projelerinde yolsuzluk iddiasıyla başlayan operasyon, dikkat edilirse, kriminal boyutlarıyla değil, tamamen siyasi boyutlarıyla tartışılıyor.

CHP boşuna 'kriz masası' kurmuyor elbette!

Bambaşka alanlarda geliştiği iddia edilen bir takım suçlarla ilgili aynı anda operasyon başlatılmasının sebeplerini şimdilik bilmek mümkün değil.

Para aklama ve kentsel dönüşüm projelerinde rüşveti aynı anda yöneten bir örgüt mü söz konusudur?
Değilse, yani farklı suçlar ve farklı insanlar söz konusuysa, peki bu farklı suçlar ve farklı insanlar için aynı anda operasyon başlatmanın hukuki mantığı var mıdır?

Medyaya yansıyan haberlere bakılırsa, bakanların evleri bile en az bir yıldan beri dinleniyor ve takip altında tutuluyormuş.

Çünkü üç bakanın üç oğlu da bu suçlar bağlamında takip ediliyormuş. İyi de bunlardan biri İçişleri Bakanı'nın oğlu.

Keşke Türkiye bu kadar demokratikleşmiş bir ülke olsaydı ve biz de, polisin, İçişleri Bakanı'nın oğlunu bir yıldan fazla bir zaman, babasından habersiz izleyecek kadar bağımsız olduğuna inanabilseydik..

Bir yıl boyunca, belki de daha fazla bir zaman, suç işlediği tespit edilen Bakan'ın oğlu izleniyor ve bütün Emniyet teşkilatından sorumlu bakanın bundan haberi olmuyor.

Türkiye koşullarında çok tuhaf bir durum bu.

Türkiye'yi önümüzdeki on yılda, kim ve nasıl yönetecek, asıl fırtına burada kopuyor.

İyi yönetir, kötü yönetir, ama herhalde bir iktidarın başını ağrıtacak en belalı şey, siyasi diyet ödeyerek iktidarda kalabileceğini düşünmesidir.

Bu hükümet yol yakınken böylesi bir iktidar ve yönetim anlayışından hızla uzaklaşmayı tercih etti. Tersi olamazdı zaten.

Giderek demokratikleşen, Kürt sorununda demokratik ve çatışmasız bir zemin yaratmayı başarmış, AB idealine her geçen gün bir adım daha yaklaştığı görülen bir ülkede, içeride ve dışarıda siyasi diyet ödeyerek Türkiye'yi yönetmek mümkün değildir.

Halkın bu gerçeğin ne kadar farkında olduğunu anlamak için dört ay beklemek gerekecek.

Ama belli ki seçimleri bekleyecek kadar sabır göstermeyenler ve süreci operasyonel alanlara kaydırmak isteyenler var.

Çünkü AK Parti'nin ilk seçimlerde, %38'in altına düşme ihtimali pek görülmüyor.

Cumhuriyetin kalbi Ankara'da bile cumhuriyeti kuran partinin yani CHP'nin, CHP'li bir aday bulamayıp, MHP'li bir siyasetçiyi aday göstermesi, görünen köye kılavuz gerektirmediğinin açık ispatıdır: Oyu bir miktar azalır veya artar, ama AK Parti önümüzdeki iki seçimin de galibidir.

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Orhan Miroğlu - Star Gazetesi

omiroglu@stargazete.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat