Ve Gazze ve vicdan ve merhamet…
- GİRİŞ27.08.2025 09:03
- GÜNCELLEME27.08.2025 09:03
Dünyada yeni ve onurlu bir dalga yükseliyor: Siyonizm karşıtlığı…
İsrail’in ahmak yöneticilerinin, kısa vadede kazanmış gibi gözükse de pratiğe döktükleri Siyonist barbarlık, insanlıkları sorgulanmaya başlanan bazı İslâm ülkelerinin idarecileri ile Hindistan gibi birtakım pagan ülkeler dışında öfkeli bir karşıtlığa dönüşmüş durumda. ABD’nin ve Siyonist lobilerin dümen suyundaki korkak Avrupalı liderleri -başından beri- dinlemeyen vicdan sahiplerinin sesleri sadece Tel Aviv yönetimi ile Washington’u değil, dünyanın hemen bütün coğrafyalarını titretmeye başlamıştır.
Tayland’da, Yunanistan’da, İngiltere’de ve başka bazı ülkelerde İsrailli turistlere yönelik şiddet dalgası ne kadar gizlenmeye çalışılırsa çalışılsın büyümeye devam etmektedir.
İrlanda’da, Kanada’da, İngiltere’de, Türkiye’de Siyonist barbarlık yüz binler tarafından protesto edilmekte ve hükümetler de Siyonizm karşıtı bu dalgaya karşı politikalarını değiştirmeye başlamışlar, başlamak zorunda kalmışlardır.
***
Hollanda’da dışişleri, sosyal işler, eğitim ve sağlık bakanları ülkelerinin İsrail’e karşı tutumlarını protesto etmek amacıyla onurlu bir duruş sergileyerek görevlerinden istifa ettiler.
Filistin topraklarında yaşanan Siyonist barbarlığın bir insanlık sınavı olduğunu idrak eden İrlanda Cumhurbaşkanı Higgins, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının “hesap vermezlik alanında” olduğunu belirterek, “Bu alan demokrasiye yönelik en tehlikeli tehdittir” diyerek tepkisini dile getirdi ve BM’nin İsrail soykırımına karşı askeri bir operasyonla ‘dur’ demesini istedi.
Bolivya’dan Şili’ye, Kolombiya’dan Brezilya’ya, Güney Afrika’dan Honduras’a, Çad’dan İspanya’ya, Fransa’dan Avustralya’ya ve Türkiye’ye kadar birçok ülke İsrail’in Gazze katliamlarını en şiddetli biçimde protesto etmektedir.
***
İsrail, yaklaşık 3,5 milyar doların üzerinde yıllık savunma sanayi geliri elde ediyor.
Tel Aviv yönetimi kurulduğu günden itibaren ABD’den 310 milyar dolarlık ekonomik ve askeri yardım aldı. Bu yanıyla İsrail, ABD’den en fazla destek alan ülke konumunda ve hatta silah tedarikinin yüzde 70’ini ABD’den almaktadır. 3,8 milyar dolarlık askeri yardım da Tel Aviv yönetimine gitmektedir.
Almanya da 2019-2023 yılları arasında İsrail’in silah ithalatının yüzde 30’unu sağlamıştır.
İngiltere ise İsrail’e silah satan 108 firmaya ‘ihracat lisansı’ vererek Gazze’deki katliamın birinci derecede sorumlusu halindedir.
Siyonizme karşı sivil öfkenin en yoğun olduğu ülkelerden biri olan Kanada da masum değil. Zira İsrail ordusunun kullandığı torpidolar, bazı bombalar, roketler ve silah aksesuarlarının büyük bölümü Kanadalı silah tedarikçileri tarafından katliamda kullanılmak üzere İsrail’e gönderilmektedir. Hatırlarsınız, Kanada’da Filistin’e destek veren kalabalık bir grup İsrail’e silah satan şirketlerin merkezlerine saldırmış ve silah satışının engellenmesi için federal hükümete dava açmıştı.
***
İsrail’in, ABD desteğiyle Gazze’de yaşayan yaklaşık iki milyon insanı ya yok ederek veya sürgüne göndererek ‘temizlemeye’ çalıştığı aşikâr. Tel Aviv yönetimi, yine ABD desteğiyle, yerle bir ettiği Gazze’de, çoluk-çocuk on binlerce masum insanın kanının üzerine planladığı “İnsanî Kent” projesini ‘sevimli’ göstermenin derdinde.
Meseleye güncel siyaset açısından bakıldığında da…
Sözde ‘ilâhi’ mesajlar bağlamında yaklaşıldığında da durum tam anlamıyla kepazeliktir.
Hadise, insan onurunun, haysiyetinin, gururunun, vicdanının ve merhametinin asla ve asla kabul etmeyeceği/ etmemesi gereken bir kırılma noktasıdır.
Gazze, insanlığın vicdanı için bir turnusoldur. Ve giderek herkesin rengi belli olmaya başlamıştır. Dünyanın büyük silah şirketlerinin neredeyse yığınak yaptığı İsrail’in bu büyük güce rağmen avuç içi kadar bir kara parçasını yok edememesi derin tahlillere muhtaç bir hadisedir. Evlerin yerle bir edilmesi, hastanelerin, okulların, camilerin yıkılması ile ilgileniyoruz. Ancak Gazze’de ayakta duran, Gazze’yi ayakta tutan irade bütün bu görünenlerin ötesinde bir güçtür. Bombalarla yok edilemeyen şey işte bu güçtür.
***
Gazze’deki barbarlığın çapını asla küçültmek istemem: Bir avuç lapa için, bir paket makarna için, bir yudum su için sığındıkları yerlerden çıkarak şehit olmayı göze almış insanların yazdığı destanı konuşacak insanlık tarihi…
Bombalanan bir binada mahsur kalanları kurtarmak için kamerasını ve mikrofonunu fırlatıp atan farklı milletlerden vicdanlı gazetecilerin ikinci bir Siyonist bomba ile havaya uçurulmasını yazacak tarih.
Canlar gidecek, çocuklar cennete uçacak, binalar yerle bir edilecek belki ama insanlık vicdan ve merhametle yeniden buluşacak.
İsrail’in tahrif edildiği hem İslâm hem de Hıristiyan kaynaklarınca defalarca ispat edilmiş olan bir kitaba uygun saçma bir ülkü peşinde olduğu kayıt düşülecek insanlık tarihine…
Ve sonunda kazanan Gazze olacak…
Filistin olacak…
İnsanlık olacak…
_________________________________
DİPNOT:
“Aylardan Ağustos, günlerden Cuma
Gün doğmadan evvel iklîm-i Rum'a
Bozkurtlar ordusu geçti hücuma
Yeni bir şevk ile gürledi gökler
Ya Allah... Bismillah... Allahuekber” (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu)
26 Ağustos 1071’de, Malazgirt’te kazandığı zaferle Türk tarihinde yeni bir sayfa açan Selçuklu Sultanı Alparslan’ı ve onun kahraman ordusunu, Malazgirt Zaferi’nin 954. yılında minnet ve rahmetle yâd ediyoruz.
103 yıl önce, Anadolu’nun ebedî bir Türk yurdu olduğunu bütün dünyaya ilan eden Büyük Taarruz da, tıpkı Alparslan mührü kadar kıymetli ve değerlidir.
Türk milletinin istiklâl iradesini kesin bir zafere ulaştıran Milli Mücadele’nin lideri Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bu uğurda mücadele eden bütün kahramanlarımızı da rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.
Özcan Ünlü / Haber7
Yorumlar3