‘Düğün evinin tefçisi, cenaze evinin yasçısı’
- GİRİŞ24.12.2025 11:40
- GÜNCELLEME24.12.2025 11:40
Cumhuriyet Halk Partisi’nin hâlâ ol(a)mamış lideri Özgür Özel sürekli yaramaz bir çocuk gibi davranıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirdi, yetmedi.
Öyle ya da böyle Ekrem İmamoğlu’nu saf dışı bıraktı, yetmedi.
Kurultaya gitti, oy birliği ile koltuğunu güçlendirdi, yetmedi.
Ne istiyor? Belli değil…
Her fırsatta, oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi şikâyete gidiyor.
Nereye?
Elbette, Batı’ya…
Ama bu sefer çok trajik…
Brüksel’de katıldığı Avrupa Sosyalist Partisi Liderler Toplantısı’nda, ‘yolsuzluk operasyonları’ sebebiyle ülkesini eleştirdi! AB’den destek göremediklerini ifade ederek sitemde bulundu. Özel randevu istediği ama alamadığı Avrupa Konseyi Başkanı Costa’ya posta koydu:
“5 dakika bile görüşme imkânı bulamamamız kabul edilebilir değil.”
***
Peki, Sayın Özel, bu senin yaptığın kabul edilebilir bir şey mi?
Yani sen, ülkendeki yolsuzlukların üzerine gidilmesini…
Toplumun temizlenmesini…
Kamu imkânlarının çalınmamasını…
İnsanlara itibar suikastı yapılmasının önlenmesini istemiyor musun?
Partisinin yeni yöneticileri Meclis’te çocuklar gibi mahalle kavgası yapıyor.
Danışmanları sadece Silivri’ye kilitlenmiş durumda.
Çünkü kabir başında rakı içilmeyeceğini, bunun inanca ve töreye aykırı bir şey olduğunu bile söyleyemiyorlar.
***
Hem siyasî hem de ideolojik itibar peşinde koşarken bir türlü ajandasını dolduramayan Özel’e katkı olsun diye birkaç not vermek istiyorum.
20 Aralık 1963 gecesi Rum terör örgütü EOKA, Lefkoşe’de büyük bir katliam yapmış, onlarca Türk şehit edilmişti. “Kanlı Noel” olarak tarihe geçen olayda Rum çeteler, önlerine gelen herkesi taramış, küvetlere saklanan çocukları ve kadınları bile gözlerini kırpmadan katletmişlerdi.
Geçen hafta, bu insanlık suçunun işlendiği tarihte Rum Yönetimi lideri Hristodulidis bir açıklama yaptı ve katil sürüsünden ‘kahramanlar’ olarak bahsetti. Bu tarihin, “Kıbrıs’ın modern tarihinde bir dönüm noktası” olduğunu söyledi. Ardından da “Mağuso’ya Tekrar Döneceğiz” marşları eşliğinde EOKA Müzesi’ni açtı.
***
Sayın Özel, EOKA’nın 1963’te yaptığının katbekat fazlasını bugün Gazze’de Siyonist İsrail yapıyor. Bu ülkenin lideri Netanyahu yapıyor ve o da tıpkı Hristodulidis gibi soykırımı “kutsuyor” ve “en iyi Müslüman ölü Müslümandır” azgınlığıyla mevzisini derinleştirmeye çalışıyor.
Güney Kıbrıs’ın sahibi Yunanistan’ın Batı Trakya Türkleri üzerindeki soykırımlarından, baskılarından söz etmiyorum bile…
Sayın Özel, seni elbette bu lanetli lider bozuntularıyla aynı karede düşünmüyorum. Bu sana da temsil ettiğin siyasî harekete de yakışmaz.
Ama en azından şunu bilmek istiyoruz:
Ülkenin ana muhalefet partisi lideri olarak, tek hedefleri Türkiye ve Türklük olan bu üç ülkenin birkaç gün önce Kudüs’te imzaladıkları üst düzey stratejik işbirliği anlaşması için ne düşünüyorsun?
Yani Filistin soykırımcısı İsrail, Kıbrıslı Türklerin katili Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Batı Trakya celladı ve ABD’nin ileri karakolu Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı ittifakı hakkındaki düşüncelerin nedir?
Bu işbirliği kapsamında yer alan Kıbrıs’ta yeni İsrail üslerinin kurulması, Ege adalarının İsrail silahları ile teçhiz edilmesi, Doğu Akdeniz’de enerji, güvenlik, deniz yetki alanlarında işbirliği yaparak Türkiye’nin hareket alanını sınırlama hamleleri ajandanda yer alıyor mu?
Çünkü ilk erken seçimde Türkiye’yi yönetmeye talipsin, kazanacağından eminsin; bu konularla ilgili bir öngörün, planın, çalışman var mı?
***
Afedersin, bir konu daha vardı:
“Terörsüz Türkiye”yi önemsediğini açıklamışsın, var olasın. Komisyon çalışmalarına katılmadığın için süreçle ilgili derinlikli bir bilgiye sahip değilsin anlaşılan…
Çünkü DEM Parti heyeti ile yaptığın görüşmede kenarları yuvarlak ve boş kelimelerle, sanki başka bir ülkenin sorunu hakkında fikir beyan ediyormuşsun gibi ancak bu kadar cümle kurabilmişsin: “Hem Türkiye’de hem Suriye’de Türkler için de Kürtler için de Dürziler için de Aleviler için de Türkmenler için de anayasal, demokratik ve barış içinde iki devlet ümit ediyoruz. Türkiye’de de Suriye’de de barışın, kardeşliğin, demokrasinin hâkim olmasını (…) istiyoruz.”
***
Sayın Özel, bir de Trump meselemiz var. Dünyanın en zengin ve en kaliteli petrol rezervine sahip Venezuela’ya uyuşturucu ticareti bahanesiyle efelenen…
Türk Dünyası ile karadan bağımızı kuracak Zengezur Koridoru’nu ele geçiren…
Türkiye’yi terbiye etmek için ekonomisi üzerinde tepinen…
Yunanistan’ı ve İran’ı tetikte tutan…
Arap dünyasının bütün iplerini eline alan Trump…
Oturduğunuz koltuktan bütün bu meseleler nasıl görünüyor, size ne kadarı aktarılıyor, Avrupa’ya şikâyet turları, kurultaylar, Silivri ziyaretleri, heykel açılışları, mahalle mitingleri ve kabir başında kadeh tokuşturma seansları sırasında bu gündemlerin ne kadarıyla ilgilenebiliyorsunuz bilmiyorum ama dünya gerçekten kaynayan bir kazan gibi…
Senin 1940’lı hatta 1970’li, 1980’li yıllardan hatırladığın dünya veya Türkiye yok. Artık şu en kolay terennüm ettiğiniz “Ama biz Atatürk’ün partisiyiz. Ama biz şuyuz, biz buyuz” söylemlerinin dışına çıkıp olan biteni iyi kavrayın, iyi analiz edin ve bu meseleler üzerinde fikir geliştirin ki, geleceğin dünyasına hazırlanan tetikteki Türkiye’nin geleceği aydınlık, büyük ve güçlü olsun…
Bu hakikatten herkes kadar sen de sorumlusun…
Yorumlar4