Trump ile Netanyahu’nun tehlikeli oyunu

  • GİRİŞ22.06.2025 10:08
  • GÜNCELLEME22.06.2025 10:08

Son İran-İsrail savaşında Trump ile Netanyahu arasında bölgemizi ve dünyayı ateşe atabilme potansiyeline sahip çok tehlikeli bir oyun oynanıyor.

Netanyahu’nun ABD’yi savaşa doğrudan katılmaya ikna etmeye çalışırken kullandığı argüman, İran’ın nükleer programımı İsrail’in tek başına yok edemeyeceği yönündedir. İsrail’in, İran’ın nükleer programını tamamen sona erdirebilecek mühimmata ve bu mühimmatı kullanabilecek savaş uçaklarına sahip olmaması, Netanyahu’nun elini zayıflatmaktadır. Bu nedenle İsrail’in, özellikle Fordo’daki nükleer tesisleri kamuoyu önüne taşıyarak ABD üzerinde baskı kurmaya çalıştığını görüyoruz.

İran’ın nükleer programının ülke geneline yayıldığını ve yalnızca tek bir tesise bağlı kalmayacağını, alternatif planlar geliştirdiğini tahmin edebiliriz.

Bu bağlamda, Fordo’daki tesisin vurulması durumunda bile İran’ın nükleer programının tamamen sona ereceğini iddia etmek güçtür.

Trump ise Fordo’daki tesisin vurulması konusunda kararsız görünmektedir. Zira ABD’nin elindeki sığınak delici bombaların 60 metreye kadar nüfuz edebildiği, ancak bu derinliğin altındaki yapıların etkilenmesinin garanti edilemeyeceği, askeri uzmanlar tarafından dile getirilmektedir.

Bu nedenle ikinci bir opsiyon olarak, İsrail ya da ABD’nin taktik bir nükleer silahla bu tesisleri hedef alması gündeme gelmektedir.

Ancak bunun uluslararası siyaset açısından çok ciddi sonuçları olacaktır. Nükleer bir silah denkleme bir kez girdiğinde, taktik ya da konvansiyonel olması fark etmeksizin, uluslararası sistem bir nükleer savaş çağına girmiş olur.

Böyle bir saldırının ardından, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı taktik nükleer silah kullanması ya da Hindistan-Pakistan arasında gerilimin birdenbire tırmanması gibi zincirleme tepkiler doğabilir.

Gördüğümüz gibi İran’ın nükleer programını tamamen sona erdirme konusunda ABD ve İsrail’in ciddi bir kısıtlamayla karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz.

Trump bundan dolayı başlangıçta çok hevesli görünmesine rağmen, sonradan ABD’nin doğrudan müdahil olması konusunda daha temkinli davranmakta.

Netanyahu, ABD’yi savaşa sürüklemeye çalışırken; Trump ise Netanyahu’yu kullanarak İran’ı köşeye sıkıştırmakta ve müzakere masasına oturtmaya çalışmaktadır.

Aynı zamanda, İran’ın İsrail’i vurması üzerinden Netanyahu’nun ABD’ye olan bağımlılığını da Netanyahu’ya sürekli hatırlattığını söylemek mümkündür.

Dolayısıyla burada, Trump ile Netanyahu arasında oldukça tehlikeli bir oyunun oynandığını görmekteyiz.

Bu oyun çığırından çıkarsa, örneğin Hamaney’in hedef alınması gibi bir provokasyonla, bölgesel bir savaşın fitili ateşlenebilir. Ancak daha da tehlikelisi, her ne gerekçeyle olursa olsun, taktik nükleer silahların kullanılmasıdır.

Bu, İran’ın nükleer programını ortadan kaldırma amacıyla yapılsa bile, sonuçları çok daha büyük ve öngörülemez bir yıkıma yol açabilir.


Prof. Dr. Enes Bayraklı / Diriliş Postası

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat