Anayasa Mahkemesi ve seçim barajı

  • GİRİŞ03.12.2014 09:31
  • GÜNCELLEME04.12.2014 09:23

Tam da seçimlere bir yıldan az bir zaman kala, yani artık yasal düzenleme yapılmasına imkân bulunmadığı bir zaman dilimine denk gelecek şekilde bazı gündemler oluşturuluyor. 

Hesap şu: Anayasa Mahkemesi %10’luk barajı iptal edecek. Bu 2015 seçimlerinde de geçerli olacak. Meclis zaten Anayasa gereği hiç bir adım atamayacak. Dolayısıyla sıfır barajlı yeni bir seçim sistemiyle 2015 seçimi yapılacak.  “Anayasa gereği” Meclis bir şey yapamazken, “Anayasa gereği” Anayasa Mahkemesi’nin umurunda olmayacak. Mahkemeye yaptırılmak istenen bu. 
Bunun son bir buçuk yıldır devam edegelen operasyon çabalarının bir devamı olduğunda herhangi bir kuşku yok. 
Seçim barajının yüksekliği inkâr edilemez. Bunun Türkiye’deki siyasetin normalleşmesini engellediği, temsilde adaleti zayıflattığı ve bazı azınlıkların temsilini neredeyse imkânsızlaştırdığı da bilinmekte. Bu yönde yasama organının adım atması zorunluluğu ortada. 
Geçtiğimiz bahar aylarında seçim sistemine ilişkin olarak AK Parti bazı çalışmalar yaptı. Barajsız çoğunluk sistemi veya düşük barajlı daraltılmış sistem alternatifleri üzerinde duruldu. Ama eleştiriler üzerine çalışmalar seçim sonrasına ertelendi. Yani seçim sisteminin yol açtığı sorunlar siyaset kurumunun ilgisi dışında değil.  Hangi seçim sisteminin geçerli olacağı hususu yargısal bir mesele değil, tamamen siyasi bir karardır ve yasamanın tekelindedir. 
Bu yaklaşım içinde son günlerde Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın yaptığı sonra da kısmen düzeltmeye çalıştığı açıklamalara ilişkin hukuki ve hukuk-politik değerlendirmeleri yapmakta yarar vardır.  Anayasa Mahkemesi, Anayasanın 146. Maddesi’yle kurulmuş bir anayasal organ olup, görev ve yetkilerinin sınırı da yine anayasayla tayin ve tespit edilmiştir. Anayasanın 11. Maddesi, anayasa kurallarının yasama, yürütme ve yargı organları bağlayıcı temel kurallar olduğunu ifade eder. 

Yasaların anayasaya uygunluğunu denetlemekle görevli Anayasa Mahkemesi için, anayasaya riayet, anayasa kurallarına saygı ve anayasal çerçeve içinde hareket etme zorunluluğu, diğer kurumlara göre evleviyetle geçerli bir husustur. 
Hukuk devletinin temel esprisidir. Zira hiç bir kurum bir yandan anayasayı ihlal ederken, diğer yandan anayasa adına denetim iddiasında bulunamaz. Anayasanın 146. ve devam maddelerinde anayasanın ne tür kararlar verebileceği de belirlenmiştir. 
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla yargılarken, bir ceza mahkemesi benzeri kararlar verir. Bu kararların etkisi sadece yargılamanın muhataplarıyla sınırlıdır. Mahkeme siyasi partiler hakkında karar verir. Bu da davanın niteliği gereği siyasi partinin kendisini ilgilendirir. 
Anayasa Mahkemesi yasaların anayasaya uygunluğunu denetlerken verdiği kararın mahiyeti, iptal veya ret biçimindedir. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat