Mahremiyetimizi ihlal etmeyelim
- GİRİŞ29.01.2021 11:56
- GÜNCELLEME29.01.2021 11:56
Her gelişim döneminde mahremiyetle ilişkili farklı görev ve sorumluluklar devreye girmektedir. Öncelikle mahremiyet algısı ve eğitimi ile biz çocuklarımıza utanç hissi veya çekingenlik duygusu değil aksine vakar ve şuur kazandırdığımızın farkında olmalıyız. İstediğimiz şey kendini ifade edemeyen, hakkını savunamayan ve kendinden utanan nesiller yetişmesi değildir. Aksine kendine ve başkalarına eşrefi mahlûkat (yaratılmışların en şereflisi) gözüyle bakabilen ve Allah’ın yeryüzünde bir halifesi olarak hem kendisinin hem de ailesinin ve diğer insanların onuruna yakışan ilişkiler kuran insanlar yetiştirmektir. Bizim toplumumuzda maalesef son 200 yıldan beri İslami ve fıtrî (yaratılışa uygun) terimleri kullanmak bir aşağılık kompleksi olarak görüldüğü için mahremiyet eğitimi denilince bireyi geriye götüren ve toplum içinde pasifize eden bir eğitim algılanmaktadır. Öte yandan Batı’nın dayattığı ve nesilleri, bireyleri ifsat eden (doğasını bozan), ahlak ve namus algısını yerle bir eden, ergen yaşlarda çocukların cinsel birlikteliklerini karşı cinsi tanıma adı altında meşru gösteren cinsel eğitim denilince son derece modern bir eğitim gibi algılanmaktadır.
Mahremiyet eğitimi, çocuklarımızda en başta Rablerinin emirlerine ve mümin vakarına ve şuuruna uygun davranmanın oluşturduğu ulvi bir tatmin duygusunun gelişmesine yardımcı olur. Bunun yanı sıra insan olmanın verdiği değer ve kendini yönetebilme duygusunu ve gücünü çocuklarımıza kazandırmış oluruz. Mahremiyet eğitimi, çocuklarımızı denetlemek ve kontrol etmek değil onlara kendilerini denetleyebilme ve kontrol edebilme gücünü kazandırmak demektir. Mahremiyet eğitimi dış denetimli değil iç kontrol odaklı bireylerin yetişmesine yardımcı olur. Burada önemli olan çocuklarımızda bir algı ve mahremiyet bilinci oluşturmaktır, her davranışlarına müdahale etmek değil.
Bundan 10 yıl önce evimizin içini namahremden koruduğumuzda mahremiyetimiz ihlal edilmezdi. Maalesef günümüzde evimizin içi herkesin telefonunda, sadece evimizin içi de değil eşimizle yakın anlarımız, yediğimiz, içtiğimiz, ev hali görüntülerimiz, her şeyimiz. Eskiden gündüz tül perdeyi akşam olunca da güneşliği kapatır evimizin dışarıdan görünmemesi için iğne ucu kadar açık alan kalmamasına özen gösterirdik, çaba harcardık. Stor ve zebra perdelerin pencerelerimize asılması mahremiyet algımızın sarsılmasına ilk darbeyi vurdu, artık kimseden gizleyecek bir şeyimiz kalmamış gibi.
Sosyal medyada yapılan paylaşım ve beğenilerde artık neredeyse hiçbir sınır kalmamış gibi. Sizler sadece yakınlarınızın bulunduğu platformlarda paylaşsanız bile sosyal medyaya düşen bir görüntü veya ses tüm dünyaya kısa sürede yayılabilmektedir. Bu nedenle istismarlara ve kötü niyetli insanların emellerine alet olmamak adına paylaşım ve beğenilerde son derece titiz davranılmalıdır.
Selametle…
DİRİLİŞ POSTASI
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol