Var mısın, Yok musun?
- GİRİŞ22.12.2008 12:20
- GÜNCELLEME22.12.2008 12:20
Sevgili okurlar!
Bu hafta ki yazımda sizlere yaşanmış bir olaydan bahsedeceğim. “Pes doğrusu” diyeceğiniz, küçük dilinizi yutacağınız bir olaydan! (Not: Sakın ha yutmayasınız! Yoksa konuşamaz, ibret-i âlem için bu olayları çevrenizdeki insanlara anlatamazsınız!)
Yazıyı okuduktan sonra “Rezilliğin bu kadarı!” diyeceğinizi buradan duyar gibiyim.
“Müslüman bir ülke” olan Türkiye’de bu tarz olayların yaşanmasına, bazı insanları gibi, “Burası Türkiye her şey olabilir” diyerek bu rezalete göz yumamıyor, bunu görmezlikten gelemiyorum.
Sizlerin de benimle hemfikir olacağınız kanısındayım.
Aşağıda anlatacaklarımı bir arkadaş ortamında dinlemiştim! Nakleden arkadaşım da başka birinden dinlemiş. Ama dinlediği kişi, olayda geçen şahısları yakından tanıdığını söylüyormuş. Dolayısıyla olayın bir masal olmasından ziyade, yaşanmış bir hayat hikâyesi olduğu kesin.
Malum, internette sohbet, tanışma, kaynaşma, Chat odaları mevcut.
Bu odaların mucidi kim; kim kurmuş, ne amaçla kurmuş olduğu bilinmese de, pek çok hayırlı(!) işe yaradığı kesin. Olayın ne zaman gerçekleştiğini bilmiyorum, ama şu anda bu satırları utanarak yazdığımı, kızararak anlattığımı görmenizi isterdim.
Sözü fazla uzatmadan, sizi de fazla meraklandırmadan olayı ayrıntılarıyla anlatacağım.
Olay şu:
Bir Beyefendi evli olmasına rağmen(internette)sohbet odalarına girip bayanlarla tanışıp, onları tavlamaya çalışıyormuş
Aynı şekilde bir Hanımefendi de evli olmasına rağmen, az evvel ki Beyefendi gibi (internette) tanışma, kaynaşma odalarına girip kendini erkeklere sevdirmeye, onları (t)avlamaya çalışıyormuş
Nasıl olmuşsa bu Beyefendi ile Hanımefendi birbirleriyle bir sohbet odasında tanışmışlar!
Aradan bir gün, iki gün, bir hafta geçmiş.
Zaman geçtikçe internette “Chat”laşarak sohbet etmeye, kaynaşmaya başlamışlar.
Kaynaştıkça da, birbirlerinden hoşlanmaya...
İkisi de evli olmasına rağmen, bunu birbirlerinden gizliyorlarmış.
Bu iki kişinin niyetleri halis(!) imiş; bir birleriyle evlenmeyi düşünüyorlarmış!
Bir yerde buluşup, oturup bir çay içip, (yüz yüze) tanışmaya karar vermişler.
Buluşacakları yer ve zamanı “birlikte” belirlemişler.
Birbirlerini tanımaları içinde, hanımefendi yakasına gül takacak, beyefendi de eline kırmızı bir gül alacaktı.
Nihayet buluşma anı gelmişti!
Buluşma noktasına ikisi de aynı anda varmıştı.
Bir de ne görsünler?
Bunlar karı-koca!!!
Meğer hanım kocasını, koca da hanımını aldatacağı düşüncesindeymiş!
Ama maalesef duaları(!) kabul olmamış.
Olayın gerisini hepiniz tahmin edebiliyorsunuzdur.
Bu olayın yaşanmasının ardından bu karı- koca nasıl mutlu olabilir?
Daha da önemlisi “evliliklerinin bir meyvesi olan” “çocuklarını” nasıl mutlu edebilirler?
Çevremizdeki insanlara bu meseleyi ibret-i âlem için anlatıp internetin zararlarına değinmek lazım!
Tabi anlatmakla da iş hal olunmuyor!
Said Nursi Hazretlerinin; “Eğer biz doğru İslamiyet’i ve İslamiyet’e lâyık doğruluğu efailimzle(fiillerimizle, davranışlarımızla) izhar etsek(göstersek) sair dinlerin tabileri fevc fevc(gurup gurup) İslamiyet’e dahil olacaklardır” sözünde ki “doğru İslamiyet’i ve İslamiyet’e layık doğruları” yaşantımıza aktarmamız, diğer bir ifadeyle dinimizi yaşamamız ve yaşayarak da insanlara numune-i imtisal, hüsn-i misal olmamız lazım.
Yukarıda sizlere naklettiğim hadisede ki benzeri olaylar yaşanmaması, genç kardeşlerimizin sapkınlığa, büyüklerimizin içki kumar sehpalarına, hanımların fuhuş bataklığına düşmemeleri için, gelin bir ve beraber olalım, bu akımlara engel olup, önünü tıkayıp İslamiyet’in tüm dünyaya duyurulması için canımızın son nefesine, kanımızın son damlasına kadar mücadele edelim.
Bu mücadeleye “Var mısın, yok musun?”
Özkan ERDEM / Haber 7
ozkanerdem47@hotmail.com
Yorumlar15