İsrail'le kriz bitti gerginlik sürecek

  • GİRİŞ15.01.2010 12:30
  • GÜNCELLEME15.01.2010 12:30

   DİPLOMATİK KÜSTAHLIK 
     
 İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman tarafından planlanıp, yardımcısı Danny Ayalon tarafından uygulanmaya konan bu diplomatik hakaret işlemi tam anlamı ile “Diplomatik Küstahlık” olarak adlandırılabilecek bir olaydır. Türk hükümetinin bunu asla hoşgörmemesi ve Türk kamuoyunun da bu olayı hiç unutmaması gerekmektedir.

Olayın gerçekleşmesi:

 Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi, Sn. Ahmet Oğuz Çelikkol, İsrail Dışişleri tarafından, Dışişleri Bakanı Yardımcısı Danny Ayalon’un, İsrail Knesset’indeki (yani parlamentosunda) ofisine davet edilmiştir.

 Bu davetin yapılması ve toplantı odasının hazırlanış şekli ve uygulamalar tamamen Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman tarafından planlanmış olup, hazırlıklar onun direktifleri doğrultusunda yardımcısı Danny Ayalon’un gözetiminde yapılmıştır. Ayalon planı gerçekleştirmiştir.

 Ne sebeple ve hangi konu için davet edildiğini bilmeyen büyük elçi kendine gösterilen alçak bir sofaya oturduğu sırada Ayalon, orada bulunan medya mensuplarına dönerek ve Ibranice olarak : “Şimdi burada gördüklerinize dikkat ediniz. Elçi karşımızda alçak bir yerde oturtulmuştur. Odada, masa üstünde İsrail bayrağından başka bir bayrak da yoktur ve biz ( üç kişiler) hiç gülmüyoruz” demiştir. Bazı gazetecilerin, “el sıkışırmızınız” taleplerini de red eden  Ayalon ve iki yardımcısı yüksek üç sandalye’ye oturarak büyük elçi ile konuşmuşlardır. 

 Kasıtlı olarak ve en ince teferuatına kadar planlanmış ve tam bir tuzak gibi hazırlanmış olan bu toplantı Knesset içinde tüm medya’nın önünde gerçekleştirilmiştir. Çıkışta, basına konuşan Çelikol, ”35 yıllık diplomatik hayatımda hiç bu kadar ve bu şekilde aşşağılanmamıştım” demiştir. 

 İsrail medyası bu olayı “planlanan ve uygulanan bir küçük düşürme” (staged humiliation) olarak nitelendirmiştir. Bu olayda:

• Küçük düşürülen elçinin kişiliğinde Türkiye Devletidir. Elçi, devleti temsil eder.

• Tuzağa düşürülen ve bilinçli şekilde aşşağılanmış durumda bırakılan Türk halkı ve Türk hükümeti ve Devleti olmuştur.

Olayın Analizi ve Muhtemel Sebepleri:

1- Görsel sebepler:

 a) Elçi Çelikkol’un çağrılmasının sebebi bir Türk dizisi hakkındaki şikayettir. “Kurtlar Vadisi Pusu”da gösterilen bir sahnede, Türk bebek ve çocuklarının İsrail’in Shin Bet ajanlarınca kaçırılarak diplomatik konutlarda saklanmaları ve çocukları kurtaran Türkler tarafından bu ajanların öldürülme sahneleridir.

 b) Bundan tam üç ay önce, yine TRT 1 de gösterime giren “Ayrılık” dizisi ile bir kriz daha yaşanmış ve yine bir şikayet yapılarak, bu dizinin yayından kaldırılması istenmiştir. Türk hükümeti ise dizilere sansür koyamayacaklarını ifade etmişlerdir. (her ne kadar, böyle söylendi ise de, dizinin bazı kısımları çıkartılmıştır). Bu dizide, İsrail’in ambargosu altında olan Gazze halkının çektikleri dile getirilmekte ve minik bebek ve çocukların bile kurşunlara hedef olduğu gösterilmektedir. Bu kriz sırasında da daha önceki büyük elçi, İsrail Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak kendisine nota verilmiştir ama hiç böyle bir saygısızlık yapılmamıştır.

 c)  Bunların hepsinden önce yine TRT de yayınlanan Banu Avar tarafından hazırlanmış bir gezi dokümanter filimi, İsrail’in yaptırmakta olduğu büyük duvarları ve Filistin halkının nasıl bir cendere içinde yaşadığı sergilemiştir. Filimde hiç bir abartı olmayıp, olaylar olduğu gibi ve hiç yorumsuz olarak verilmiştir ama, İsrail bu duvarların herkes tarafından öğrenilmesine çok kızmıştır.

 İsrail’in en kızdığı şey, yapmakta olduğu hataların veya haksızlıkların kendisine söylenmesi ve bu konuda uyarılmasıdır. Yaptığı ne kadar hatalı veya kötü olursa olsun, İsrail sözcüleri kendilerinin daima %100 haklı olduklarına inanmakta ve bunun aksine bir fikir yürüten herkesi derhal “Yahudi karşıtı” olmakla suçlamaktadırlar.

2- İsrail’in Gazze Saldırısı:

     Geçen yıl 27 Aralık 2008’ta başlayan ve 22 gün süren “Cast Lead” yani “Dökülmüş Kurşun” kod adlı Gazze saldırıları sırasında kullandığı orantısız güç ve BM’lece yasak olan bombalar dolayısı ile İsrail’i tenkit eden herkese İsrail kızmaktadır.

 Türkiye bu konuda ki tenkitlerini ve uyarılarını açıkça belirtmiş, en azından “bir stratejik ortak “olarak, ortağını daha adil davramansı için uyarmıştır.

 Gazze’de yapılan zulm ve haksızlıklar tüm medeni dünya’nın tepkisini çekmiş ve sonunda Istanbul Çağlayan’da büyük bir miting yapılmıştır. Mitingi düzenliyen Saadet partisi olmakla beraber, her parti ve her kesim bu mitinge katılmış ve orada milli bir irade ifadesini bulmuştur. “Gazze’deki zulmun durması için “çağrı yapılmıştır.

       İsrail bu olaya da çok kızmıştır ama Gazze’de yaptıklarına tatminkar bir izah tarzı bulamamıştır.

3-  Davos olayı:

      Bunu takip eden, aylarda Davos toplantısına katılan Sn. Başbakan Tayyip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Sn. Şimon Peres arasında canlı yayında “one minute” olarak hatırlarda kalacak olan bir tartışma yaşanmıştır. Konu yine Gazze’de yapılan haksızlıklar ve zulümlerdir.

 Davos olayından sonra bazı İsrail yetkilileri ( İsrail Kara kuvvetleri komutanı Avi Mizrahi),ileri geri konuşmuştur:(Türkler öldürdükleri Ermenilere ve Kürtlere bakmaları gerektiği v.s.) ama derhal kendi hükümetleri tarafından uyarılmış ve Türkiye’den bu konuda özür dilenmiştir. 

4- Gazze Yardım Konvoyu:

     Bütün önlemelere rağmen Ingiltere’den başlayıp, Türkiye’den büyük destek alarak Gazze’ye ulaşan konvoyun başarısı ve dünyada yarattığı yankı, iki grubu çok rahatsız etmiştir.

a) Bu Konvoya her türlü güçlüğü ve önlemeyi yapan Mısır’ı

b) Gazze üstünde bu ölümcül ambargo’yu inadına sürdüren İsrail’i

 Konvoyun yolunda ki birçok güçlük, Türkiye’nin müdahalesi ve sayesinde  çözülebilmiştir. İşte o noktada resmen diplomatik kıskançlıklar, mantığın önüne geçmiştir. Tamamen İsrail ve ABD’nin etki ve kontrolunda olan Mısır’ı rahatlatmak isteyen İsrail’in, Türkiye’yi devre dışı bırakmak istemesi de güçlü bir faktördür. Bu yapılanlar Türkiye’yi “Orta doğu daki barış gayretlerinin” dışında bırakabilmek için  güzel bir fırsat yaratmıştır.

5- İsrail de iç çekişme:

     İsrailde şu anda resmen “Şahinlerle”, “Güvercinlerin” mücadelesi devam etmektedir. Lieberman “şahinlerin” başını çeken bir politikacı olarak şunları yapmaktadır:

• Türk-İsrail ilişkilerini germek için elinden gelen herşeyi yapmaktadır.
• Türkiye’ye çeşitli ambargolar koymakla tehdit etmektedir
• Tüm İsrail büyükelçilerine, “artık yumuşak olma zamanı bitmiştir”, “yağcılık ve iyi geçinmeye çabalama yok” talimatını vermiştir.( geçen hafta 8/1/2010)
• Bütün bu tutumu ile, İsrail bölgede istikrarsızlığı ve sürekli savaş durumunu terçih ettiğini dünya kamu oyuna göstermiş bulunmaktadır.
•  Bu da bölgede istikrar ve barışı sağlamaya çalışan ve çatışma yerine diyoloğu tercih eden Türkiye politikaları ile İsrail politikaları  tam bir karşıt durum içinde bulunmaktadır.

6-  İsrail’in elindeki nükleer silahlar:

 Bu konuda geçtiğimiz Pazartesi günü sn. Başbakan, Ortadoğu bölgesindeki tehlikelerden bahsederken haklı olarak İsrail devletinin elinde bulunan yüzün üstünde ki nükleer silahların da hesaba katılmasını istemiştir. İlaveten, İsrail’in nükleer merkezinin de Atom Enerjisi Kontrol Komisiyonunca teftiş edilebilmesi gerektiğinden bahsetmiştir. Bu da İsraillileri çok kızdırmıştır çünkü İsrail gizlice bu çalışmaları yürütmekte ve Avrupa’dan (özellikle Fransa ve Ingiltere’den) bu konuda yardım almaktadır.

Türkiye’ye yapılan bu “Diplomatik Küstahlık”unutulmamalı, afedilmemelidir. Hiçbir şey böyle bir kabalık ve küstahlığı haklı gösteremez. İsrail bu strateji ile kimi, ne kadar itebileceğini veya kontrol edebileceğini ölçmeye çalışmaktadır. 

Not: Israil Ayalon’a özür dilletmiş ve resmi bir özür mektubu Türk Dışişleri Bakanlığı’na Perşembe 14/1/2010 da ulaşmıştır. Aynı Gün İsrail muhalefet Labor Partisin’den 17 milletvekili de Türkiye’ye özür mektubu yollamış ve hem Lieberman’ı ve hem de Ayalon’u şiddetle kınamışlardır. Buna rağmen Ayalon ağzını tutamamış,”Bundan böyle Türkiye sözlerinde ve açıklamalarında daha dikkatli olur” demekten kendini alamamıştır.

Şimdilik Diplomatik kriz kapanmış ama bu gerginlik sona ermemiştir.


Oya AKGÖNENÇ / Haber
oyakgonenc@gmail.com

Yorumlar1

  • mehmet tokat 14 yıl önce Şikayet Et
    bence gerginlik sürmeyecek, israil zor da olsa değişmeye başlayacak. çünkü dünya değişiyor, türkiye güçleniyor. bu yüzden artık israil düzene ayak uydurmak zorunda kalacak. zaten bu yeni türk islam birliği düzeninde israil de rahat edecek.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat