İsrail, Gazze’de katliam yapıyor.

İsrail, Batı Şeria’yı vurdu.

İsrail, Lübnan’a saldırdı.

İsrail, Yemen’e füze fırlattı.

İsrail, Golan tepelerini işgal etti.

İsrail, Şam’ın 30 kilometre yakınına kadar geldi.

İsrail, İran’a “Yükselen Aslan” saldırısını başlattı.

İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri’ne Tel Aviv’de büyükelçilik açılmasını onayladı.

İsrail, Mısır’la temaslara başladı.

İsrail, Ürdün’le “Vadi Arabe Barış Anlaşması”nı imzaladı.

İsrail, Bahreyn ve Sudan’la aralarındaki buzları çözdü.

İsrail, Fas’la yakın temas halinde.

İsrail, Suudi Arabistan’la yeni bir sayfa açıyor.

İsrail, Kıbrıs’tan toprak topluyor.

İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Mısır’la kıta sahanlığı anlaşması imzalıyor.

***

Gazze’yi cehenneme çeviren…

Suriye’deki yeniden dirilişi fırsat bilerek yıllardır temiz içme suyuna ulaşma hayalleri kuran ‘mutant topluluğu İsrail’, adeta bir pınar olan Golan tepelerini tek kurşun sıkmadan işgal etti.

Durmadı, Şam’ın dibine kadar geldi.

Yetmedi…

Hamas’tan sonra ikinci ‘baş’ düşman olarak kodladığı Hizbullah’la mücadele gerekçesiyle Lübnan’da korkunç şeyler yaptı.

Bütün bunların yanında ufak-tefek sayılabilecek hak ihlalleri, soykırım girişimleri, alçak suikastlar, pervasız şımarıklığı ile lanetlenmiş bu mutant topluluğu, şimdi de İran’a ölüm yağdırıyor.

Diyor ki…

“İran nükleer silah geliştiremez!”

Neden?

“Çünkü benim için tehdit!”

Sen kimsin?

“Ben, Hitler artığı, lanetli, şımarık, satın aldığım lobiler ve seçilsin diye yoluna milyar dolarlar döktüğüm Trump’ın sahibi…”

Peki, senin nükleer silahın var mı?

“Benim olur. Çünkü ben efendiyim. Bölgede benden başka kimsede nükleer olamaz!”

Neden ama?..

“Çünkü öyle istiyorum!”

Peki…

***

İran’ın pek çok noktasına saldıran mutant topluluğu, yüzlerce insanı katletti. Eliyle koymuş gibi devletin kripto isimlerini ortadan kaldırıyor. En değerli nükleer uzmanları tek tek avlıyor.

İran ne yapıyor?

O da boş durmuyor elbette. “Bombe”lerini, füzelerini İsrail’in tepesine indiriyor.

İran’da sivil ölü sayısı üçlü rakamları geçmiş olsa da terör devleti İsrail’de ölen 8-10 kişi için dünya Tahran yönetimine karşı ayağa kalkmış durumda. Tel Aviv’de ayak parmağı kırılmış bir Siyonist kadar yaşama hakkına sahip değil; ne Gazze’de katledilen on binler ne de Tahran’da, Tebriz’de hayatını kaybedenler!

Bizde bir söz vardır: “Bir Türk cihana bedeldir!”

Teşbihte hata yok.

Küresel terör finansörleri bu sözü bükerek adeta “Bir Siyonistin ayak parmağı dünyaya bedeldir!” diye bağırıyor.

***

Mısır’ın zangocu Sisi ile sömürgecibaşı Fransa kovboyu Macron, geçen hafta, Filistin meselesini konuşmak üzere Kahire’de bir araya gelmişler.

Aman ne saadet!

Peki, ne olmuş?

Elbette hiç mi hiçbir şey!

Sadece bir enstantane: Sisi ile Macron’a vicdan sahibi biri “Gazze’deki soykırımı durdurun!” diye haykırmış. Sisi tebessüm ederek kafasıyla Macron’u işaret etmiş, “Bunu ona söyle” demiş vatandaşına…

Sonra kadehler kalkmış, kebaplar yenmiş ve dağılınmış…

***

Mutant topluluğu İsrail, satın aldığı CIA iradesinin desteğiyle Gazze’yi haritadan silmek için çalışmıyor mu?

Açlık dahil, çoluk-çocuk, kadın demeden öldürücü silahlarla ölüm kusmuyor mu?

Bunları bir aksiyon filmi izler gibi ekranlara getirmiyorlar mı?

Bu alçak Siyonist sürüsünün kozmik odalarının fotoğraflarını servis ederek, “Bakın efendiler, sahibiniz geldi!” görüntüsü vermiyorlar mı?

Efendim, İran saldırıyormuş.

Şeytan yavruları gibi tepinip duran üç-beş Siyonist ölüyormuş diye ‘empati’ çağrısı yapıyorlar.

Yahu, Gazze’de 100 bine yakın insan katledildi!

Orada hayatını kaybeden bir çocukla…

Bir avuç un almak için ölümü hiçe sayarak kurşunların önüne atılan babayla…

Bastonuyla bile yürüyemediği için “Ölümden öte köy yok” diyerek tankların altında can veren dedeyle…

Tecavüze uğrayan genç kadınla…

Sadece yaralıları tedavi etmek için gece-gündüz, canla-başla çalışırken kaçırılıp hücreye tıkılan ve akla-hayale gelmedik işkencelerden geçirilen doktorla…

Ne kadar empati yapıldı, yapılıyor?

***

Los Angeles’ta 100 kişi kavga ediyor, bütün kameralar orada…

Ukrayna-Rusya…

Pakistan-Hindistan…

Terör devleti İsrail ve ‘seçkin’ler dışındaki İslâm ülkeleri…

Biraz da oralarda…

Beachlerde, trakkinglerde, çılgın cinsiyet partilerinde, rock konserlerinde, uyuşturucu festivallerinde bir de…

Gazze’yi boşver.

Doğu Türkistan’ı…

Keşmir’i…

Arakan’ı…

Bütün yer altı-yer üstü zenginlikleri hortumlanmış Afrika’yı boşver.

Birinin varlığı diğerinin darlığı ile anlam kazanıyor madem…

Türkiye ile Yunanistan ezelî-ebedî düşman olarak kalsın.

Ukrayna ile Rusya kıyamete kadar anlaşamasın.

Fergana Vadisi fokur fokur kaynasın ki Çin’le Rusya terbiye edilsin.

Çin’le Tayvan sürekli gergin kalsın.

Kuzey ve Güney Kore asla birleşemesin. (“Ama, Almanya efendim, birleşti!” Karıştırma! “Almanya uygar ülkenin gözbebeği. Geç de olsa doğruyu buldu. Diğerlerinin ne haddine?”)

İsrail’in varlığı İran’a bağlı, dokunma.

Dükler, gotlar, şansölyeler, krallar, kraliçeler, Papa hazretleri, Tanrı tarafından görevlendirilmiş ABD, dünyanın ‘gerçek’ sahibi Birleşik Krallık asla üzülmesin…

Türk Dünyasını geçelim…

İslâm ülkelerinin rengi yeşildi, değil mi? Dönemin İngiltere Başbakanı itiraf etmişti bir BM toplantısında; mikrofonun açık olduğunu unutarak: “Soğuk Savaş bitti. Rusya dağıldı. Yeni düşmanımızın rengi yeşil!”

Peki, kendine Müslüman diyen ve toplamı yarım milyara yaklaşan İslâm ülkeleri…

Siz bu yazıyı okurken onların hepsi kendi gündemlerinde…

Kâbe’nin karşısında rock konseri…

Çölü teknolojik mucize ile yeryüzü cennetine çevirdikleri alanlarda kumar ve fuhuş…

Ve daha bir yığın müptezellik…

***

Başa dönelim…

Mutant topluluğu İsrail, kendince haklı gerekçeler icat ederek İran’a saldırdı; yüzlerce ölü var.

İran da İsrail’e…

Terör devletinin bu saldırısı karşısında ABD’nin soğukkanlı duruşu şaşkınlık verici…

Dünyanın aklıyla alay eden Tel Aviv canavarını desteklediğini her fırsatta ikrar eden Trump’ın bir yandan “Bu işte taraf değiliz. Aralarındaki sorunu artık kendileri çözsün” derken, bir yandan da “Tahran nükleer anlaşma masasına dönmezse dünyayı başına yıkarız” tehdidi savurması…

“İsrail’in kendini savunma hakkı var!”

Hangi Avrupalı ve ABD’liye mikrofon uzatılsa aynı şeyi söylüyor.

Peki, İran kendini savunamaz mı?

Ukrayna, Rusya, Türkiye, Suriye, Pakistan, Tayvan…

İsrail’e göre, “İran’daki kibirli diktatör (Hamaney’i kastediyor), sivillere ateş açan korkak bir katil”…

Ama kadın-çocuk demeden on binlerce insanı yok eden katiller sürüsünün başındaki adam “barış havarisi!”

Sıra, dünyanın dört bir yanında İsrail terörüne karşı yükselen milyonlarca insanın sesine kulak tıkayan erdemsiz, vicdansız, akılsız, izansız, ahlaksız yöneticilere gelebilir, gelmeli de…

İşte o zaman -belki- empati nedir, karşılığını bulur.

***

Saddam Hüseyin neden yok edildi?

Kaddafi neden devrildi?

Irak neden fiili olarak 4’e bölündü?

1600 kilometrelik Tel Aviv – Tahran arasındaki yaklaşık 950 kilometrelik alan İsrail lehine nasıl temizlendi?

Ve dahası…

Bu sorulara cevap arayarak meselenin künhüne vakıf olabiliriz.

Vesselam…

ÖZCAN ÜNLÜ / HABER7