Obama'nın TBMM ziyareti ve konuşmasının analizi
- GİRİŞ12.04.2009 15:32
- GÜNCELLEME12.04.2009 15:32
BAŞKAN OBAMA’NIN TBMM ZİYARETİ VE KONUMASININ ANALİZİ
6 Nisan Pazartesi günü, meclis genel kurulunda ki misafir locasından Başkan Obama’yı dinlemek fırsatım oldu. 300 kişilik bir Amerikan basın grubu ve en az 200 kadar Türk ve diğer medya mensubu tarafından izlenen bu konuşmada verilen mesaj Türkiye’ye olduğu kadar bölge’ye ve dünya’ya da verilmiş bir mesajdı. dikkat çeken bazı hususlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Konuşmasına “neden Türkiye” sorusu ile başlayan Obama,”birçok kişi bana bunu sordu ve bu bir işaret midir, dedi”.”..Evet, bilinçli olarak Türkiye’yi şeçtim. Evet, bu bir mesajdır” diyerek söze başladı. Ondan sonra değişen dünya dengelerinden ve çok önemli kriz bölgelerinden ve önemsediği olaylardan bahsetti.
BununTürkiye açısından anlamı: Yeniden şekillenmekte olan yeni dünya düzeni içinde Türkiye’nin çok önemli bir yeri’nin olacağı ve burada “kilit ülke”lerden biri haline geleceğinin anlaşılması gerektiğinin şüpheye mahal bırakmayacak bir şekilde ifade edilmiş olmasıdır. Amerikada, daha önce yayınlanan, “2025 Küresel Akımlar- 2025 The Global Trends” raporu’da da zatenTürkiye’nin “yükselmesi önlenemez 3 ülkeden birisi” olduğu vurgulanmış bulunmaktaydı.
Başkan Obama konuşmasının sonuna doğru, düşünce ve analizlerinin belli noktalara bağlarken yine Türkiye için şunları söylemiştir: “Türkiye Batı’da birçok kişi tarafından ‘sadece bir köprü’ veya ‘medeniyetlerin ayrıldığı, çatıştığı bir yer’ olarak tariff edilir. Bana göre, Türkiye aksine ‘bir merkez ülke konumundadır’ ve ‘burası medeniyetlerin birleştiği ve sentez yapıldığı bir merkez noktası’dır” demiştir.
Bu ifadeler yeni bir stratejik görüş ve analizin ifadesi olup, bu çerçevede Türkiye’nin dünya siyasetinde daha etkin rol oynayacağı inancı da ortaya çıkmaktadır. Bu Türkiye açısından önemli bir gelişimin ifadesi olup, Türkiye hakkında ki algılamaların da değişmeye başladığının da bir işaretidir.
Obama’nın verdiği üçüncü büyük mesaj da “Islam ve ABD ilişkileri” üzerinde olmuştur. Aylardır, Obama’nın Islama ait bir mesaj vereceği bilinmekte ve bunun nerede olacağı merakla beklenmekteydi. Daha çok Endonezya’da veya Mısır da olacağı tahmin edilmekteydi. Bu mesajı, Başkan Obama Türkiye’de vermeyi tercih etmiş ve düşüncelerini şöyle ifade etmiştir: “ABD, Islam ile savaşta değildir ve hiçbir zaman için de olmayacaktır”, “Islam medeniyetinin dünya medediyetine katkısı büyüktür ve bu durum daha iyi tanınmalı ve anlaşılmalıdır” dedikten sonra, “müslüman Amerikalıların, Amerikan medeniyetine katkıları çok olmuştur. Birçok Amerikan ailesinde müslüman üyeler bulunmaktadır ve birçok Amerikalı, müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde yaşamışlardır- bunlardan birisi de benim” diyerek Islama verdiği önemi vurgulamıştır. Daha önceki başkan G.W. Bush’un tam zıddı bir tutum ve yaklaşımın ifadesi olan bu sözler büyük bir ilgi ve memnuniyet ile karşılanmıştır.
Türkiye açısından bunun anlamı da büyüktür. Islam dünyasına Türkiye üzerinden bir mesaj vermesi, Türkiye’nin yeri ve rolü hakkında ABD’nin yeni stratejik algılamasının ne olduğu hakkında şüphe bırakmamıştır.
Bu ifadelerde samimi bir “değişim” hissedilmekte olup, bir önce ki “Bush dönemi “ ile tam bir tezat meydana getirmektedir. Evet, belki bir gönül alma ve yeniden halkın gönlünü kazanma gayretinden de söz edilebilir ama bu dozunda yapılmış ve doğru noktaları vurgulamış bir gayret olarak büyük takdir kazanmıştır.
Istanbul’da universite gençleri ile yaptığı toplantı da, bir “ilk “olup, gençlere ve geleceğe verdiği önemi göstermesi açısından iyi bir jest olmuş ve beğenilmiştir.
Bu arada belli diğer konularda ki mesajları da net ve kesin olarak tellafuz edimiştir. Mesela, ABD tarhinden ve yüzyıllar içinde Amerikan yerlilerine ve siyahilere yapılan haksızlıklar ve yanlışlarla nasıl yüzleşmeye çalışıldığından giriş yaparak, Türklerin de tarihleri ile yüzleşerek, bir çok olumlu adımı atabileceklerini söylerken tabii ki “Ermeni olaylarını” kastetmiş ve bir gazetecinin sorusuna karşılık da “bu konudaki görüşlerim zaten kayıtlarda bulunmaktadır” diye cevap vermiştir.
Başkan Obama’nın 24 Nisan’da ABD kongresinde ne yapacağı henüz belli değildir ve Amerikan Ermeni diyasporası ve lobisi yürüttükleri amansız mücadeleden vazgeçmiş değillerdir. Bu arada Kürt meselesine, azınlık haklarına, Heybeli ada ruhban okuluna da dokunmaktan geri kalmamıştır. Bu anlamda diğer, daha önceki ABD başkanları’nın yaptığı konuşmalarla olan benzerlik kendisini göstermiştir.
Burada ki tek fark “üslup” farkıdır olarak kalmıştır yani” buyurgan olmayıp, yumuşak ve anlaşmayı, uzlaşmayı öne çıkartan bir tarz” kullanılmıştır. “Yumuşak Güç”e aldanmamak ve sözleri iyi analiz etmekte yarar vardır.
Kıbrıs, Irak, Kafkasya ve Afganistan konularına da dikkatle değinilmiştir. İşte bu noktalarda ve özellikle, Afganistan ve Irak’tan çekiliş sırasında Türkiye’den yapılacak talep ve tekliflerin, şekillenmeye başladığı da görülmüştür. Burada verilecek kararların, Türkiye’nin çıkarları ile örtüşmesine çok dikkat edilmelidir. Diğer bir önemli nokta da Avrupa Birliği konusunda dikkatleri çekmiştir. AB’nin “negatif” tutumuna, Sarkozy ve Merkel’in sözlerine karşın, başkan Obama ısrarla ve açıkça,”Türkye’nin AB’ye girişi, ancak AB’yi zenginleştirir, ve onun kimliğinden herhangi bir eksilmeye sebep olmaz” diyerek,bu konuda ki görüşünü vurgulamıştır.
Başkan Obama başkanlığının ilk 75 günü içerisinde Türkiye’ye gelmiştir. Bu çok önemlidir. Birçok mesajı beraberinde getirmiştir. Söylediklerin birçoğu güzel ve isabetli tahlillerdir ama Obama’nın etkinliği ve sözünü ne kadar gerçekleştireceği yani ABD politikalarında hakikaten yeni ve olumlu bir “değişim”in olup, olmayacağını ancak zaman gösterecektir.
Doç. Dr. Oya AKGÖNENÇ / Haber 7
21. DÖNEM ANKARA M.V..
AVRUPA KONSEYI PARLAMENTER ASAMBLESİ E. ÜYESİ
oyaakgonenc2000@yahoo.com
Yorumlar6