Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, “Yerel Kalkınma Hamlesi” üst başlığıyla devam eden çalışmalar kapsamında müthiş bir analize imza attı. İstanbul Kalkınma Ajansı ile birlikte Avrupa Birliği’ne uyum kapsamında yürütülen İstatistikî Bölge Sınıflandırmasına (İBBS) göre İstanbul bölge olarak, TR1 İstanbul, TR10 İstanbul ve TR100 İstanbul olmak üzere her üç düzeyde de tanımlandı. TR10 Düzey 2 Bölgesi İstanbul Bölge Planını (20024-2028) ansiklopedik bir kitap haline getiren bakanlık şayet burada yer alan projeleri hayata geçirebilir ve sürdürülebilir olmasını sağlarsa, İstanbul değerine en az üç kat daha değer katarak 2030’lu yıllara hızlı adımlarla yürür.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın bizzat takip ettiği projenin amacı, İstanbul’da teknoloji ve yeşil dönüşümü hızlandırmak, şehri afetlere karşı daha dirençli hale getirmek ve en önemlisi de küresel girişimcilik merkezleri arasında birinci lige çıkarılmasını sağlamak.

Proje, bir yandan kritik teknolojileri desteklerken, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı gibi konulara da kafa yorması bakımından çok kıymetli. Bu konuda sadece kamunun değil özel sektörün de neler yapması gerektiği veya yapabileceğine ilişkin proje örneklerine de yer veriliyor olması, “TR10 Düzey 2 Bölgesi İstanbul Bölge Planı”nı dikkat çekici kılıyor.

***

Farkındayım, biraz sıkıcı bir giriş oldu…

Nurettin Topçu’nun bir sözü vardır: “Kendini aşmak, bir dertle başlar.”

Bugün siyaset hayatımızın savrukluğu içinde eriyip yok olan çok değerli girişimlerden, projelerden ve hamlelerden geriye bir şey kalmıyor. Muhalefet -özellikle İstanbul’da- sosyal sorumluluğunu bırakıp siyasî rant çeteleriyle iş tutarken, iktidar bütün enerjisiyle ortaya koyduklarını, yapıp-ettiklerini doğru düzgün anlatamazken, bu tür hayatî önemi haiz projelerin saman alevi gibi yanıp sönmesine gönlümüz razı değil.

Derdimiz, bu dertleri taşıyanların dert yüküne ortak olmak…

Onları bir nebze de olsa duyurabilmek.

***

“TR10 Düzey 2 Bölgesi İstanbul Bölge Planı”, işte bu anlamda bir ‘dert’ projesi…

Teknoloji ve yeşil dönüşüm bütün dünyanın hedefi. Dünya ile rekabet eden güçlü ekonomisiyle İstanbul, kim ne derse desin, doğal kaynakları, kentsel imkânları, temiz ve doğa dostu üretim ve yaşam kalitesi ile bu hedefe en uygun kentler arasında yer alıyor. Adı geçen proje, İstanbul’un yeşil ekonomiye geçişini hızlandıracak 7 hedef ve bu hedeflere yönelik 26 tedbir belirlerken, 8 proje ve program önerisi de sunuyor. Yaşam kalitesinin yatay biçimde şehrin tamamında artırılması, toplumsal gelişmenin ve sosyal uyumun güçlendirilerek becerilerin yine yatay biçimde geliştirilmesi ve yine yatay olarak iklim değişikliği ile mücadelenin güçlendirilmesi ve çevrenin korunması başlıkları projenin özeti sayılabilecek nitelikte…

***

Bilindiği gibi İstanbul’un yüzölçümü göller dâhil 5 bin 461 kilometrekaredir. 785 bin 347 kilometrekare olan Türkiye’nin yüzde 0.7’sine tekabül eder. Ülkemizde toplam bin 391 belediye, İstanbul’da ise büyükşehir dâhil olmak üzere 40 belediye bulunmaktadır. Türkiye genelindeki 973 ilçe belediyesinin 30’u İstanbul’dadır.

Yüzölçümü ile küçük ama tarihi birikimi, yaşam enerjisi ve istihdamı ile devasa bir kent olan İstanbul’un kayıp on yıllarını geri kazanmak ve geleceğe hazırlamak meselesi sadece iç siyasetin hedeflerinden biri değildir, olmamalıdır. Bu kadim kent üzerinde açıktan veya gizli olarak yürütülen küresel planların deşifresi veya akamete uğratılması açısından da mühim meseledir. Teknolojiden yeşil enerjiye, depremsellikten stratejik önceliklere kadar bir dizi tespit ve öneri sunan proje sürdürülebilirlik konusunda da öneriler sıralıyor; örnek yatırım fırsatı ve proje fikri künyeleri ile örnek program fikri künyelerini bu konuda çalışma yapmak isteyenlere sunuyor. İstanbul’un yeşil dönüşümüyle ilgili fikir üretenlerin, ekolojik tarım hedefi olanların, yenilenebilir enerji yatırımı yapanların, enerji verimliliği üzerine proje geliştirenlerin, doğal kaynakların verimli kullanımına yönelik sürdürülebilir kaynak projeler yapanların, geri dönüşüm ve geri kazanım çalışmaları olanların, üniversite-sanayi-sivil toplum kuruluşları işbirliğiyle yeşil ekonomi sahasında çalışma yapanların, çocuk ve gençler için yeşil dönüşüm farkındalığı konusunda çalışanların ve bu konuda farklı fikri bulunanların “TR10 Düzey 2 Bölgesi İstanbul Bölge Planı”nı dikkatlice okumalarını öneririm.

İstanbul sadece bizim değil, bütün insanlığın ortak değeri…

Şehrin geleceğini sadece çok katlı binalar, yapay zekâ ile geliştirilmiş alt yapı ve bilişim yatırımları ile değil sürdürülebilir insana özgü/fıtrî projeler ile planlamak zorundayız.

Bu görev ilk etapta devlete, devletin ilgili birimlerine düşüyor gibi görünse de…

Sorumluluk hepimizin.