Trump–Netanyahu gerilimi
- GİRİŞ09.05.2025 08:25
- GÜNCELLEME11.05.2025 09:20
Trump ile Netanyahu arasındaki ilişkiler her geçen gün daha da geriliyor. İsrail basınına yansıyan son haberlere göre Trump, Netanyahu ile olan doğrudan iletişimini kesti. Çünkü Netanyahu’nun kendisini manipüle ettiğini düşünüyor ve bundan rahatsızlık duyduğunu açıkça ifade ediyor. Aynı kaynaklara göre Trump, Netanyahu’nun verdiği sözleri tutmadığı kanaatinde.
ABD’nin Yemenle yaptığı anlaşma ile ilgili İsrail’e bilgi verilmemesi üzerine İsrail’den gelen eleştirilere yönelik, Beyaz Saray’dan “İsrail’e haber vermek zorunda değiliz” şeklinde açıklamalar geldi. Bu gelişmeler, ABD’nin İsrail’e karşı daha mesafeli bir duruş sergilemeye başladığını gösteriyor.
Trump geçmişte Beyaz Saray’da yaptığı bir görüşmede, Suriye konusunda Türkiye ile İsrail arasını bulabileceğini belirtmiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la iyi ilişkileri olduğunu ifade ettikten sonra, Netanyahu’ya dönüp parmağını sallayarak “Sen de makul olmalısın” demişti. Aynı görüşmede, İsrail’e uygulanan gümrük vergileri sorulduğunda, “Belki kaldırırım, belki kaldırmam” demiş, ardından da “Zaten İsrail her yıl bizden 5 milyar dolar alıyor. Gayet de güzel para alıyorsun, seni tebrik ediyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Netanyahu’nun Gazze’de ateşkesi zorlamak için Ortadoğu’ya gönderilen Trump’ın özel temsilcisiyle görüşmeyi reddetmesi üzerine, temsilcinin Şabat günü Netanyahu’yu görüşmeye zorladığı ve bu sırada diplomatik olmayan bir üslup kullandığı da basına yansımıştı.
Bütün bu gelişmeler bize Trump’ın, kamuoyundaki yaygın kanaatin aksine, İsrail’in bir kuklası gibi hareket etmediğini açık biçimde gösteriyor. Aksine, kendi küresel stratejisi çerçevesinde İsrail’in ayağına dolanmasını istemiyor. Suriye’de İsrail’in beklentilerinin aksine bir politika izleyerek ülkenin bölünmesini desteklemedi. Yemen’de savaşı bitirmek istiyor. İran’la ise savaş yoluyla değil, müzakereyle sonuca ulaşmayı hedefliyor. Çünkü Trump, ABD’nin gücünü yeniden konsolide etmek, savaşlardan uzak durarak küreselcilerin başlattığı çatışma politikalarını sona erdirmek istiyor. Ticarete ve stratejik önceliklere odaklanarak ABD’yi yeniden güçlü kılmayı amaçlıyor.
Bu çerçevede, İsrail’in ABD’nin çıkarlarına aykırı politikalar yürütmesinden hoşlanmadığını ve bunu artık açıkça ifade ettiğini görüyoruz. Türkiye’de yaygın olan, hatta yalnızca Türkiye’ye özgü olmayan bir kanaat; yani Siyonistlerin ABD’yi tamamen yönlendirdiği inancı, bu gelişmelerle sorgulanabilir hale geliyor. ABD gibi bir süper gücün, İsrail ya da Siyonist lobiler tarafından yönetildiğini iddia etmek, siyasetin doğasına aykırı. Gerçekte olan, ABD’nin İsrail’i kendi çıkarları doğrultusunda kullandığı ve çıkarlarına aykırı durumlarda sınır çizdiğidir.
Bu sınır çizme davranışı geçmişte daha örtük bir şekilde yapılırken, Trump bunu bugün doğrudan ve açık şekilde yapıyor. ABD’nin tüm geleneksel müttefikleriyle ilişkilerini yeniden tanımladığı bu dönemde, İsrail’in istisna kalmayacağını daha önce de ifade etmiştim. Bugün yaşananlar da bunu doğruluyor.
Önümüzdeki dönemde Trump-Netanyahu ilişkilerinin daha da gerileceği bir sürece giriyoruz. Zira Netanyahu, sözünde durmayan, sürekli provokasyon arayan ve iktidarını sürdürmek için savaşa ve krize ihtiyaç duyan bir lider. Bu ise Trump’ın yaklaşımıyla bağdaşmıyor. Bu bağlamda, Trump’ın Netanyahu’yu devre dışı bırakmak için İsrail içinde bazı girişimlerde bulunması ve Netanyahu’nun koltuğunu kaybetmesi de ihtimal dahilinde görünüyor.
Prof. Dr. Enes Bayraklı / Haber7
Yorumlar10