Yüzyüze gelmişler göz göze bakışmışlar!

  • GİRİŞ03.02.2014 09:28
  • GÜNCELLEME03.02.2014 09:28

Kimi, sanki dün kendisi yönetiyormuş da bugün bu imkanı elinden kaçırmış gibi, 'Türkiye'yi kim yönetecek' sendromuna yakalanmış.

Kimi, iktidar kaybına uğramış olanların arasına karışıp gitmiş..

Kimi, sağlığı elveriyor ve Gezi'ye şuraya buraya çıkabiliyorsa çıkıyor, çıkamıyorsa, kendini İspanya İç savaşında sanıp patenti, Dolores İberruri'ye ait NON PASARAN-Geçemeyecekler' başlıklı yazılar yazıyor.

İktidar kaybı medeniyet kaybı gibidir. Ve medeniyet kaybı ile Asberger Sendromu arasında aşılmaz duvarlar yoktur maalesef. Bu sendroma yakalanan bir çocuğa 'Bugün nasılsın' diye sorulduğunda, hastalıktan müzdarip çocuk, her şeyi bilgiyle, ama salt bilgiyle ölçtüğü ve hep şüphe içinde yaşadığı için, 'Bunu neden öğrenmek istiyorsun?' diye cevap verirmiş. Aydınlarımızın bazılarında her şeyden şüphe etmek, memleketin hayrına yorumlanacak-kardeş kanının akmasını durduran çözüm süreci gibi- olay ve gelişmelere bile kuşkuyla bakmak hastalığı epey zamandır, bu hastalığa yakalananlara nefes aldırmıyor!

Hayatları cehenneme dönüştü!

Allah kimseyi bu hallere düşürmesin!

Geçen hafta bu acınası halleri anlatan bir haber ve bir yazı okudum.

Yazıyı, vaktiyle yönettiği gazetede 'günün anlam önem ve sorumluluklarına' uygun manşetler atarak önce Ahmet Kaya'yı sonra Hrant Dink'i ölüme yollayan sürece katkılarıyla maruf biri yazmış..Bir zamanlar nehir kıyısına çekilip, yalnızlığını anlatır dururdu.

Son yazısı ise, bu yalnızlığın sona erdiğini müjdeleyen ifadelerle doluydu. Derin bir muhasebe sezilmiyor da değildi doğrusu.

Bir yaş günü partisinde bir araya gelinmiş..

Bir zamanlar işten atılan, ve işten atan gazeteci ile, 'Bu sorunu çözerse Erdoğan çözer ' dediği için, Leyla Zana'ya, Kürt mahallesinde ayar çeken, Kürt liderlerle otobüslerin üstüne çıkıp zafer işaretleri yapan gazeteci de oradaymış!

'Esat'ın katliamlarını değil de, katliam görüntülerinin bütün dünyaya yayılmasının zamanlamasını manidar bulan yazar ile, 'Türkiye çok kötü durumda, ama zaten eskiden de böyleydi, değişen bir şey yok' diyen bol ödüllü yazarımız da oradaymış!

Şu günlerde 'yetti artık' diyen albayların, binbaşıların kendi aralarında toplaşmakta olduklarından emin akademisyen de oradaymış!

İşini kaybettiği söylenen bir yazarın yaş gününde bir araya gelinmiş!

Nehir kıyısında yapayalnız dolaşırken birden bire kendini bu çoğul kalabalığın içinde buluveren yazar bir mutlu bir mutlu ki, kelimeleri kifayetsiz kalmış bu mutluluğu anlatmaya!. Ama o yaş günü kutlamasına katılanların birbirinden ilginç hayat hikayeleri hakkında biraz malumat sahibiyseniz aynı kumaştan dokunmuş insanlar olduklarını nihayet anlamış olmalarının bile bir şey, bir sonuç olduğuna hükmedebilir, yazarımızın bu buluşmayı engin bir coşkuyla karşılamış olmasına alkış bile tutabilirsiniz!

İçlerinde Hrant'ın Dostları etiketli kişiler de var!

Hrant'ı ölüme yollayan manşetleri attıran gazeteci, köşe yazısında, Hrant'ın dostlarını takdim ediyor birer birer!

Yüzyüze gelmişler, göz göze bakışmışlar.

Kürtçe'de ru-buru derler!

Yazının devamını okumak için tıklayınız

Orhan Miroğlu - Star
omiroglu@stargazete.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat